Şubat 28, 2007

Lahey

Ben, Lahey Uluslararası Adalet Divanı'nın kararlarına, samimiyetten ve adaletten uzak olmalarından dolayı, saygı duymuyorum. Üzerimde de, herangi bir yaptırım hakkı, tanımıyorum!!!..

Bu kararı almamda ki başlıca sebep: Bu konu.

Sevgili ; Deryik'e
"Srebrenica" Postundan dolayı, yürekten teşekkür ederim..

Şubat 27, 2007

Re Burhan Altıntop

Burhan Altıntop'la ilgili bi post yazmıştım daha önceden.. Beyaz Show da bi remix izlemiş onun etkisinde kalmıştım. Duyarlı vatandaşlarımız bu remix i Youtube a eklemiş bende paylaşiim istedim:=)


Ve bu aralar hala popüler olan şu meşhur şarkı. Avrupa Yakası'ndan çok video war ancak komik olanlar arasında EN i bulamadığım için bunu koymayı uygun buldum....

Spam Mail

Spam Mailler ile ilgili yeterli bilgiyi şu linkten bulabilirsiniz. Spam Mail

Çok sevdiğim eş dost akrabadan sürekli bir çeşit mail gelior. Buna hepimiz aşinayız aslında. Hani "Şu maili tüm tanıdıklarınıza yollayın yoksa..." veya "Vatan, millet, Sakarya meselesi eğer bu maili yollamazsanız ...." gibi mailler. Ben bunlara 7 gün içinde 7 kişiye yollamazsan... mailleri diorum.

Daha fazla örnekleri şu link te mevcut.
7gün içinde 7kişiye mail örnekleri

Özellikle bu 2. linkte benim tüm anlatmak istediklerim başta anlatılmış.


Bir mailin kaç kişiye iletildiğini belirlemek. Mail adreslerini bu şekilde kopyalamak ve bu mail
adresleri database i ile spam mailler yollamak için çabalayan bir çeşit sahtekar dolandıcı çetesi uygulamaları bunlar.
Çok eskiden beri canımı sıkan ve asla kimseye iletmediğim mailler bunlar. Milletimizin değerlerini, kirli emelleri için kullanan ve bu sahtekarlıkları alaycı bir hal almış olan adi insanlar bunlar.

2-3 sene önce babamla bir işte çalışıyoruz. Bi tanıdık daha dogrusu babamın tanıdığı gelip
sohbete başladı. Cuma namazından çıkmılş dini bütün bir insan ve söz dönüp dolaşıp din konusuna geldi. Adam bi ara gençlerin dinimize ilgisizliğinden yakınır iken tüm kalbimle destekledim. Birden cebinden bi resim çıkarıp . "Dine saygısızlık ta bulunan insanlar bunun gibi olur" dedi. Bu resmi camide dağıtmışlar ve alt ta yayınlayacağım mail tamamen okunmuş ve Hoca bununla ilgili bir vaaz vermiş. Hatta "Biz neden duymadık? Böyle bir olay tüm haberlerde geçmeliydi." soruma; bu bey kendince çok mantıklı bir cevap verdi. "Dinimizin gücü anlaşılsın istemiyorlar. O yüzdende sansürlemişler."

İşte o ibretle okunası mail ve bu sahtekarların bizi kandırmak için ne kadar adi olabileceklerinin canlı bir kanıtı.

" -"iBRET ALINACAK BiR OLAY! Kuranı Kerimi Yırtan kız Yanan Kız

ibretle okuyacaginiz bu olay Hollanda'da gerceklesmistir. Bir genc kiz odasinda müzik dinlemekteyken, anneside sesli bir sekilde Kuran-i Kerim okumakla mesgulmüs. Bu sirada annesi kizina müzigin sesini kismasini söylemis. Bunun üzerine genc kiz annesine bagirarak kendisinin susmasini istemis. Genc kiz annesinin onu dinlemedigini ve Kuran-i Kerimi hala sesli bi sekilde okumaya devam ettigini görünce hemen, insanlara rehber amaciyla indirilen kutsal kitabimizi annesinin elinden alip yirtar. O an genc kiz alev alip yanmaya baslar. Söndürmek icin üzerine battaniye atar annesi. Battaniyesini kaldirdigindaysa asagida görülen ibretli manzarayla karsilasir. Genc kiz su an Hollanda'da bi hastanededir. Ailesi igne yaptirip öldürülmesini istiyor."- "

"Açıklama: Bu resim Patricia Piccinini isimli bir sanatçının heykeline aittir. Sanatçının kendi sitesinde yaptığı açıklamayı aynen aşağıya alıyoruz. İngilizce bilmenize gerek yok, resimlerden de anlıyorsunuz zaten." (verdiğim 2. linkten...)

Konu para olunca; Adiliğin sınırı yok...

Bu malleri yollamayın lütfen. Size yolluyanlarıda hoş bir dille uyarın. Sizi sevenlerin, bu şekilde, istismar edilmesine izin vermeyin....

Zaten ben, gençliğimde 3-5 sexy foto için, çok kaydettim, kendimi, spam mail cilere. :=) Sürekli Viagra ve Penis Enlargement maillerini boynumu büküp kabul ediorum bu yüzden:=)
Spam mailcilere de, para kaptıracak göz yok bende...
Beni silerlerse, listelerinden 2 tarafta memnun olucaktır:=)

Şubat 25, 2007

Yaşar

İşte öyle bir şey fırtınası devam ediyor...:=) Bugün aslında fazlasıyla melankolik başladığım bir gün. Kardeşimi İstanbul ellerine uğurladım. Hava güneşli ancak yeterince soguk. Bense yüreğimde ki eski acıların zihnimi ele geçiren saçma farkındalıkların itelemesi ile fazlasıyla duygusuz, düşünmekten uzak. Kabullenmenin verdiği sakin sessizlikle fazlasıyla meşgulüm. Aslında bir şiir yazıp tüm isyanımın izdüşümünü yapmayı planlıyordum. Tam pc nin başına geçmiş kendi karanlığımla okuyucularımıda karartıcak iken.

Yegenim Buket'in, hoş muhabbeti ile tembelleşip, tvde ki; eski, aslında bildiğim bir romantik filme takılıp. Tümden farklı bir ruh haline girdim:=)
Dün gece Okan Bayülgen'in "Makina" programını izlemişsinizdir umarım. Aydın Boysan ve Yaşar konuk olmuştu öncelikle. Diğerlerinden tek tanıdığım Harun Kolçak idi. Aslında bu çok konuk alıp çok saçmalamasından dolayı pek sevmiyorum bu programı. Hele bide birden çok popüler bir program olduğundan çokta itici gelior bana. Ancak 2 program üst üste bir toparlanma fark edilior Okan da:=) Nejat İşler, 2 hafta önce, Makina programına; sarhoş, konuk olmuş ve programı gülünç hale getirmiş. Aslında ben uzun zamandır, bu programı ciddi eleştirenlerdenim. Dün gece ise bir "Serhoş" konuk oldu. Çok güzel bir hazırlanışla Aydın Boysan'ın son kitabı ve hayatı tanıtıldı. " Sempatik Dinazor" diorum ben bu 86 yaşında ki Serhoş a. Serhoş: Aklı hoş, demekmiş bu arada.İlginç bir ayrıntı. Ben Yaşar'ı çok severim aslında. Müziğini, ses tonunu. Dün gece çok zeki olduğunu keşfettim, hazır cevap, romantik olmadığının altını çizen takdir edilesi bi insan imiş. Aşağıda da onun bir parçasını koydum. Aslında bu parçayı ilk duyduğumda hemen asıl sahibinden indirip buradan da yayınlamıştım. En azından şarkı sözlerini. Belki vicdan azabı yaptım Yaşar'ı daha farklı bir gözle görünce:=)

Neyse daha iim sanki. Biraz aymazım yine. Hatta mutluyum sanki.. Güneşten mi, sevdanın hoş gülüşünden mi, filmden mi, yegenden mi, neden? emin diilim belki hepsinden. Bu yüzden de teşekkür ediorum hayata. Kardeşimin gidiğine biraz üzülür gibiim. ne de olsa en yakın dostum. Muhabbetini esirgemesede msn den, esirgenicez hoş gülüşünden. Hasret ii bişi, aslında çok hoş bi farkındalık...

İşte öyle bir şey...;=D

Şubat 23, 2007

Sevmekten Gidince

Sevmekten Gidince

Sen beni sevmekten gidince ben bana borçlu kaldım
Ya sen bana fazla geldin ya ben sana az kaldım
Gitme bir adım öteye gülüm bir adımda gurbet olur
Gitme bir nefes öteye gülüm her nefes hasret olur

Aşk yasaklandı artık halka açık yerlerde
El tutmak yol açıyor diye hesapsız
Susmalara kaldırdık tüm tutuşmaları
Yasak kelime oyunu yapmak
Yalan söylemek mecburi ve serbest ayyuka çıkmak
Artık yağmur sonraları toprak kokmak yok
Tomurcuklanmak günah
Ve bir insan gözü yüzünden 100 gün ardarda uyumamak
Kimse ölmesin diye
Kimsenin aklında her sevdalı verdiği sözü geri alacak
Güneşi ayı ve hatta hiç bir tabiat olayı
Şahit gösterilmeyecek hiç bir sevdaya
Ne deniyorsa onu atacak kalp
Ve süresi24 saate çıkarılacak meskun mahallerde ağlamanın

Sen sesini alıp gidince ben burda dilsiz kaldım
Ya sen bana fazla geldin
Ya ben sana az kaldım
Gitme bir adım öteye gülüm bir adımda gurbet olur
Gitme bir nefes öteye gülüm her nefes hasret olur

Yılmaz Erdoğan


Bu şiir di hatırlayamadığım. Bu şiir benim, ben bu şiirim şuan...

