Mart 31, 2009

Korunak

İşler ters gittiğinde veya çok üzüldüğünde, korktuğunda veya çok yalnız olduğunun farkına vardığı anlarda kaçabileceği-saklanabileği bir yeri olsa her insanın. Bir oda mesela. İçinde tüm sevdiği oyuncakları müzikleri yemekleri olan bir oda. kendi kendini şımartabileği ve güvende olacağı bir odası olsa insanın keşke. Gemileri, azgın dalgalardan koruyan bir liman gibi korunağım olsa. Belki sadece boş bir kuytu en güvenilir arkadaşlarla;

Ben, kendim ve yalnızlığım ile başbaşa.

Mart 29, 2009

Sıcaklardandır

Saat gece 2 yi geçti ve hala uykum yok. Bu gece hiç tadım yok. Aslında cumartesi gecesini dolu dolu yaşamak lazımdı. Ancak hiç keyfim yok. Böyle zamanlar genelde iyi ve güzel günlerin habercisidir.
Umarım bu karanlık gece güzel bir sabaha gebedir.

Mart 28, 2009

Aptal

Allah'ım aptal insanlarla uğraşmaktan sonunda aptal etmesen bu kulunu.
Ya birine küsmem gerek, bi daha yüzüne bakmamam gerek. Ben kıyamamışım küs kalamamışım; söz konusu şahsiyet hem suçlu hem güçlü bana küsmüş. Ya rabbi çıldırıcam alıcam elime kızılcık sopasını kafa göz dalıcam, Sen mukayet ol aklıma.

Ama suç bende olur olmaz insana değer verirde havalara sokarsan sonunda kuş gibi pisler böyle.
Ya uyuz oluyoruz boşver diemiyorum. Keşke böyle şahsiyetlere tam da bu anlarda gökten yıldırım düşse yerle yeksan etse sonrada sürüne sürüne bana gelip "Ogün Ogün lütfen bana yardım et" dese: içimin yağları erise oh olsun desem böyle OHHHH OLSUN! O da oluyo böle ucup ucp düşüyorlar acınası hallere bürünüp yardım ister bakışlar fırlatıp gurur yapıyorlar. Sonra bende hallerine acıyıp tekrar ellerinden tutuyorum üstünü BAŞını temizliyorum. Hatta bazen ileri gidip onlara kanatlar takıyorum sırf mutlu olsunlar die. İşte o kanatları alanlar şimdiye kadar bi dönüp bakmadılar bana, pır olup uçup gittiler.

Bunlar hep Allah rızası içindi. Bu yüzden hiç teşekkür de beklemedim. Ancak aptallığa hiç tahammülüm yoktur.

Mart 27, 2009

...

Başımız sağ olsun.


Devletin acizliğini kınıyorum.

Mart 25, 2009

Uyum


Bir bütünde iki ayrı olmak çok zor anlaşılan bir denklem. Erkek ve kadın bir olmak için yaratılmıştır. Yaradılışları birbini tamamlıcak zıtlıklar içerir. Bir olduklarında insan, ayrı iken ise sadece eksik olurlar. Ancak erkek ve kadının insan olması bugünlerde çok zor.

Biliomusunuz sorun ne: Böyle kışın felan herkez yalnızlığına bi şekilde katlanırken soğukta. Hani paltolarına sımsıkı sarılır ya insan burnu üşümesin daha fazla diye öne eğer hani. Orda öyle güzel alışır ki sarılmaya sarmalanmaya soğuktan al al olmaya.

Havalar ısınmaya başlarda palto dayanılmaz olunca ve al al daha zor olununca. En azından bunun yakında böyle olacağına kanaat getirince; farkına varıyor, yalnızlığının.

İşte o anda paltosunun yerine geçebilicek, paltosunu aratmayacak birşey arıyor. Hatta tenini al al edebilecek bir şey.

Sevgili geliyor aklına. Hani sımsıkı heryerden sarsın ısıtsın ve aniden sıcacık bir öpücükle, bakışıyla; masum utancın allığını yüzüne, burnuna serpsin.

