Kasım 06, 2007

Taşınıyorum

Aşk bitince, tüm aşk saçmalıkları birer ayıp oluyormuş..
Evet sonunda bu mutsuz-umutsuz aşk nihayete erdi...
Şimdi bu blog veya mektuplar, konuşmalarla dolu mailler;
Onun eşyaları ile dolu kasvetli boş bir ev gibi...
Bu yüzden taşınıyorum...
Buradan 249 yazı yayınlanmış bugüne dek
Bana ait olan yazılarımı Bundan böyle:
http://www.gunos.blogspot.com/
adresinden yayımlayacağım...
ogunhas@hotmail.com olan Msn Adresim:
Artık gunohas@hotmail.com ..
ogunhas@gmail.com olan gmail adresim :
Artık gunohas@gmail.com ...

Bu blog veya ogunhas@ email hesaplarını artık kontrol etmeyeceğim...
Bu arada Artııık Online ım:=))
Görüşmek üzere..:=)


Ekim 27, 2007

Zavallı



O' nu bu halde gördükçe;

ondan daha çok nefret ediyorum...

Edit 08/11/2007 Ben, Sen ve O Allah'ın en yüce isimlerinden dir.. Allah bize konuşurken: Ben, die söze başlar... Biz, Allah'a yakarırıken : Sen die hitap ederiz. Ve O, biz-bize konuşurken andığımız isimidir...

Her kim, Allahtan başka bir Ben'i, Sen'i veya O,nu yüceltirse; Allah'a şirk koşmuş olur.
Bu şirk, bir laneti üzerine çekmektir... Örnek vericek olursam: Bir insan ı, O olarak yüceltmek; börtü böcek, ağaç-çicek, hayvanlar ve birçok insan parlak bir günde, bir haziran güneşinde kırlarda keyif sürerken: kendini kasvetli bir dar bir odaya kapatıp, bir sobayı; kalorisi yüksek ilgi odunları ile tıkabasa doldurup, ısınmaya çalışmaya benzer.
Bu sıcaklık insanı, kendine bağımlı hale getirir bir süre sonra.. Bu odaya giren arkadaşları da bunaltır bu sıcaklık.. Sobayı da yorar.. Sonra bir gün soba teklemeye ve daha fazla odunu yakamayacak hale geldiğinde. Bu ortam da son bulur.
Sonra O sauna dan, terli terli dışarı çıkan insan; ağustos sıcağında dahi, hafif yelden nem kapıp hasta olur... Yaz nezlesi olur...


Eğer teri kuruyana kadar bekler. soba tamamen iflas etmeden önce ilgi odunlarını azaltır, oda sıcaklığını günün sıcaklığına uygun hale getirir de dışarı çıkarsa, Doya doya izleyeceği bir çok şey görür ve güneşin altında ki insanlarla güzel bir gün geçirir..


Unutma : Hayat sadece , bir gün dür....


Ekim 21, 2007

40 Lines

I'm an alone orphan...
Born in, an ancient time,
A supreme, distinct world..
Son of an honorable happy crowd..
Settled in reliance land of ease..
Where is ruled by the love..
And we lived with a pride..
One day, everything had gone..
Uninformed, all at once..
I found myself homeless..
Inheritance of happiness..
As a prisoner of loneliness..
In the cold, dark universe.
My touching soul wandered around.
Without a mass, cried aloud..
I prayed for an ethernal end.
But i found a hope unexpected.
An hospitable blue planet.
I swerved strait ahead.
It was unique humans sphere.
I seek a spirit, which is rare.
To decrease my pain with share..
Searched my people in haste.
There was only one resemblance.
They are a sharp, fleshy species.
I honestly introduced myself.
That i'm a humble servant of senses.
Looking everywhere for true loves grace.
They said: that all my words is a legend.
"Splendid virtues of our ancestors phase.
But all had disapeared, without a trace..
Only aim we have is defend ourself and survive.."
I unjust exiled and they renamed me as ghost..
This timid tribe was my transformed race..
Mankind have turned into poor abandoned castles..
They intend to protect themself from everything..
Shameless, looking entirely profits and living.
All are alone, unhappy and hopeless. Surviving...
Now I'm confused, disapointed and depressed.
I'm a ghost. Which is complately lost. Am I alone?