Yaprak Dökümü

Havalar normale dönmeye başladı. Yalancı baharın, zamansız etkilerinin tüm karın agrıları ile beraber. Tüm agaçlar çiçek açmıştı ve heryer yeşermeye başlamıştı. Şimdi tüm çiçekler soğuk ve şiddetli rüzgarlar ile dökülücek ve bu yaz çok az yemiş oluçak.

Duygusal dünyamız da böyle. Kalplerimiz tamammen yeşermiş iken birden yaprak dökümü yaşamanın şaşkınlığını yaşıyoruz.. Bi süredir yazıyorum... Bi kzı çok seviyordum hatta onun gazına baya bi şeyler döktürmüştüm buradan. Şimdi bana çok saçma gelior bu yaşadıklarım. Bi yandan utanıyorum kendimden bi yandan da çok şaşkınım nasıl-nedenlerden. Kızlara asla güvenilemeyeceğine inanıyorum tekrar. Hatta hiç bir kadına saygı duymuyorum... Tabi bunlar benim yetersiz duygularımın vicdan azabından kurtulma çabalarıda olabilir ancak kimin umrunda sadece sonuç önemli olan.

Çevremde ki çoğu ilişki de bu halde. Zamansız yükselip zamansız çöken imparatorluklar gibi..

Bugün babam yeni bir reciever almış uydu için onu kuruyordum. Bi ara bi kanalda takılı kaldım. Adını hatırlamıyorum bu kanalın ancak bir kadın telefonla bağlananlara fal(heralde tarot) bakıyordu. Bir kadın, bağlanıp fal baktırmak istedi.
Falcı : buyrun efendim kimin için baktırıcaktınız??
Falcı : Evlimisiniz bu arada?
Aptal kadın : Evet evliyim.
Aptal kadın : Ben sevgilim için fal baktırmak istiyorum.
Falcı : Anladım eşiniz için yani..
Aptal kadın : ....
Falcı : Bu başka biri mi?
Aptal kadın : ee Evet..
Falcı : ....(sinirli)
Falcı : Ne zamandır sürüyor bu??
Aptal kadın : Bu benim ilk sevgilim 1 aydır yeniden....
Falcı : Anladım...
Falcı : Bi çocuk aldırdınız mı bu adamdan? öyle birşey war mı çocukla ilgili?
Aptal kadın : Yooo
Falcı : Dikkat edin o zaman böyle bir durum olabilir.. Kartlar bana bunu söylüyor mutlaka korunun..
Aptal kadın : Benim 12 yaşında bir oglum var. O olabilir mi?
Falcı : Bu adamdan mı?
Aptal kadın : Yooo..
Falcı : Bu adamla hiç birlikte oldunuz mu? yani ilişkinizin boyutu neydi tam olarak?
Aptal kadın : Bu beni aradı buluştuk bir iki kez. 1 ay önce. Ancak bu aralar uzaklaştı benden hiç aramıyor.
Falcı : Yani sadece konuştunuz. Kartların bana söylediği bu. sizden bi nedenle korkmuş veya kızmış olabilir. Cinsel birliktelikte yaşanmış gibi.
Aptal kadın : Birkaçkez birlikte olduk ancak herşey çok güzeldi. Ben oglumdan bahsettim....
Aptal kadın : Belki oglum senden dir dedim.
Falcı : Ondan mı peki??
Aptal kadın : Bilmiorum.
Falcı : Peki böyle düşünmenizin nedeni ne? Ona bunu söyleme nedeniniz ne?
Aptal kadın : Kocam, ogluma karşı biraz soguk davranıyo.
Falcı : Kabullenmio mu yani?
Aptal kadın : Kabullenio da biraz soguk davranıyo. Bana da soguk davranıyo bu aralar..
Falcı : O yüzden mi bu adamla tekrar ilişkiye başladınız?
Aptal kadın : O benim ilkim o yüzden. .... Beni arayınca hemen gittim.

.....

Bu dialog böyle gidior aslında baya bişi anlattı o aptal aşağılık kadın da aklımda kalanlar bunlar...

Bu kadından hareketle Tüm kadınlardan iğreniyorum açıkçası şuan... Diil aşk , bi parça ekmeği bile hak etmiolar. Anneleri hep üstün tutmuşumdur. Ancak bu kadında bir anne...

Çok zayıf kadınlar çoook.. Asla aynı yola baş konamayacak kadar basit kadınlar.

Abartıyorum belki. ne biliim ancak içimde hissettiğim tüm duyguların yalın ifadesi bu.
Bide bu aralar fazlasıyla tatil yapıp kadın programlarını biraz fazla izlemiş olmamamın da etkisi war tabi. Biz Türk erkekleri çok değer verioruz kadınlara.. Ya Allah aşkına bir tane warmı bu değerimizi hak eden. Zamanında annelerimiz başka bi kültürde yetişmiş. Ancak bu zamanlar ki Türk kızları onların tırnağı olamaz yaa...

Üzgünüm biraz fazla sinirliim de. Bi kız arkadaşım da netten tanıdığı 40 yaşında ki bir adama la evlenmiş. Türkiyeden. O da aklımdaydı nicedir. kendinden 15-16 yaş büyük bir adamla ve bu kızı zeki ve duygusal bir kız olarak tanımlardım hep . Money Power:=)

Neyse beni genelde kızlar okuyor ama napiim içimden gelen bu. Neredeyse tüm erkeklerde de bu düşünce war zaten. Heralde benim Duygusal kraliçem susunca, sevgili mantık vezirim böyle kusuyor.
Yılmaz Erdoğan'ın şiirleri çok hoşuma gider hatta tüm yazıları anlatımı hoşuma gider...
Bir başka şiirini koymak isterdim ancak bu da çok güzel... Bunla bitiriim isyanımı....

Yağdıkça

Yerle yeksan, ıslak saçlı, kem gözlü,
Kavim göçlerinden bu yana ağlayan
Ve durmadan
Cep kanyağı yakıcılığında ezgiler
Çalan, çaldıran, yakalatan
Adı bende gizli bir kadındı İstanbul
Şehre bir yağmur yağdı
Ben ağladım

Sevilirken ayrılmak mı kaldı Bizanstan
Yalan dolan yoktu gözlerde sadece ses
Verilen sözler birdi edilen yeminler sıfır
Eşyalar alındı fotoğraflar söküldü yerlerinden
Bir aşkın izlerini yok edecek yeni bir aşk sipariş edildi yeniden

Bir şehre yağmur yağdı
Ben ağladım

Kim daha çok yalan söndürdü çay bardaklarında
Hangisi talandı demli öpücüklerin
Ve buğularda yitirilen kimin adıydı
Bir aşktan diğerine kaç saatte gidiliyordu
Soyulur muydu kabuğu hayatın
Yoksa bütün vitamini kabuğunda mıydı?

Yağmur şehre bir yağdı
Ben ağladım

Ben ençok seni götürdüm giderken
Aklımın nakliyesiydi asıl yoran taşıyıcıları
Yardan düşmüştüm yaralarım yardan armağandı
Kutsal kitabımdı ziyan edilmiş sevgililer atlası
Ben sevmeyi beceremedim belki de sevilmeyi
Benim sevmeye engel evcil acılarım vardı

Ben yağmur ağladım bir şehre yağdı
Ben şehre ağladım bir yağmur yağdı
Ben bir ağladım şehre yağmur yağdı

Ben...
Yağmur...
Ağladım...

Yılmaz Erdoğan


Şubat 22, 2007

Yaşam Nehri

Ben yaşamı hep bi nehre benzetmişimdir. Tamamı ile insanlarla dolu bir nehir. Hep bir yöne dogru akar. Bazılar akıntıya karşı yüzmeye çalışır. Bazıları da kenidini akıntıya brakır. Sadece aydınlananlar bu nehirden çıkabilme becerisi gösterebilir. Ben bi şekilde aydınlandım. Sonra yaşayabilmek için tekrar nehre daldım. Ancak ne hikmetse ben hep akıntıya karşı kürek çekiorum. Hep birini arar gibi yanımdan geçenlerin yüzüne bakıyorum.

Bu nehirde bazen birden bire çıkan kayalara çarparız. Bazen birini bulur bi süre onla birlikte umursamazca akarız. Genellikle yanlız kalmayı pek sevmeyiz. Çoğunlukla kısa süreli yoldaşlıklar kurarız. Biz erkeklerse çoğunlukla bizden olan kendi özel Havvamızı ararız. Azıcık bulduğumuza inansak, sonsuzluğu onla paylaşmayı umarız.

Bu nehirden kurtulmanın tek yolu ölüm ve aydınlanmadır. aydınlanma sonrası, ölmemek için tekrar nehre dalmak zorunda kalırız bir daha çıkması da zordur. Ölünce nehirde yaptıklarımıza göre ya soldan, ya da sag kıyıdan bir daha dönmemek üzere çıkarız. Sağdan çıkmak çok zordur. Çok çaba gerektirir. Soldan çıkmaksa gayet kolaydır. Hatta kendini akışına brakmak dahi soldan çıkmaya yeter. Yanlız solda iğrenç bir çöl ve büyük zorluklar wardır.Tekrar nehre dönmek imkansız olduğundan bu çıktığımız yerde yanlızlığımızla başbaşa kalıp zorluklara katlanmaya alışamamanın acısı ile yaşarız. Sağdan çıkanlarsa, nehirde ki tüm sıkıntılarını sonzuza kadar unatacakları mükemmellik diyarına kavuşmuş olur. Bu diyarda herkez özgür ve eşittir. Herkez tok ve huzurludur. Bu diyarda insanlar yanlızlıklarından yorulmazlar.