En azından kış olupta o eski ama güvenilir paltomuza geri dönene kadar bize sahip çıksın.

Yoksa evlerimizde, yalnızlığımıza ortak diye beslediğimiz; balık, kedi, kuş hikaye. Ancak bizi mutlu ettikleri için ve hatta eğlendirdikleri için evcil hayvanlarımızda sevdiğimiz özelliklere sahip sevgililer de arıyoruz. Sadık-güvenilir-korumacı veya oyuncu-namkör-bencil. Duygularımızı veya hayallerimizi tam olarak anlamaktan aciz varlıklar olduğumuz için: Arayışlarımızı denenmiş-onaylamış nesnelerle bağdaştırmamız doğal.

İnanıyorum ki; Siz kadınların tam aksine Biz erkekler: basit şeyler isteyen, karmaşık canlılarız. Onu, sadece izlediğimizde dahi mutlu olabildiğimiz kedi yavrusu gibi bir kadın mesela. Bu yüzden platonik aşklara daha meyilliyiz. Paltolaramıza pek değer verimiyoruz bu yüzden de üşütüyoruz. Bizi çok seven kadınların değerini de tam vermediğimiz için, değersiz kadınların peşinde heba oluyoruz. Kendimizi izah edemediğimizden, çok basit isteklerimizin gerçekleşmemesizne sinir oluyoruz. Oysa kadınlar bu izah konusunda çok başarılı olmalarına rağmen kendilerini keşfettirebilecek bir yakınlığa ihtiyaç duyuyorlar. Onlara değer verenleri çok yakınlarında istemeselerde bir köşede bekletiyorlar.

Erkeklerin karakteri kesin sınırlarla çok erken oluşsa da, kadınlar kendilerini arayışla o kadar meşguller ki bu yüzden sürekli bir değişim halindeler ve sağlam bir karaktere ancak istedikleri zaman sahip olabiliryorlar. Kadınların karakterini tercih edebilmeleri büyük bir avantaj.

Eksiklikte özgür, bir süre mutlu ve güçlü kılsada insanı, yalnızlığın kucağına düşmek: kaçınılmazdır.
Bir olmak için nesnel benzerlikler aranabilir ancak birliğe katlanmak için hoşgörü şarttır.
Birbirini tamamlıyan zıtlıkları bir arada tutmayı başaran insanlar uyumun bir parcası olur. Evren denilen kaosu bir arada tutan tek şey uyumdur.

Düşünün Güneşin muazzam bir çekim gücü war Dünyanın ise merkaç kuvveti buna zıt. Bu ikisinin uyumu ile yörüngemizde sabitiz.

Mart 18, 2009

Gizli Bilgi

Hepimiz ister istemez bazı ikiliklerin etkisindeyiz. İyi ve kötü, aşk ve nefret, doğru ve yanlış vb. Bizi insan yapan bu ikilikler karşısında aldığımız kararlardır. Melekleri bile şaşırtan bu kararlar çeşitli ikiliklerin etkisinde biri seçmektir. Mesela nefret, kötüdür ancak aşkı silmek için doğru yoldur. Mesela gece, karanlık ve belirsizdir ancak baş baş kalmak için güzeldir. Bu nedenle tam bir yön yoktur veya bu ikilikler, insanda birbirine tamamen zıt yönlü kümeler halinde bulunmazlar ancak bir evrensel doğru ve yanlış vardır. Bu tamamen sezgilerimizle anlayabildiğimiz evrensellik her insanın taşıyabileceği bir var oluş şekli değildir. Yani her insan tamamen iyi veya kötü olamaz. Bu saf yönlere ancak insan üstü gayretlerle ulaşılabilir işte buna ulaşıldığında insan insanüstü olur. Meleklerden de üstün olur. Meleklerin bize secde etme sebebi budur. Onlar saf yönlü yaradılmıştır ancak bizler takdir edilesi bir gayretle onların doğuştan sahip olduğuna ulaşabiliriz. Bu seviyeye ulaşan bir insan tüm meleklerden saygı görür, bilgi ve mutluluk ile ödüllendirilir. Bizde kalp gözü, batıda üçüncü göz doğuda nirvana denilen bu seviyeye ulaşmak aslında sadece farkına varmaktır. Bir dizi farkındalıktan sonra anlama başlar anlama kabullenme ile son bulunca da bu seviyeye ulaşılır. Müslüman alimler bu aşamalara perde veya kapı der. Bir perde kalktığında diğerini kaldırmaya yardımcı olur. Ancak herşeyden önemlisi her insan bu perdeleri kaldırmaya ehil değildir. Ehil olmak için mantık ve sezginin bütünlüğü gerekir. Madde ve manayı aynı anda görmeye yardım eden bu birliktelik yolu açar. Zamanında çok zor bir öğreti olan bu birleşim zamanımızda bilginin ucuzlaması ile çok daha basit. Zamanımızda basit olmasına rağmen herkez bu bilgiye ulaşmak konusunda yeterince istekli olamaz. Zamanın giderek hızlandığı günümüzde bu gizli bilgi gereksiz bir uğraş olarak görülür. Oysa bu bilgi günümüzde hızla yitirdiğimiz mutluluğun anahtarlarındadır. Varlığımızın anlamıdır.