GunO

Ekim 14, 2007

Sessizlik, en tesirli zehir..

Sen simdi susuyosunya..
Benim Dunyam donmuyor..
Sen susuyorsunya..
Ben; sana, susuyorum...
Ve bu sessiz yurek;
Aklimin yanginlarina sebep
Gun isiginda, karanlik..
Yagmurda, kuraklik..
Kalabalikta, yalnizlik..
Yasayan, bir kayip..
Bu sessizlik;
Senle dolu yuregime;
Sensizlik....
Simdi sen susuyorsun ya..
Sozlerim yavan..
Gozlerim donuk..
Yuregim soguk..
Sorularim; bataklik..
Bu sessizlik;
Sadece, Sensizlik
Kufret, istersen..
Agla, durmaksiz..
Ister ask sarkilari soyle.
Ister ayrilik misralari..
Ama Lutfen;
Artik susma!!!!!!

Giderken

Ben giderken:
En cok sessiz kalanlar, beni acitir..
Gule gule demeden..
Son kez elimi sikmadan
Ve ardimdan bi an olsun bakamayanlar..
Beni gercekten ugurlayanlardir..

Hic bilemedim hic te bilemem..
Bunlar; gitmemi istemeyenlermi..
Yoksa gitmemi en cok isteyenlermidir...
Iste ben giderken aklimda hep onlar vardir..
Ve bazen yuregimde de sadece onlar olur...

Gelse huzur bulacagimdan
Bir umut hep ardima bakarim.
Iste ben giderken;
Hep gelmeyenlere yanarim..

Ekim 12, 2007

Bayram

Nice Bayramlara

Ekim 10, 2007

Yüzleşme

Tanrı ile yüzleşip ; Neden? sorusunu, sormak istiyorum.. Gerçi; Can Dündar, Ntv de, "Neden?" adlı programı, yapmaya başladığından beri, bu dileğime olan bağlılığım; sarsıldı.. Orjinalitesini kaybettiğinden dolayı...

Bu aralar Kendi krallığımı kurmak adına baba evinden ayrıldım.. Aslında ayrıldım dediğim pek uzağa gitmedim üst kattayım hala:=) ama tasımı tarağımı toplayıp, kendi yağımda kavrulmaya; karar verdim... Tabi babam baştan pek sevinsede bu suya elektiriğe ortak kendi ekmeğini kendin pişir ye kararıma, zamanla aile işlerini "Benim işim değil ki" sebebi ile yapmadığımı görünce pek bi uyuz oldu.. Bu nedenlede işten süresiz izinle ayrıldım :=)

Dün, bütün gün 'Neden??' sorusuna 'muhtemel Tanrısal cevaplar' buldum... Boş oturan, boş düşünmüyor herzaman demek ki:=) Cevaplar pek hoşuma gitmeyince(beni tatmin etsede) boş bi uğraş olduğuna karar verdim... Yok ben gerçekten Tanrının cevaplarını duymak istiyorum...

Hayatımı incelediğimde; kaderimi: standart sapması yüksek bir olasılıkla, tahmin edebiliyorum.. Ve ben artık korkuyor olsamda ; hızla bu kadere doğru, sürükleniyorum... İşin cilvesi: Bu saçma sona giderken; hayatımda çok değer verdiğim, oysa bir çok kişinin, anlam dahi veremediği insanlarla; hoş gelişmeler yaşamam.. Bu da beni görevimden alı koymak için şeytani bir oyun olsa gerek :=).. Saçmalık biliyorum.. Zaten bu kişi de; her an bana cuvaldız batırmak için sabırla bekleyen bir cani :=P

-Tanrım; ben, 'Full new' bir kader istiyorum...
-Neden??

Ekim 07, 2007

Bir Şarkı

Bu aralar çok sevdiğim bir parça...