Kadınlar zorluklara pek katlanamaycağından sol tarafta büyük çoğunlukla kadınların olacağı öngörülmüştür. Bazı erkekler bu nedenle sola gitme eğiliminde olabilir. Yanlız orada herkezin kendine fazla derdi olduğundan, kimse kimse ile ilgilenebilecek halde değildir.

Neredeyse tüm disiplinlerde zorlukların insanı sağa yönlendireceği yargısı wardır. Nehirde çekilen acılar, insanı sağ da huzur bulmaya haklı kılar. Bu sebeple sağ düyara genellikle onurlu fakirlerin gireceği öngörülmüştür.

Yaşamın gidişi de, sonu da budur....

Türksen, Türksündür....

Dün gece "Genç Bakış" programı Yeditepe üniversitesinde Emel Sayın ı konuk etti. Ben çok severim Emel Sayın'ı da hala bu kadar çok sevildiğini hiç ummazdım. Hem salonda ki ögrencileri mest etti şarkıları ve yıpranmayan güzelliği ile hemde ekranları başında benim gibileri....

Tanrım bilir; ben müzik dinlemeyi tasvip etmiyorum, çünkü yemin ederim her güzel şarkıda yüreğimin ağırlı ruhumu boşluğa sürüklüyor. Bu sıra yine müzik dinliorum ve yine kaçınılmaz bu durumu yaşıyorum. Kanal D den rica etmeli programın tekrarı defalarca gösterilmeli. Sadece o mu biraz önce bir sebepten Erol Evgin dinlemeye başladık. Ardından beğendiğimiz tüm şarkılarını indirir olduk.

Burada ismini sayamadığımız nice sanatçı ve tek ortak yanları genellikle türkçe parçalarının olması. Anadilin neyse hissetiğin, düşündüğün herşey o dildir. Türkçe sevmek, Türkçe nefret etmek, Türkçe hüzünlenmek, Türkçe isyan etmek... Emel Sayın akşam "Ben Türk sanat musikisinin hala bu kadar popüler olmasına çok şaşırdım oysa sadece TRT 4 dinler olmuştuk.." dedi Yemin ederim bende çok şaşırdım o güzel gençlerin o kadar hissederek dinlemesine ve eşlik etmesine... Tanrım , birçok genç kalkıp uzakta ki sevgililerine istek ve aşk mesajları yolladı.. Tanrım her gencin gözleri, yürekleri oldu...

Şimdi hala Erol Evgin dinliorum. Aslında bugünlerde biraz hisli ve sarkastiğim ancak, Bu şarkılar beni alıp götürdü. Bişi yazmıcaktım bu aralar :=) Kardeşime kalk biraz dedim. Duygularım taşınca yolu bu blog olmaya başladı... size dinlediğim parçaları dinletmeyi çok isterim ancak şuan hissetmekle fazlası ile meşgulüm.. Bi lyric olsun bari...

işte öyle birşey

seni düşündüm dün akşam yine
sonsuz bir umut doldu içime
bir de kendimi düşündüm sonra
bir garip duygu çöktü omuzuma
hani ıssız bir yoldan geçerken
hani bir korku duyar da insan
hani bir şarkı söyler içinden işte öyle bir şey
hani ıssız bir yoldan geçerken
hani bir korku duyar da insan
hani bir şarkı söyler içinden işte öyle bir şey
hani eski bir resme bakarken
hani yılları sayar da insan
hani gözleri dolar ya birden işte öyle bir şey
hani eski bir resme bakarken
hani yılları sayar da insan
hani gözleri dolar ya birden işte öyle bir şey
işte öyle bir şey...
seni düşündüm dün akşam yine
sonsuz bir umut doldu kalbime
bir de kendimi düşündüm sonra
bir garip duygu çöktü omuzuma
hani yıldızlar yanıp sönerken
hani bir yıldız kayar da insan
hani bir telaş duyar ya birden
işte öyle bir şey
hani bir yağmur yağar da bazen
hani gök gürler de arkasından
hani şimşekler çakar peşinden
işte öyle bir şey
işte öyle bir şey
işte öyle bir şey..
Erol Evgin

Edit: Dayanamadım yine şarkıyı ekledim sizler de dinleyebilin die. Ha bide Yaşar dinliorum "Aldanırım" müthiş... Ahh ah müzik dinlememek lazım:=)

İşte öyle bir şey

Şubat 21, 2007

Non Stop Aşk

Çok aşk hakkında konuştum bu aralar ve yemin ederim bana gına geldi artık ki okuyucularımdan özür dilemeye yüzüm yok. Dün başka konularda yazmak için şartlamıştım kendimi hatta bi aralar müptelası olduğum Ragnarok post u bile hazırlamıştım zihnimden. Bide bi başka blogdan çok etkilendim, gıpta ettim. Herackles die bi yazarın bloguna özendim. Araştırma konuları dahi yazmayı istedim. Ki araştırmacı olmayı çok severim. Obsesif olmanın yasal halidir çünkü.... Ama yok yok yok ille de aşk giricek bi köşeden. İzlediğim bi diziden, Karamsar bir gencin kaleminden, Bahçedeki sercelerin şarkısından giricek aklıma. Kalbimi duymayı umursamasam da.

Canım insanlar; hepinizi çok seviyorum. Hümanist olduğum için diil. Nirvana ya ulaşıpta sizi bulduğum için kaçınılmaz seviyorum. Ama üzüyosunuz beni. Bende sizlerdenim, ancak başkasının derdi ile de gerilenlerdenim. Rabbim bilir, yüreklerinizi işitiorum çoğu zaman ve bu yüzden de üzülüyorum kimi zaman.

Aşk kendimizi insan gibi hissetmemizin en güzel yoludur. Yoksa ne farkımız war hayvanlardan. Onlarda Yaşama ve üreme güdüsü ile war oluyolar. "İllede war olma" felsefesine uyuz olduğumdan göç edesim war bu Dünya dan. Tamam size hep beraber gidelim de demiorum zaten ben sürü pisikolojisinide tümden red ediyorum. Ancak kimisi koyun olurken, kimide çoban olucak biliyorum..... Aslında tam da şuan da bi flash back yaşadım ewt ben gençlere biraz kızıyorum aşk acısı korkusu ile hareket edip bu korkunun adıyla bile iştahları kabardığından da ben de yaşadım o yaşlarda onların yaşadığını. High hissetmenin müthiş onurunu. Neyse düştü elimden kızılcık sopası. Ancak insan korkmamalı. War mı bize özel hissetirebilicek başka meziyetlerimiz. Mantığımızın reddine karşı gelişimiz, Bir başkasını kendimizden çok sevişimiz, dürtülerimiz kontrol altında tutabilmemiz... daha kaç şey sayabiliriz bizi hayvanlardan daha özel yapabilicek???

Korkmayın!!! acıysa çekilir, elbet mutluluk sonsuz değil... Ancak mutluluğun yolu ezberlenebilirse, artık gözü kapalı da gidilebilir... Bende çok yandım zamanında ve yeminler ettim bi daha mı asla larla. Ancak işte yolum hep aynı. Korkmuyorum... Değil bir küçük ısırıktan, tümden yutmaktan korkmuyorum. Zehir de olsa, merhemde aldırmıyorum. Çünkü onu canıma, kanıma katıyorum. ve o ben oluyor. Söyleyin bana hangi duygusuz-kirli sevişme verebilir bunu bana.. Ewt yerine göre sevmeli, yüreklerin istikameti belli iken zihinlerin kilitleri ihmal edilebilmeli..
Ewt
Biz erkekler çok benciliz aşk ta. Nasıl derler "Kadınlar evleninceye kadar düşünür, erkekler evlendikten sonra..." Belki ondandır, o yüzden sizi de hor görmüyorum.. Ondan yada beşten olsun, lütfen bi yol bulun sizde, bizim Dünyamıza....

Hayat

Bugün sabahtan beri bi garip his hakim bana. Hani isyan etmek için tüm haklı sebeplerin mevcut iken, isyanın hiç bir anlamı yoktur ya. İşte öyle bi his. Hani miden çok kötü bulanır da, zorlasan da kusamazsın, işte öyle birşey...

Zaten sabahtan, Küçük bir isyan girişimine uyandım. Sevgili aile Tiranımızın tatili planlanandan uzun sürünce, Benim liberal yönetim anlayışım batmaya başladı sevgili valideme:=) Kedi de uyanır uyanmaz bana bi pati attı. Saolsun kardeşimin desteği ile otoriteyi tekrar sağlayabildik:=)

Bugün fark ettim ki; benim tam bağımsız bir krallığa ihtiyacım war, Babamın çiftliğinde, özerk bir fedaratif yapı, asla tatmin edemez beni... Ama nasıl olcak????

İşte sabahtan beri beni sıkan konu bu.... İlk defa gelmior bu aklıma, kendimi tanıdım tanıyalı, çabam, hayalim, planım bu...

Kendi hayatımı düşündüğümde, hep aklıma Adorno'nun bi sözü takılır. "Yanlış bir hayat, doğru yaşanamaz.."

Neyse.....