Şimdi bir çoğumuz ying ve yang ı biliyoruz. Ying ve Yang ikilik felsefesinin temel taşlarındandır. ikiliğin basit izahıdır. Birçok eski bilgin ying ve yang ı değişik nesne veya duygu ile özdeşleştirmiş hayatımızda ki ikiliklere dikkat çekmek istemiştir. Size bir resim göstermek istiyorum. Bu resimde ying ve yang nitelemelerle verilmiş. İngilizce nitelemeler bana pekte zor gelmedi yani ben bi tek intuitive ne demek onu bilmiodum sezgi demekmiş öğrendim ancak siz buna takılmayın birbirine zıt gözüken ikilikleri canlandırın aklınızda ve resme iyice odaklanıp bu ikilikleri birleştirin mesela kadın ve erkeği, karanlık ve aydınlığı, iyi ve kötüyü vb zihninizde bir bütün gibi düşünürek resme odaklanın bu birbirine zıt ikilikler birleştiğinde bir farkındalık yaşıyacaksınız. Yaşayacağınız bu farkındalık evrenselliği anlamanıza yardımcı olacak anahtardır.


Umarım başarmışsınızdır. Bundan böyle çevrenizde olanları daha net anlayabileceksiniz ve anladıkça bilginin huzuru ile dolacaksınız.

Mart 10, 2009

Neylemeli?

Neylemeli yar seni?
Derdinden oldum serseri.
Islah ol gayri, hey! gönlümün dilberi.
Kaygısızlıktan geçemedin beri.
Ne vakit olacan vecdimin sebebi?

Ben sağlığından endişe duyar.
Yemez-içmez, sabah-akşam seni ararım.
Bir ufak izinden, binbir medet umar.
Sesin çıkmıyor diye dertlere dalarım.
Hiç mi vicadanın sızlamaz, hey! zalim?

Duydum ki şiirlere heveslenirsin.
Şiir, kalbin türküsüdür hiç bilmezsin.
Senin gibi kalpsiz, nasıl kıymet versin?
Duygusuz biri, hangi letafete ersin?
Hey! akrep, sadece insanın ömrünü yersin.

Yaban ellerde çok kaldın, yaban oldun.
Selamı, sohbeti unuttun yavan oldun.
Kafan çalışmaz iken iyice yalan oldun.
Üretmez, ordan burdan çalar oldun.
Hey! şaşkın, bu zayi aklı nerden buldun?

Ela gözlerini, mor çerçeveletmeli.
O uzun kumral saçın, yerleri süpürmeli,
Olmasa bu yürek, mevcudiyetine sevgili
Seni tefe koyup, Tamu'ya defnetmeli.
Söyle imdi: Neylemeli yar seni?