Yonca Lodi den Gidiyorum
YoutubeLink



...
Bide Xaris Aleksio dan Olmasa mektubun'u Dinleyelim:=)



....

Ekim 02, 2007

Gurur

Gurur nedir??
Bence gurur: insan mantiginin duygularina ustun gelebilmesidir...
TDK da ki anlami : Kendini beğenme, büyüklenme, benlik, kibir: Övünme.
Duygularin en yogun hali ofke ve ask ta ortaya cikar aslinda bu ikisi bir dogrunun birbirinden uzak iki ucudur..Ofke aninda gurur bi nevi sarttir. ancak ask ta ki gururu anladigimi pek sanmiyorum.. Neden bir insan duygularinin en yuce oldu bir anda onlari sindirmek icin kendine eziyet etsin ki??

Ben; asla. askta, gurur yapmamanin; onurunu yasiyorum..
TDK ya gore , onur : İnsanın kendine karşı duyduğu saygı, şeref, öz saygı, haysiyet, izzetinefis.

Ancak bunun da bir huddu vardir. Eger bir insan; benim gururumu hice sayip, askimi yasamak icin, ezildigimi gorup, kendi ile gurur duyuyorsa, iste o insan; asla ashki hak etmiyor demektir...

Iste bu hallerde serefli olmak gerekir.. Seref ise bi baska postun konusu:)

p.s kendimden : su aralar kalbimde aklimda biraz karisik, seviyorum ama larim war.. Soz konusu kisi hak ediyor sevgiyi ama kaderimizin bir olabilecegine inancim azalmis gibi... Ama larim biraz Hakkanii yani:)

neyse

Ekim 01, 2007

Golgeler

Bazen merak ediyorum;
Acaba, sadece ben mi; golgeleri: renkli ve 3 boyutlu gorebiliyorum????
Hayal dunyamda hersey anlamli ve hersey daha zevkli
ancak bu hayallerin, hic mi yok 'gercek bir temeli'???
Acaba ben mi kandiriyorum kendimi
Yoksa sadece kandirilabilenler mi yasiyor Hayat denen bu gercegi????
Soguk ruhlarini; 'mantikli hirslari ile isitan' insanoglu.
Hic mi ozlemez kaygisiz-hesapsiz mutlulugu????

Golgeler goruyorum.. Her adimda bana yaklasan veya benden uzaklasan..
Solgun gozleri ile bana bakan ici bos cesetler goruyorum....
Geceden daha karanlik insanlar taniyorum...
Ya ben!!! artik yasamiyorum, ya da Dunya ya ve zamana adapte insanlar....

Mesela:
asigim hala; sanki, tek dinleyecisi ben olan; bir sarki soyler gibi....

Eylül 27, 2007

Degirmenler

Kendimi Sancho gibi hissediyorum bugunlerde..
Hani su Don Kisot un sadik ancak gercekci yaveri gibi..

Hayir!! garip olan: Don Kisot ta benim aslinda...
Karsimda da degirmenlerle dolu koskoca bir Dunya...
Savasmaktan ve kaybetmekten yorulmus olmaliyim ki;
" Ne yapiyorum ben boyle delice?? " diyorum kendime..
Gerci boylesine onurlu bir aldatmacada, mutlu da oluyorum arada..
Ama ne yapiyorum ben??? Nereye gidiyorum???
Aslinda sorun ' Ben bu degirmenlere amacsiz saldiriyorum'

Keske bi Dulsinya'm olsa

Eylül 25, 2007

Yazık

Kendini tamamen kaybetmiş veya ' ben onu tamamen kaybetmişim'. Bilemiyorum..
İhanetinin, bedeli; onda, tüm sevdiklerimi, kalbime zincirlemekti..
İşte o 'tüm sevdiklerim' artık bana zimmetli...
Ve O, tüm yoksunlukları ile ' tatsız-tuzsuz bir yemek' gibi...
'Dolapta bulupta bozulmasın die tüm sebzeleri bi kazanda kaynatılan çorba' gibi...
Ben, bu kadında, bunca güzelliği nasıl buldum ki??
Belkide sadece üzerine ii oturmuş bir elbiseydi onda tüm sevdiklerim..
Kendi diktiğim üzerine bide hayran kalasıca beğendiğim bir elbise..