Şu Binbir gece dizisini çok seviorum da neden sevdiğimi tam olarak tanımlayamamıştım:=)
Buldum buldum buldum:=)
Halit Ergenç in Canlandırdığı Onur karakteri tam benim kişiliğim:=) wallahi benim kişiliğimi, felsefemi tam almışlar.. Benim geçen hafta sevdiğim kızla bir diyalogumu alıp replik yapmışlar bugün bire bir hemde inanamadım:=) Belki de güzel sevince, genelde bu karakter, cuk oturyo insanlarada ben üstüme alınıyorum gereksiz:=)

ama benim sözlerimin aynısını almışlar kardeşim bu kadarda tesadüf pesss yani:=)

Şubat 20, 2007

Zamansız Bahar

Ah bu sıcaklar nasılda kırdı bizi. Zamansız sıcaklarla, zamansız sıcaklıklar belirir oldu içimizde.
Ah bu sıcaklar, Karnavallar bahane olmuş. Biri bulduğu herhangi biri ile olur olmuş..
Kızmalımı insan ogluna, ben de bir evladıyken bu türün, anlamam olurmu..
Ben sevdanın bir gülüşünde unuturken benliğimi, beni anlayabilen olur mu?
Dilerim kalbi olan herkez sevdiği ile olsun, bedeni doyar iken yüreğide sevgi ile dolsun...
Sevdiği olmayan da bir an önce sevgiyi bulsun. Sonrada sevgiliyi anlar olsun...

Hayal tabi ancak uyanık iken gördüğüm bir hayal:=)

Şubat 19, 2007

Maç

Tanrım maçı izlediğimi biliorum ancak maçın sonucunu Antu dan ögreniyorum warmı böyle bişi:=)
Şarabın hertürlü türevine biraz soğuk bakıcam bi süre. Eglenirken güzel ama sonra çok kötü hissedio insan....

Şubat 18, 2007

KARNAVALL




Kahrolası Ritzina-kola:=) Çok güzel bi gündü. Karnavalların son günüydü. Çok eglendim ve Çok içtim.

İskeçe( Xanthi)yi seviyorum. Küçük bi şehir ancak full eglenceli bi şehir..... Karnavallardaydım hala ritzina-kola ve mauro dafni nin etkisindeyim. Kardeşimim fotoları war burada bide karnavaldan enstantaneler. İskeçeyi gercekten seviorum....

Aşka iman

Şuan DreamTürk izliorum.
Manga-Yalan
Athena-Masum Kalamayız
Nezih Ünen-Karnaval
Funda Arar Camdan Kalp

Parçalarını dinledim sırası ile, Manganın parçası aşkın tamamen yalan olduğunu anlatıyo. Athena istesekte sevemeyiz dienlerden, Nezih Ünen in parçası eski rithminden ve şarkı sözlerinden çok sevdiğim bir parçadır. Karnavalla herkezin maskeler taktığı anlatılıyor gerçek kendini gizlediği. Funda Arar'ın parçasıda aşk acısını anlatıyor.

Çok basit yemin ediorum anlamak çok basit....

Şimdi ben seviyorum... Dünya alem de duydu yüreğimde yaşadıklarımı.. Sevgimle mutluyken yüzüme bakan herkez gülümsüyor ve bana aşktan bahsediyorlar. Gelgelelim sevdiğim genellikle bana inanmıyor. O na "seni seviyorum" dediğimde durup düşünüyor. Çok söylediğim zamanlarda Tamamen itici buluyor. Neden dersiniz???

Kültürümüze dahi yerleşmeye başlamış birşeyden dolayı gerçekten bunları hissediyor. "Aşk yalan", "Sevemeyiz", "Herkez yalan söylüyor", "Yeni aşk acıları istemioruz" :=)

Sizde bi düşünün bunu, Bu bizmiyiz, yoksa bize empoze edilen mi? Ben işte burdayım sevdimmi de söylüyorum, kızdığımda da, kırıldığımda da, üzüldüğümde de... Ha ben kazanıyormuyum belki bu kadar açık olduğum için yitiricem. Ancak maske takmayarak, duygularımı içime atmayarak yitiricem. Aşk bi oyun diil bir his, bir Boyut.... Player olmakta elinizde tabi, ama kime olucağınızı dogru seçin. Bir insana saygı duymadan kullanmak gerçekten acıtan bişi, Hmm öyleyse Player olmamanızı dilerim. Belki benim kadar acele etmezsiniz hislerinizi açıklamakta. Zaten çabul tükenen şeyler zevk vermez pek insana...

Ben bunları yazarken sırasıyla bu parçalar çaldı:=)
Sezen Aksu-Yaşanmamış Yıllar
Nil Karaibrahimgil-Peri
Haluk Levent-Elfida

Şubat 17, 2007

Amaretto

Bugünlerde havalar bi garip. Dün sıcacık güneşli bir bahar, bu gece fırtınalı kasvetli bir nightmare.
İnsanlarda garip etkilenior bu hava değişimlerinden, Havaya göre pisikolocileri değişior. Güneşli ve ılık havalarda herkez cinsel olarak aktif, kasvetli gecelerde herkez batini derdinde(kardeşim küçükken batini derdi özel bi bataniyesi wardı:=)). Neyse ben biraz genelin aksi etkilendim heralde bu hava değişimlerinden. Belki de ben Karanlıklar prensiyimde haberim yok benim mevsimim geldi sevincindeyim. Belki Küresel ısınma tepkisi Who cares...

Yanlız bazen çoook aptal aşık modunda oluyorum bazende tüm kadınlardan nefret ediorum gibi davranıyorum. Allah ilgilendiğim kızlara sabır versin.. Biraz da bi gaza müzik bilgimi refresh ediorum Led Zepplin, Pink Floyd, Metallica, Rolling Stones derken baya bi asi, narsist oldum galiba:=)

Biraz önce alt kata inip bi kahve yapiim dedim. Ben kahveme bişiler katıp değişik tatlar yakalamayı çok severim. Bu aralar çikolatalı nes içiorum. Dolapları biraz karıştıriim dedim evin gizli hazinelerini keşfetmeye çalışan küçük kaşif edası ile Bi şişe Amaretto buldum oleeeeee.
Şimdi Amarettolu-Çikolatalı-Nes içiorum.

Bu arada Çin mallarını protesto ediim buradan bi kahve makinası almıştım 9 evro ya Adi makine 1 haftada bozuldu.. Şimdi ketell olarak kullanıyorum onu filtre aromalı kahvelerimde kaldı. Annemde 50 evroluk bi makine begenmiş belki onu alırım. Çalışmaya bi başliim da. Siz siz olun Çin malı kullanmayın...

Ha bi ara Baileys almak lazım bak şimdi aklıma geldi. Onla daha güzel kahve oluyo başka bi işe yaradığınıda görmedim o kremanın. Bide whisky ile denemek lazım ama, ammmaaaan ben kahve ile seviom napalım şimdi....

Öle işte.....

Ah Aşk


Aşk çok güzel bişi, Aşkın tanımını yapmıcam size çünkü herkeze göre diildir aşk, kişiye özeldir. Benim aşkımı anlayamazsınız muhtemelen... Ancak neler hissetiğimi anlatabilirim size...

Ben dolu dolu hissederken onu yüreğimde, uyanır uyanmaz ilk telefona pc ye selam verirken ondan bir haber war mı die. Saatlerce beklerken bir çift söz için.Gözlerine bakamadığım zamanlarda, resimlerde dalıyorken engin denizlere, Onun hastalığı ile rahatsız, mutluluğu ile şımarık oluyoken....
Onun sadece beni, azda olsa, anlamasını dilemek. Saçmaladığım da sözünü benden esirgememesini ummak ... Yok yok biliorum yanlış böylesine bencil ve ezik olmak..

Ben onla kendimi bir yere ait hissediyorum. Saf şey farkında bile değil ne kadar tatlı olduğunun hatta bazen bana kızdığında bile nasıl ısırılası al yanakları olduğunun farkında diil... Ya şımarık küçük bi kız gibi davrandığında. hani yatır dizine pat pat wur poposuna her yaramazlığında... Ya rüyalarıma dahi giren o hoş sesi, O güzel gözlerinin farkında olsa.. Kesin çoook şımarırdı. Belki yüzüme bile bakmazdı o zaman. Ya ne kadar zeki olduğunu bilse, kesin alehime kullanır bazı çocuksuluklarımı.. Ya ne kadar canlı olduğunu bilse yaşlı yüreğime nasıl hayat verdiğini bilse kesin bedelini isterdi.. Ona neden canım dediğimi bilse anlasa azcık.. Canımı bogazıma getirirdi heralde:=)

Ahhh ki ah biz erkekler çoook duygusalız da işte korkuyoruz saçma şeylerden oysa o kadar savaşcıyız o kadar yürekliyiz ama ne yazık ki korkuyoruz yitirmekten... O yüzden de saçmalıyoruz çoğu zaman...

Ama belki de sözler sıkardı. İzah etmek, duygularımızı, kesin bezdirirdi.... O yüzden brakmalı, gözlerimizde, kendileri keşfetsin; kendilerini....

Tanrım; nasıl ,haykırası yogunlaşır duygular, ağırlaşır da ruhumda , ben susarım. Nasıl???

Yok yok çok ta korkmamalı... Sen benim tanrıcam diilsin ancak yanında huzur bulduğum, warlığınla mutlu olduğumsun. demekten korkmamalı. Ezberlemiş olsada....

İnsanlar: isim vermek ve anlam katmak için, hakimdir Dünya ya.... Bakara Suresin de bulursunuz bu anlatmak istediğimi...

.
Sevdiğinizin, sizin için anlamını, söylemekten korkmamalı.....
.
..............
Edit P.S : Belki O da size anlam yükler ve isim verir günün birinde..... Hep ben, ben demicek ya, birgün benim de diyecek:=) Veya belki de ben ben&benim dünyam olursunuz iki ayrı bedende. aslında resme göre yazı yazmayı sevmiorum eger o resmi ben yapmamışsam. Ancak bu kadarcıklada boncuklarım dökülmez:=)

"Türk'üz!! Türk'üz!! Türk'üz!!"