O. HAS

Bi arkadaşa geçmiş kadınlar günü hediyesi. =)
(Sevgilim veya yakınım felan diil)

Mart 08, 2009

Carnival 09



Biraz geç kalmış fotograflar ama hastaydık malumunuz. Geçen pazar İskeçe'de karnavalların son günüydü. Bu resimler, 1 mart pazardan.

Bu arada annemle babam da bi sonraki gün, neredeyse tüm köyle birlikte, Çanakkale'ye gittiler günübirlik. Büyük çoğunluğu bizim köyden 3 otobüs dolusu insan bu İskeçede bi rekor olmalı. Köyüm die demiorum gezmeyi çok seviyoruz=)

Mart 07, 2009

Hasta





Çoook hastayım
=(

Mart 06, 2009

Sigara

Sigarayı brakmayı düşünüyorum. Öle birden bire geldi şimdi hatta gelir gelmez buraya aktardım bu fikri belki biraz üzerimden kaçsın die=)


Pc nin başında amaçsız ve eylemsiz oturup küllüğü doldurmama sinir oldum. Etrafta bir sürü boş Duty Free Marlboro paketi bu ani hezeyana destek olur nitelikte. Yanlız benim gibi kahve sever bi insan sigarasız nasıl zevk alır kahveden onu bilmiyorum. Bu aralar ailecek spora merak sardığımız için babamdan hergün sigaranın zararları konulu nasihatler dinliyorum. Gerçi biraz canım istemiyor hani henüz kendimi hazır hissetmiyorum.


Sigarayı
brakmalı
.
Bu yıl farklı olmalı. Farkı yaratmak için azimli olmalı. Sigarayı brakmak bu azmin göstergesi olucaktır. Kader her zaman farklı oyunlarla çıkar karşımıza. Bu yüzden: Bu yıl, "Herşey güzel olucak" demiyorum ancak azmimiz mutlaka taktir görücektir.

Mart 05, 2009

Mutluluk

Bu aslında benim yazdığım bir mail ancak buradan da paylaşmak istedim.

*ethernal sunshine of the spotless mind ı izledim az önce (tekrar)
Bi şey fark ettim sizinle paylaşmak istedim.

Bir çok erkeğin(kesinlikle bende bu guruptayım) bir kadının ilhamına veya sadece yakınlığına ihtiyacı wardır.

Onları sefil hayatlarını düzene sokucak, yaşam yorgunluğundan kurtarıcak, zamanı eğlenceli ve faydalı bir hale getirebilicek sihirli değneği olan bir kadın arıyormuşuz izlenimi veriyoruz. Bu nedenlede kız arkadaşlarımıza veya gerçekten sevdiklerimize haddinden fazla yükleniyoruz. İlk tanışmada bile öyle bir kadın olma umudunu içimizde barındırıp dikkatlice yaklaşıyoruz. Kadınlar açısından erkeklerin bu tavrı fazlası ile haksız ve korkakça olmalı.

Oysa tüm bu beklentiler ve güvensizlikler tek bir kelime için.
mutluluk
Biz erkekler mutlu olmayı bilmiyoruz. Bu nedenle bize mutlu olmayı öğreticek ve tam öğretmişken bizden bu hazineyi hoyratça almayacak bir kadın arıyoruz. Bir öğretmen arıyoruz.

Düşünsene bir erkek yağmurun altında ıslanarak yürümekte ki mutluluğu anlayabilir mi? veya kar yağarken gökten düşen karları yutarak mutlu olmayı? Sırf bir bakışta mutlu olmayı becerebilir mi bir erkek tek başına? İşte tüm bunlar ve çok daha fazlasını bize kadınlar öğretir. Tüm mantık dışı harcamlardan mutlu olmayı. İnatlaşmaktan, tartışmaktan, düşünmekten mutlu olmayı bize kadınlar öğretir.

Tüm o arayışlar, çekingenlikler, kıskançlıklar, tartışmalar, oyunlar, eğlenceler, ayrılıklar sadece; ölünceye kadar her anında mutlu olmak içindir.

Biz erkekler için sevdiğimiz-seveceğimiz kadın, mutluluğumuzdur. Ne yazık ki bunu izah etmeye utanırız...*