Hergün ama istisnasız hergün aklıma takılıyor ismi..
Hiç hak etmediği halde nerden geliyor bu sevgi??
Başka işlerle meşgul iken bile saatlerce zihnimde onunla sevişiyorum..
Beş para etmez bir varlığık nasıl böylesine güzel hayallere 'Özne' olur??
Şimdi 2 tık ötemdeki gece kondudan bozma sarayında izledim onu..
Daha da nefret ettim kendimden.. Böyle bir ismi hala anabiliyor olmaktan..
Yazıklar olsun bana..
Elbiseye o kadar hayran kalmışım ki;
içinde ki boşluğu, hiç fark edememişim..

Eylül 17, 2007

Gundem

Dun, Yunanistan'da genel secimler oldu..

Iskece Turk azinligindan Dr Cetin Mandaci; 15000 uzerinde oyla Pasok milletvekili secildi..

Gumulcine'den Ahmet Haci Osman; 15000 e yakin oyla Pasok millet vekili secildi..

Ev internet baglantimda bi sorun war bu yuzden istedigim zaman net e girip blogumu guncelleyemiyorum.. Ilgilenenlere onemle duyurulur..

Eylül 10, 2007

Oyun

Uzun süredir, yaşamın anlamını sorguluyorum.. Neden war olduğumuzu??

Sizce neden??

Bazıları, "Neslimizin ve türümüzün devamı için" diyor..
Öyleyse neden genellikle seçiciyiz??
Bir diğer kalabalık, "Tanrı istediği için, warız" diyor..
Peki nasıl özgür iradeye sahip olabiliyoruz??

Garip bir soru bu.. Belkide 'sorulmaması gereken' sorulardan biri..

Aslında cevabı basit..

Hepimiz, Tanrının büyük piyesinde, birer oyuncuyuz.
Yaptığımız herşey; sadece bir oyun..

Herşeyin kaydedilmiş olduğu büyük bir kitap var..
Her varlığın ve her işin en ince detayına kadar kaydedilmiş olduğu çok büyük bir kitap..
Bizim okuduğumuz romanlara, çok benziyor..
İnanılmaz derecede, detaylı bir anlatıma sahip..
Kitap geniş kapsamlı olduğu için tamamını anlamak imkansız görünüyor..
Birtek şeyin, bir kısmını anlamak için bile genellikle bir insan ömrü yetmiyor..
Oysa kitabın içeriğindeki herhangi birşey diğer herşeyle bir şekilde bağlantılı..
İşte arada ki bu bağ, varlığımızın anlamıdır...
Bazıları buna görev diyor. Görevlerimiz; bizi var ediyor.
Görevler bilindiğinde, gelecek tahmin edilebilir oluyor....
Tamamı bilinen bir gelecek, hiç eğlenceli olmaz..
Tahmin edemediğimiz gelecek, bizi korkutuyor..
Bu korkuyu yenmek için; Umut, hayal, plan kuruyoruz..
İşte bunlar, bizim 'yaşama sevinci'mizdir..

Yaşama sevincimiz; görevlerimizi, katlanılır kılar....

Eylül 04, 2007

Kötü

Bugün karar verdim ; Homestretch'e, kısa bi stopover ekliyorum..Bildiğin Pause yani..

Ben, bugün; bi süre, 'kötü çocuk' olmaya, karar verdim... :=)
yaaaa(ewt anlamında)

Bide şansımı böyle denicem.. Bakalım Dünya bana gülücek mi???

Ha bu arada bi süredir, sabırla, kendisine aşık olmamı bekleyen;
'kuaför kız'a da, breather verdim bu akşam itibarinlen..
Çünkü aşk'a inanmıcam!! bu süre zarfında:=)



pisicik : Gücün, kötü tarafına geçmeye; gidiyorum..
Gelince, konuşuruz...

Ağustos 23, 2007

Konu Dışı

Sana ettiğim tüm küfürleri, kabullendiğine; inanamıyorum!!!