Üsteki video Sadık Ahmet'in 26 Ocak 1990 tarihinde Batı Trakya Türkleri'ne ''TÜRK'' diye hitap ettiği için hapis cezasına çarptırıldığı ve Selanik Dudullu hapishanesine gönderildiği. İki ay hapis yattıktan sonra, hapis cezası paraya çevrildiği ve serbest bırakıldığı. Dava sonucundan önce çekilmiş..

Yunanistan, Avrupa Birliği Üyesiydi o zamanlar.


Fazla bişi söylemicem. Zaten ilgilenenler, internetten bu konu hakkında fazlası ile bilgi edinebilir.

Dr Sadık Ahmet'i 25 Temmuz 1995 te Lozan Antlaşmasının 72. yıl dönümünde şüpheli bir trafik kazasında, "kaybettik"..???..

Birgün "Hepimiz Türk'üz" sloganları atacaklar diye bir hayalim yok. Ancak
Biz Türk'üz.... Biz Türk'üz.... Biz Türk'üz....
Dr. Sadık Ahmet

Şubat 16, 2007

Kız Kulesi

Oldu mu canım????
Beni gaza getirmeyin. Çin seddini bilem aşarım:=)

Şubat 15, 2007

Sıradan bir tatil günü

Bu sabah geç uyandım. Miskinliğim üzerimdeydi ve hala çıkarmadım. aslında bu postun taslağını daha sabahtan hazırladım ancak çoook sevgi dolu oldum bi an bakalım toparlayabilicekmiiz....

Neyse sabah 10 gibi uyandım bi hıza pc yi açtım online olup maillereme baktım. Sabahları inanılmaz huysuz oluyorum herkezda buna katılır oldu.


Neyse bi ara sigaralarımı ararken bi kutu buldum yanda ki sandalyenin üzerinde. Üzerinde "Seni seviyoruz, Ogüne sevgilerle yazılmış içinde de bi pasta hatta üzerinde bi de mum war bi ara yanmış ancak söndürülmüş. Tabi ben çok şaşırdım bi an. Benim ışığımı aşağıdan gören gelir hatta sevinirim böyle çat kapı arkadaşlara da , elleri boş ta gelmezler bazen ancak böyle bi kutu içinde pasta hemde sevgililer gününde getirebilicek bi arkadaşım yok bildiğim kadarı ile. Kutuyu kapıp anneme koştum terör estirdim sizmi koydunuz bu kutuyu die kimse bilmio. Kardeşim bi ara " abi ben gece geldiğimde o kutu pc nin önündeydi. Ben haberin war sanıyodum bişi söylemedimm" dedi. Şarlok holums misali ben case i ele aldım. "Demek ki ben bi ara yarım saatliğine arkadaşa gittiğimde şüpheli gelip kutuyu brakmış.. hmmm"
Zaman belli Zanlı yok..

Neyse Annem bi ara " bizim küçük kedi benle komşuya kadar geldi sonra dönüş yolunda bi evin bahçesine girip kayboldu hala yok ortalarda" dedi.. Bende hemen yolaa fırlayıp benim geleçeği parlak küçük kedimi bulmaya çalıştım. Bulamadım. Eve gelip "Büyük kedi ile idare edicez artık tüm sevgimizi ona adıcaz" dedim. Neyse bi saat sonra bizim hayta haylaz küçük acıkınca geri geldi.
Sonra aile ile oturduk işte klasik aile muhabbeti ve kadın programları eleştirisi, Bana gelin adayları, Kahve falından gelecek tahlili. Ki bu aralar çoook kız görüyolar falımda klasik laf alma durumu ancak bende bi kendine güven bi sosyal olma kahve falında ki kızıları bulma isteği doguruyor. Klasik sosyal olası erkek tripleri işte:=)

Neyse bi ara aklıma geldi, benim iki samimi arkadaşım war. Onlar elleri boş gelmez bana Gordons Cutty shark bazen çikolata börek felan getiriler gelirken dedim "kesin onlar geldi bana da böyle bi süpriz yapmak istediler. Ancak tamda ben bi arkadaşa gmail hesabı alıp blog açmaya gittiğimde geldiler beklediler ben gecikince de gittiler"

Hemen bi plan yaptım kardeşime "hadi gidip kahve içelim bi yerlerde" dedim o iki arkadaşıda alırız (Barış, Hakan) Neyse gittik arkadaşları aldık dedim "dün bana gelmişiniz ancak beni kaçırmışsınız anlaşılan:=)" Patır patır döküldüler tabi:=) İşte efendim bunlar benim asosyal halime acımışlar. Hele bu aralar çooook sevesim war ama sevebilecek bi kız bulamadım sanıyolar bari biz kutlayalım sevgililer gününü demiş benim sevgili dostlarım Hatta merdivenelerden çıkarken mumu bile yakmışlar ama beni bulamayınca ii nietleri kursaklarında kalmış:=) Oturup beklemişler ama ben gelmeyince mecbur gitmişler... Neyse Oturduk çooook güzel bi kafede yılların eskitemediği bi kafe çünkü manzarası çok güzel. iskeçe balkanların son sıra daglarına yaslanmış ve önü ege denizine kadar açık ve düz olan bi şehir. Ve o kafede oturup denize kadar ufka bakmak çok hoş yoksa bi Frape(soguk kahve)nin 2.5 euro olması açıklanamaz:=) Zaten bizde en az 2.5 saat oturduk birer kahve ile:=) Neyse şimdi burdayım..

Sıradan bi gün. Dün Şanlı Fenerbahçemiz de galip gelseydi belki daha güzel bi gün olurdu. Sırf bu maç için İstanbul'a gitmiş olan babamda daha mutlu olurdu heralde. Ama adamın sınır dışına çıkası warmış. "Ben burada iim, pazar gelirim dedi telefonda":=) Bi de lig maçı war heralde onu da izler Kadıköy Mabed'te...

Şubat 13, 2007

Sonunda Sobe:=))

Ne zamandır sobelenesim war. Bir nevi eziklik olmaya başlamıştı walla... saolsun Optio, sobeledi beni de:=)
Şimdi oyun söyle galiba:=) Profilimde yazanların ayrıntılı açıklamasını yapıp. Takıntılarım hakkında bilgi veriorum galiba:=) Bugün bütün gün takıntılarımı düşündüm iş te:=) Pek bişi bulamadım aslında profilimde de pek bişi yok:=)

Efendim Profilime pek bişi yazamadım. Pek yazmaya değer bişiim olmadığından belki veya pek beceremiorum kendimi tanıtmayı ben:=) Çin takvimine göre maymun yılındanmışım o yüzden hiç sevmiorum Çin takvimini 30 Agustos dogumlu aykırı bi başak burcuyum. Yunanistan İskeçe(Xanthi) dogumlu ve kayıtlıyım:=) Orjinal olma takıntım war. Ancak orjinalite için kendimi yoramam:=) Benim aslında 9 10 yıldır kullandığım nick im NexeN di ancak bu son yıllarda cok popüler bi isim olunca Ogün olan ismi mi GunO olarak nick yaptım:=) Çoook popüler olsada bunu değiştirmicem artık:=) Blog umun ilk adı GunOs. Boş İşler Konagıydı. Ben Yaşam da herşeyin boş olduğuna inandığım bi dönemde açmıştım blog umu ve hala az çok inanıyorum herşeyin boş olduğuna biraz. Daha sonraları baktım ki yazdıklarım bir çeşit felsefeye dogru gidior bende GunOsys(guno sistemi) olarak değiştirdim. ancak sonra fark ettim ki yunanca "Gnosis" fikirler demek okunuşu da gunosys.. daha çok hoşuma gitti bu isim:=)

Takıntılarııım: Bugün baya düşündüm takıntılarım hakkında:=) Aslında çok şey buldum da aklımda kalanları yazıcam:=)

Uzuun yıllar önce tecrübeleri ile sabit fikirleri olan değerli büyüklerimin bana empoze etmeye çalıştıkları fikirlere tamamen karşı çıkmak adına başladı bugünüm. Bana bu Dünya da aşk yoktur, çünkü aşka layık kadın ya da adam yoktur demişlerdi. Ben: Bulurum dedim.
İnsan sadece!! kendini sevmeli dediler. Ben : asla dedim. Sadece kendini kurtarmalısın dediler. Ben: Dünya yı kurtarıcam dedim.
Bu çıkışım Aristo'nun, Platon'a karşı çıkışı gibi yerleşti yaşantıma-kişiliğime ve fikirlerime. Ben insanlara verdiğim sözleri nadiren yerine getirsemde kendi sözüme aşırı sadığımdır. Ben bu tecrübeli Aristo'lara ideaların gerçek olabileceğini kanıtlamaya yemin ettim. Kendimi bu yola adadım.
İş te ben, bu söze, esirim ve ben bu sözün, eseriyim.

En büyük takıntım bu inadım:=)

Bu yukarda ki sözümün bir uygulaması olarak. Kişiliğimi değiştirdim. Kuvvetler ayrılığını kendi kişiliğime uyguladım. Eger ben kendimi, bir krallık olarak tanımlarsam.
Mantığım; vezirim ve en yakın dostumdur. Koruyucumdur. Ancak inanılmaz güçlü ve zeki olmasına karşın hiç bir varlığa güvenemeyecek kadar katıdır. En inanılmaz zaferleri tam köşeye sıkışmışken kazanmıştır. Onun tam zıttı: Benim Kraliçem, yaşam enerjim, Polyanam Duygusallığımdır. Yüzümde ki gülücük, gözümde ki yaştır dayanma gücümdür. Sarsılmaz bir inancı wardır. Tam yıkıldı sanırsın, o yeniden doğmuş gibi filizlenir.

Ben bu ikisi arasında ki
bilge kralım, dengeyim, Sevgiyim..

İşte ben kişiliğimde ki bu kuvvetler ayrılığını gerçek hayatıma da uyarlamaya çalışıyorum uzun zamandır. Çoook fazla vezirim war hepsi çok değerli dostlarım ancak hala bir kraliçe -adayı dahi- bulabilmiş değilim....

Hayatımda çok takıntılarım war ama ben bu trinity nin etkisi ile bende oluşan takıntılardan bahsedicem:=)
Mantığım sayesinde genellikle aynı yerlerde yer içer gezerim. Genelde tanıdığım insanlarla muhabbet eder. Yeni tanıdıklarımla sıkı bir münazara yaşarım. Fikirlerime inanılmaz bagımlıyımdır. Ne kadar anlamsız da olsa sonuna dek savunurum.
Mesela: bugün babam sigorta primi mi yatırmak istedi eger bu primi yatırırsa ben yaz başından itibaren 4 ay boyunca sigortadan her ay 350 eu para alıcakmışım, bir çeşit tatil harçlığı bizim "epidoma" dediğimiz bişi Tr de karşılığını bilmiorum. Aynı zamanda prim ödemeleri olucakmış yaklaşık 700-800 euro yılbaşında ve paskalya da. Ben istemiorum dedim:=) babam çıldırdı tabi inanamıyo istememe:=) Neyse akşam a kadar söylendi akşam olunca anlattım ona mantığımı gerçekten saçma ancak kesinlikle dogru bişi. bu sefer bana hak verip sinirlendi:=) O kadar etkili mantığımın fikirlerime takıntısı...

Duygusallığımında saçma takıntıları war, Mesela ben kendimi çekici bulmam ancak bi şekilde çoğu kadının ilgisini cezbediorum. Kendimi bildim bileli. Ancak hoşlanmadığım bir kadınla bana ne waad ederse etsin herhangi bir beraberlik yaşamam(dı). Hissetmeliyim yoksa yanın da dahi duramam(dı). Önceki yıl yaz; bi kız arkadaşım, bana, onunla evlenmem karşılığı onun servetinden ve imkanlarından, nelere sahip olabileceğimi anlatıyordu. kızı orada brakıp kaçtım:=) Bu olaya hala gülerim.. Bide aynı kız gecen sene sevgililer gününden bi gün önce bana msj atıp bana son bişi söyle yoksa gidicem dediı. Ben : nie efendim sevgililer günnünden bi gün önce msj atmış 3 aydır nerdeymiş die sitem edince kız gidip evlendi:=) Bu kız da benim destansı aşklarım arasında. Kendime dahi açıklayamıyorum bu duygusallıktan uzaklaşanı affetmeme takıntısını bazen:=) Ama bunu aşmışımdır die umuyorum:=) Sevmeden asla birlikte olmam takıntım wardı. neyse ki 2-3 yıl önce bi kızın "gay olabilir mi?" şüphesini gidermek için o takıntımı aştım:=) Ancak yinede sevmediğim bir kadına sarılıp uyuyamam. sevdiğim kadının da bana sırtını dönüp uyumasına sinir olurum:=) Çok tutkulu ve doyumsuz olduğum halde cinsel hayatımı bir rahibin hassasiyetine getiren duygusallığıma teşşekür ediim bu arada:=)

Sevgi : ah işte bu benim... Bu aralar biraz eziğim. sevmeden yaşamam imkansızdır. Bence erkeklerin %80 bu kralın kontrolünde. Eğer bir kadını sevemiyorsam. Çikolatayı severim. Bir oyunu severim. Futbolu severim. Mutlaka sevicek birşey bulurum. Yoksa yaşayamam.... Bir şeyi sevdimmi o baya bi süre takıntım olur... Albeni, halley, ragnarok, fenerbahçe vesaire bu aralar fındık:=)

Bunun dışında da takıntılarım war ancak takıntılarımın %70 i bu trio nun ve onların kanun gibi bildiği fikirlerimin etkisinde.

Batıl inançlarım yoktur aslında. Ancak bazı tesadüflerden dolayı, ediniorum heralde.
Mesela ben burçlara inanmam. (Astronomiden daha değerli bir bilim halini aldığı için ve pratikte faydalarını gördüğüm için takip ediorum.) 4 destansı ilişkimin de yeşil gözlü ve yengeç burçlu olmasından dolayı. bu aralar yeşil gözlü kadınlardan uzak duruyorum. Yengeç burcu kadınlara da hiiç yaklaşmıyorum:=) Garip bi şekilde yıldırım aşkına tutulucam korkusu war içimde:=)

Bide sabahları çoook huysuz oluyorum. Bu sabah annem biraz ürkmüş benden bu nedenle:=)

Ben aykırı bir kişiliğe sahip olduğumdanmıdır bilmem sanki bu oyunu güzel oynayamadım ancak emin olun 3 saatir bu yazı ile ugraşıyorum arada dikkati mi dağıtan gelişmeler oldu heralde konu oralar da koptu:=) Tekrar teşşekürler Optio, bana bu fırsatı verdiğin için.
Sobeleme hakkımı saklı tutuyorum çünkü henüz sobelicek birilerini bulamadım:=)

Şubat 11, 2007

Miskin Pazar:=)

Bugün kardeşim gelio:=) Gurbet ellerden. ve ben sabah erken kalkmanın canlılığını yaşıyorum bu tatil günün de:=)Aslında bu ara pek asosyal olup post yazasım yok.
Aklıma bi söz geldi onu paylaşiim istedim sadece.
Saygının, bittiği yer wardır,
işte orada; sevgide bitmiştir....

Böyle cümle slogan felan uydurmak hoşuma gidio. Acaba böyle bi işmi yapsam ben:=)
Burada Carnivall havası war hala gidemedim kendime sinir olucamda ben gitmek istedim. Hevesimi kırdılar nicedir. Kısmet bugün belki giderim..
Neyse hadi kalın sağlıcakla..

Şubat 10, 2007

Waaay Uyanık Rober Waaay

Rober Hatemo yu hiç sevmediğimi söylemişmiydim:=) Altta ki post ta beğendiğim bir parçasının sözleri war biraz önce kardeşim okumuş. Abi o Mazonakisin bir şarkısı dedi:=) İnanmadım bana videosunu gönderdi hemde Mazonakisin eski parçasıymış:=) Ancak komşuluk ilişkisine güzel bir örnek bu gibi alışverişler. Bu şarkının Yunancasını Türkçeye tercüme edip te anlam kayıplarından doğan hissizlikle ugraşmak yerine al tüm müziği uydur bi şarkı dinlesin milletimiz veya Yunan milleti. Neyse... Ben yaratıcılığa aşığım ama buda faydalı bi felsefe olarak kabul edilebilir o yüzden çoook kızamadım Rober e.
Ama lütfeeeeen biraz orjinaliteee



Ha bide Kardeşimin şu postuna bayıldım.

Senden Çok War-Rober Hatemo

Beyaz Show u izliorum Rober Hatemo konuk. Aslında pek sevmem bu sanatçıyı ancak bu şarkısı hoşuma gitti. Hem galiba popüler bi parça bu aralar çok duyuyorum. Yiğidi öldürsekte hakkını veriim istedim :=)
Senden Çok War-Rober Hatemo
Haydeeee....

Seninle akraba gibi olduk uzaktan
Elimi uzatsam tutar alirdim çoktan
Seni sana benide bana vermis veren
Sasirttim mi, Bunalttim mi?
Çok afedersin üzdüm mü?

Biiir çok sikildim
Ikii yerim çok dar
OoOoO senden çok var
Benimi buldun simdi
Çok isim var

Biiir çok sikildim
Ikii yerim çok dar
OoOoO senden çok var
Benimi buldun simdi

Haydeee...

Seni bir arkadas bir dostum gibi sevdim
Sen oturmus bana asktan dem vuruyorsun
Bende sevdigin çok sey var adi ask degil
Çagirdim mi, ayarttim mi?
Kendin geldin ya simdi dinle

Biiir çok sikildim
Ikii yerim çok dar
OoOoO senden çok var
Benimi buldun simdi
Çok isim var

Hadi çok isim var..

Şubat 09, 2007

Kızılcık Sopası

Bugün aslında moralimin tamamen bozuk olması gerekir. Kalbimde bazı şeyleri yitirdiğimi hissettiğim için. Veya geleceğe olan inancımın fazlasıyla yıprandığı için. Veya daha başka saçma sebeplerden. Ancak biliyorum ki hoş bir dost sohbetin de veya sevdanın bir sıçak gülüşünde bütün bu kara bulutlarım dağılıcak o yüzdende hiç karamsar diilim bugün. Yazmıcaktım herhangi bişi yemin ederim yazasım yoktu hiç.. Ancak öyle moralim bozuldu ki bişi o kadar sinirime dokundu ki tüm insanlarda ki bugüne özel saçma bişi. Kahve mi brakıp dışarda koşar adım geldim yazmaya....

Tanıdığım herkez depresif bugün ama herkez. Basit bi istatistlikle şu sonuç çıkar dünyanın %90 karamsar bugün. Nerden mi biliorum işte size benim sırrım: ben nirvana ulaştım. hani hakkında çok şey bahsedilen ancak aslının tam olarak ne olduğyu bilinmeyen hatunumsu şeye ulaştım daha yıllar evvel. benim bu blog u açma nedenimde size büyük bir tehlikeyi haber vermekti aslında daha en başlarda emptyness sendrom dediğim şeyi. çünkü nirvanaya ulaşmak okadar da zor diil artık. Ben daha siz ulaşmadan tehlikelere hazır olmanızı istedim. Ewt ben biliorum artık ve tamamıyla hissediorum..

Inanılmaz bişi bu yaptığınız ya kabullenemiorum bi türlü ne bu yani Dünya depresif olma günü mü??? hayır ne kadar böyle gidiceksiniz onu merak ediorum. Çooook büyük bi iş başarmışsınız gibi kasım kasım kuruluyorsunuz tek yaptığınız tam bir realizm yaşayıp nasıl bir çöplükte yaşadığımızı anlamanız ve bunun ardında insanı insan yapan 2 3 özelliğin fişini çekmeniz..

1) hayalci veya idealist yanınızı kapattınız artık gelecek için hoş hayaller kurup onların ışığı ile zorluklara gülemiyorsunuz. sadece bulunduğunuz konumu korumaya çalışıyosunuz...
2) inancınızı kapattınız. tamamen yanlız hissediosunuz herkezde yanlız zaten. kendinizle bile konuşmak istemiosunuz çünkü çoooook yanlız olmalısınız ama deli olmamalısınız.
3) savaşmayı kapattınız. susuz bir çölde sürünüyorsunuz ve aklınız da tek bir çığlık war " yaşamalıyım yaşamalım yaşamalıyım" yesinler sizin existence felsefenizi yanından geçtiğiniz vahaları göremeyecek kadar körsünüz ama hayır siz hiç bu kadar gözü açık olmamıştınız....
4) dinlemiyorsunuz. size lazım herşeyi biliosunuz ve sizi kurtarabilecek herşeye sahipsiniz. o yüzden dışardan gelicek yardımlara ihtiyacınız yok. ii de neden bi kaşık su da "boguluyorum" çığlıkları atıyosunuz o zaman???

Siz tümden aptalsınız ewt tümden hiçbirinizi ayır etmiorum o kadar aptalsınız ki daha nirvananın ilk basamagında yorulup ben oldum galiba diosunuz. heh bi halt olamamışsınız ama beni gibileri aşağılamayı ii biliosunuz ben " deliyim" çünkü. siz benim hissetiğimin gördüğümün yarısını görseniz daha o an intahar ederdiniz. ben 2 yıldır yaşıyorum siz ne biliosunuz ki. benim şuan sizi hissetiğim gibi siz 5 kişi hissetseniz bataniyenin altından başınızı dahi çıkarmazdınız. ben bu gece eglenmeye gidicem kısmetse.

Ama ben biliorum size lazım olanı. Size güzel bi Kızılcık sopası ile dalması gerek benim gibi delilerin. bi sağlam farkındalık ahhı çekmniz gerek sizin, bu ahlanmalardan kurtulmanız için..
ama yemin ediorum tümünüz beş para etmezsiniz bugün gözümde. Hele bi de kendinizi bi halt sanmanız çok dokunuyor sinirlerime. Sizin cesaretiniz bile yok...


Bana yorum yazmadan önce, bana kızmadan önce. Gidip bi arkadaşınızın gözlerine bakın ve "nasılsın??" diin . öle basit bi nasılsın diil o da sizin gözünüzün içine bakıpta cevap verinceye kadar sorun. eğer 5 dak sonra hala depresifseniz gelin o sopayla beni dövün.

Şubat 08, 2007

Çokkk Pis Bi Damarim Tuttu

Bati Trakya Turkleri Dayanisma Dernegi Belgeseli


Hrant Dink süikastine gerçekten çok üzülenlerdenim, ancak bazı kesimleri bu konuda ki tutumlarına daha da çok üzülenlerdenim.
Ben uluslararası anlaşmalarla da sabitlenmiş "azınlık" bir toplumun evladıyım. Yıllarca Lozan Antlaşmasında ki haklarımızın iadesi için mücadele etmiş olanlardanım. Ancak hala Istanbul da bir taksici ile kısa sohbetimizde "nerelisin abi?" sorusuna gögsümü gererek "Batı Trakyalıyım" diemiyorum. Çünkü "Ora neresi abi?" sorusunun cevabı gidiceğim yerden daha uzun olduğu için. Kısaca "Trakyalıyım" diorum... Beni, benim soydaşım bile tanımıyor... Burnunun dibinde olsamda.

Belki yeterince reklam yapamadık, kendi hizmetimizde de, eskilerin hizmetinde de.. Belki biz alenen aglamayı. Bir elimiz yağda, öteki balda iken vahlanmayı bilemediğimizden anlatamadık kim olduğumuzu... Yok yok,, bize, ecdadımız ögretmedi ki bunu. Bize; hep dayanmak, katlanmak ögretildi...

Asimilasyona karşı direnmek için milliyetçi olmak öğretildi..
Ama kafa tascı ve uzlaşmadan uzak olmamak öğretildi.
Hoşgörü öğretildi!!..

Benim kardeşlerimin, sırf bir vatan evladı öldürüldü die "bende ermeniyim" demesi işte bu hoşgörüdendir... Vatan evladı diyorum. ewt Türkiye'de azınlık yok çünkü vatan evlatları var. Ancak Türkiye nin Türk'lerin imajı böyle diil batılı zihinlerde.. Biz kelle avcılarıyız, onların kanısınca... Biz, tanzimatı, meşhuriyetleri ilan eden ceddin evlatları... Biz, onlarca; katil, tecavüzcüleriz... Daha anaokullarından itibaren böyleyiz onların zihinlerinde..

Yok olamıyoruz Dinsizin hakkı için imanımızdan vazgeçemiyoruz... Onlarda bizim elimizi sıkıp komşi komşi dertleşmeden geçmezler inatlarından..İki laf etseler bizden biri ile; Hep aynı söz tekrarlanır dudaklardan "Biz Türkleri böyle bilmezdik":=)
Bir Türk evladı olduğum için gurur duyuyorum kendimle.
Çünkü Hoşgörünün, samimiyeti ancak böyle bir sınavla kanıtlanabilirdi.


"Ne mutlu, Türk'üm diyene" M.K.Atatürk

Kultur Damarim Tuttu:)


Bizim buralar.. Iskece yoresel...

Gece Yolcuları

Istanbul da 2 sene önce.
"Hayat Bilgisi" die bi dizi wardı bi aralar. Çok sıcak bi okul dizisiydi bazen rast gelince izlerdim.
bi ara, bi yeni bölümünün fragmanları geçio Tv de -heralde o ara çok popülerdi ki dizi tüm hafta kaçkez geçti o frgmanlar bilemezsiniz.- bende hafif depresifim yine o aralar, hep monoton günler, geceler.- Tanrım fragmanlarda bi parça war ilk defa duyuyorum ancak sanki bana yazılmış mubarek. Netten bulucam indiricem kime sorduysam bi haber o parçadan. Sözlerini ezberledim nerdeyse sinir oluyorum kendime takıntı oldu resmen ama şarkıyı bilen kimse yok. Birkaçkez ben banyodayken çaldı, hatta sözlerini check etmek için Arşimet biçimi banyodan fırladığımı hatırlarım..
En son aklıma gelen tek yol Google da parçanın sözlerini aratmak oldu..
Bi yazarın şuan aklımda olan satırları çıktı karşıma:" Uyuyorum, uyuyorum, Günler çabuk geçsin die... Bu şarkı bir takıntı oldu bende. kime sorduysam kimse tanımıyor sanatçıyı. Bende en son, DNR gidip şarkının sözlerini söyledim. Bu şarkının cdsini istiyorum dedim ve işte böyle tanıştım Gece Yolcuları ile..." tabi o bu kadar duygusuz anlatmamıştı ama aklımda böyle kalmış hafızam da pek ii değil zaten:=)
İşte Gece yolcuları ile benimde tanışıklığım böyle olmuştur:=) en sevdiğim parçaları o zamanlardan kalma ilk göz ağrısı Unut Beni idi ancak akşam başka bi parçasını dinledim tekrar, ve yad ettim o günleri o parçayı da buradan sizlerle paylaşmak istiyorum. Bide bir lyric sayfası veriim.

Gece Yolcuları Lyrics

Gece Yolcuları: Aşka ihtiyacım yok

Yeni template

Şu yanda arşiv bölümünde şuan ki görünüme sahip olamıyorum die sürekli sinir olurdum. Çoğu yerde gördüğüm bir düzendi bu. Yeni Blogger olup, beta kafalı kalmamdan kaynaklandığını bugün keşfettiğim bişi bu o yüzden hoşuma gitti:=) Bi de bişiy daha. 2006 da sadece 52 post yazıp. sadece 39 günde 50 post yayımlamak ilginç bişi ha bu postların bir kısmı, bir postun ilgisini dağıtmak için şişirmece tabi ancak yine de çok güzel bu kadar çok olmaları ve tabi herhengi post u hiç bişi hissetmeden yazmıyorum belki ama Youtube la çok içli dışlı oldum bu aralar sonradan görme olaraktan:=) War war bi ilham perim o bariz canım dediğim. neyse umarım daha yavaş adımlarla ancak daha güçlü yazılarımı yayınlarım bundan böyle:=) Bide daha önce link vermeye karşıydım postların içine link gömüyodum artık o şekil link gömmicem yanda sürekli okuduğum ve okuyacagım linkleri yazarlar bölümünde verdim. Ben çok zor beğenen ancak beğenince de tutkunu olan bir insan olduğumdan aile linklerim dışında kilerin çok değerli yazarlar olduğunu buradan belirtmek isterim tabi bana göre çok değerli insanlar. Aile linklerim Okanhas ve GunSerBur . Ben beni öz insanlar okusun isterim. tiraj kaygım yok. o yüzden diğer takip ettiğim insanları eklemiyorum. Bide şimdiden söyliim benim zevkle okumadığım bir link benim için pek te anlamı yoksa yazarlar bölümünde yer almayacaktır.. Yani beni ilerde ekleyenleri ekleme tahaddütünde bulunmuyorum:=)

Hadi hayırlısı bakalım yeni template eski GunO:=) wallahi moralim düzeldi yaw:=)

Ah benim aşılmaz mantığım:=)

Çok yoruldum düşünmekten. çooook hemde. Bi Dünya evren insan görüşüm war o kadar katı ki o yüzden zevk alamıyorum hayattan. Zevk te veremiyorum warlığımla insanlara. Karanlıktan kurtarabilen, aydınlıktan karanlığa sürükleyebilen çok büyük bi yapı bu mantığım. herşeyin birbiri ile bağlantılı olduğu mükemmel bir kaos. Geçmişte kalplerine aydınlık getirdiklerim şimdihep bana saygı duyuyor ama karanlığıma biraz bakma cesareti gösteren herkez bana karşı mesafeli. Hangi amaç için yaradıldığımı bilmek isterdim Tanrım. Aşılmaz mantığımın son meyvelerinden 2-3 aydır görmediğim bir dost bu gece gelip bana selam veriyor. ve ardından da şu sözü . I don't wana love u again becouse of u r absurd future plans:=) Hayır bende sev beni demiyorum zatende. Ne die bunca zamandan sonra gelip slm verip, ardından da bana kendimi kötü hissetirecek bu laf ediyorsun. Ya gelme-yada bu lafı etme diil mi? Diil işte. Çünkü ben uzak olunamayacak kadar sıcak, yakın olamayacak kadar soğuk bir insanım. Teşşekkürler, insanlarla aramda ılık bir yakınlık sağlayan, benim sevgili mantığım. Hoşgeldin Alex.... Edit: özelim die tümden silicektim bu post u ancak yoruma kıyamadım:=)

Şubat 07, 2007

Next Generation Kuziler

Yeni nesil kuzenlerim



En üstte irice olanlar sırasıyla Didem, Elif, Gamze(Izmir) 2. resim Burak(izmir), Buket(Istanbul)
Burak'la Buket i biraz kayırmışım ama en tatlılar onlar napiim:=) 4. resim Buket'in ablası Buse(Istanbul) daha war kuzenlerim mesele bizim köyde war yeni nesil yine Yasemin(Iskeçe) ama onun resmi yok elimde. Yine Buralarda Ceylan ve Ceyhun(Iskeçe) war onlarında resimleri yok.
Altta kuş benim el emeğim duvarda alt katta, onun yanında ki: Fenerbahçemizin 100. yıl anısına Photoshop mucizesi ama pek takdir görmedi bu çalışmam:=) ha bide orada yazan fenerbahçe yazısı bana ait değil bizzat annemin kıskançlığı:=) Ne alaka kuzenlerimin yanına die bende sordum ama görünce koiim bulunsun dedim:=)

Şubat 06, 2007

BEN YERİM BU KARDEŞİ YAW:=)

Canım kardeşimi de romantizm rüzgarı vurmuş Çokta güzel bi şiir koymuş blog una. Ewt gerçektende aşk o şiir de ki gibi bişi. Şuan da o şiirin bir yerlerindeyim. Biraz kalbim kırık biraz farkındalığın aymazlığındayım belki ama tam da o şiirin içindeyim bende...
5 dakika önce alt katta annemlerle klasik kadın programlarının saçmalığı hakkında bir küçük sohbetimiz oluyodu ki. Orada son cümlem şu olmuştu. "Herkez birşeyler bilio, ama gençler çok şey bilio ve onları dinledikçe ben hep şaşırıyorum" Ewt aderfe aşk öyle bişi işte, biliyordum belki ama hatırlattığın için çok teşekkürler. Tam da öyle bişi işte...

Gelecek, Animasyonda...



Bu sıralar çok video koyduğum için kendimi suçlu hissediyorum, nitekim bana, biraz blog u doldurmak adına, boş postlarla süslemekmiş gibi geliyor. Ancak animasyon teknolojisini yakından takip ediyorum. Bence gelecek animasyon da, Holywood da bunun farkında. Bu konu ile ilgili Burçin S. Ylaçın'ın Çizgiyim; ama para bende yazısını dikkate değer buldum. Üsteki animasyon Prince of Persia oyununun Sinamatikleri ile hazırlanmış bir Evanescenes Klibi aslında ancak Şarkıyı ve oyunu da çok sevdiğimden sizlerle paylaşma gereği duydum...

Evanescenes; Breathe no more.
Prince of Persia.

Şubat 05, 2007

Büyük Keşif

Bugün çok büyük bir keşif yapmanın gururunu yaşıyorum:=)
Ben Nette öle saf saf dolaşırken tanıdığım, sonradan yüreğinin güzelliğine inanıp ilgilendiğim. Hatta Hran Dink zamanlarında aklının karışıklığını çözmek ugruna onu derinden hissetiğim bir kız.. Yine o günlerde umutsuzluğunu gidermek adına michalangello dokunuşu ile tanıştığım daha sonralı sabahlara kadar zevkle konuştuğum sevdiğim bir kız. Bir hafta içinde olan şeyler bunlar ve ben bu çağlayandan aşağı yuvarlanırken aklımı kurcalayan en önemli soru, beni rahatsız eden küçücük bi şüphe idi sadece, bu gidişatın mutluluğunu doya doya yaşamama mani olan.. Ben kimim??
Ona da sormuştum bunu o da bilmiyordu cevabını.. Ben kimim ki beni kaybetmek istememenin bir sebebi olsun demiştim. Ben kimim ki aramızda ki uçurumlara rağmen bunca yakınlaşmamız? Bu nedenle çok tartışmıştım onunla çünkü varabildiğim tek sonuç, ona pisikolojik destek olduğum için benim gitmelerime mani olmuştu, gidişimin onu üzeceğini belirtmesi bundan dı. Ewt sadece ezik duygusallığını toparlamamam içindi onunla arkadaşlığım. Oysa ben onu hep hissetmiştim, haksızlığa ugruyo olduğumu düşünmem bu yüzdendi.. Neyse.
Dün yine bu wardığım sonucun hoşnutsuzluğu ile başlayan bir tartışma yaşadık. Yine gittim, yine bir sebepten geri döndüm. Ondan kaynaklanmayan bir sebep bu sefer, kalbinin kırıldığını hissetiren bir haber vermişsede bana. Neyse tam bişiler hakkında konuşuyorduk. bana göstermediği bir konuşmanın küçük bir ayrıntısı benim ilgimi çekti.. Bugün tekrar düşününce ewt buldum.. Olayların benim kontrolüm dışında bu kadar hızlı bu kadar derin ancak anlamsız gerçekleşmesinin nedeni buldum..

Beni dilemiş. daha dogrusu benim gibi birini dilemiş. Sadece yanlızlık hissinden kurtulmak için hatta birilerine mesaj yollamak için beni dilemiş..:=) bunun ne kadar ilginç olduğunu anlatamam size. Ne kadar değerli bişi olduğunu anlatamam asla...

Tanrı bizi tanıştırmış. Olmaz olmuş. Ancak O bu dileğini hafifçe umursamazca dilediği için asla olsada farkına waramazdı. Garip olan bende onun yarısı kadar bir kızı 10 yıl önce dileyip 10 yıl hiç yorulmadan tüm acılı denemelere ragmen inatla aramış bir insanım o yüzdende rahatlıkla anlayabiliyorum bu bir haftanın önemini. İnanılmaz mutluyum ve inanılmaz rahatlamış durumdayım. Çünkü ben Tanrı inancı sarsılmış, kadınlara olan güveni tamamen yitirmiş iken. Böyle bir mucize çok manidar benim için.

Neyse o şimdi benim bu wardığım sonuçlerın dogruluğunu düşünemeyecek kadar yogun ve yorgun. Ama ben anladım ki Tanrı bize, bizim için yaptıklarını gösterdi.. ve elif noktalandı. Yani artık sizin seçimleriniz önemli olucak dendi bize...

Muhtemelen o da birkaç gün sonra benim bu akşam olduğum kadar rahatlıcak..
Ve o da bu anlam veremediğimiz ilerleyişe kendi açısından bir yön vericek...
Bence herşey biticek.

Ben kendi dileğimin başarısız girişimlerinden o kadar yorgunum ki artık bu dilekle iştigal olmak istemiorum. Ancak ona ne karar alırsa uyacağıma söz vericem. Sonuçta benim gibi biri onun dileği ve ben onun gibi birinin yarısına dahi razıydım...

Yemin ediyorum bu ilişkinin anlamını çözmeye ugraşmaktan dolayı çok yorulmuştum, şimdi çok huzurluyum... Artık bu kontrolsüz düşüş durduğu için belki de.. Bu bir haftanın yorumunu neden sonuç ilişkilerini çözmeye çalışmaktan çok yorulmuştum. Bu kızı gerçekten çok sevdim ve onun tercihlerine de en az sevgim kadar saygı duyucam...

Şimdi size bu özelimi neden anlatıyorum:=)
Ne dilediğine dikkat etmeli insan die anlatıyorum.
Dileğinizin sonuçlarını düşünün die anlatıyorum.
Aşkın da , herşey gibi sadece bir fikirle başlayacağını anlamanız için anlatıyorum.
Tanrının war ve size yakın olduğunu, fark etmeniz için anlatıyorum:=)