Ağustos 22, 2007

Keşke

"Bitse de gitsem" diyorum nicedir...
Çok yorgunum, çok üzgünüm, isyanım engin, ruhum solgun.
Bitse de gitsem.. Bilmesem de gitsem.
Çok korksam da, mutlaka gitsem..
Ve artık korku olmasa bi daha asla..
Ne de yorulsam, en ağır uğraşlarda..
Bitse
Üşümesem asla, terlemesem de..
Acıkmasam veya hiç susamasam ..
Gitsem
Hep neşe ile , şarkılar söylesem..
Her renk daha bi parlak olsa ve her koku daha güzel koksa..
Uyusam en tatlı rüyalarda..

Ve uyansam, gölgelerin ardında ki bir yaşam da..

Bitse de gitsem artık

Ağustos 16, 2007

Homestretch

Uzun zamandır yazmak gelmiyor içimden bariz.
Duygusallığım çok derin bir yara almıştı ki değil yazmak ;
yaşamak bile, ağır bi yük olmuştu...

Neyse ki Neriman; beni, şefkati ile sardı, sakladı.

Ancak 2 gün önce onunla da yollarımızı ayırma kararı aldık...

Herzaman mutlulukla hatırlayacağım anılar ve birkaç resimle; her anı için minnettarım...


Temmuz 13, 2007

iYi

Yazmak istemiyorum nicedir... Ne kadar güçlü kalmaya çalışsamda, yorgunum... Direncim artarken; her şerefsizin, adiliğinden. Yıpranıyorum..

Sevgilinin, şefkatinde. Oyunların boşluğunda, işin ağırlığında ; kendimi kandırmaya çalışıyorum... Tanrı biliyor ya; ruhumun göz yaşlarından, canım yanıyor... Gülüyorum.

Ve Tanrı ; ahım'ı, acımasızca alırken; yağı bildiklerimden. Üzülüyorum..

Hep derim:
' Ne kadar çok şey war, anlatılacak. Ne yazık, ne kadar da azı, anlaşılacak '

İyiyim... Bundan sonra yazmaya çalışıcam:=)

Haziran 26, 2007

Deniz..

Cmtesi-Pazar denizdeydim ve "yeni karaoğlan, benim uleyn" dicek kıvama geldim:=)

'Ortaokuldan bu yana arkadaşım', Hasan'la yıllar sonra bu pazar, tekrar buluştuk, bol bol konuştuk..
Bizim kedilerin, yeni veterineri; artık Hasan:=) >

< Neriman :=)
( Kız arkadaşım) (yeni)

Edit 26 Haziran:
Porto Molo, İskeçe'de ki en sevdiğim plaj. Biraz 'Aristokratik'...:=) V

Haziran 23, 2007

Yeni Post:=)

'Yeni postum' geçmiş benim, yeni farkettim:=)
Bu aralar ya sosyalım hovardayım yada travian ın başındayım:=) Bloğumu çok ihmal ettim..
Bugün yoğun ve güzeldi. Sabah 5 te İstanbul'dan kardeşim geldi ... 1-2 saat iş'te babamlara yardıma gittim.. Öğleden sonra Okan'la denize gittik, Neriman'larla buluştuk, yüzdük yandık felan tam eve geldik, biraz dinlendik ki, bizim köyün Fenerbahçe şampiyonluk kutlamaları başladı.. Belki bi 2 saate kadar Myclub a geçeriz. Orada sabahlarız. Yalnız şuan hala devam edio kutlamalar Davul zurna felan.. Köy de bir düğün havası:=) Havaii fişekler, marşlar, çevirmeler.. çok güzel bir kutlama oluyo..
Hoşgeldin yemeği ^
Bi iki resim olsun.. sonra videoları edit edicem.. Başka bi post ta..

Haziran 16, 2007

Yemek





Geçen yemeğe gittik.. Barış, Bahar, Jale, Neriman.. Sonrada tatlı yemeğe

Haziran 13, 2007

Travian

Size, biraz köyümü tanıtiim:=)

Haziran 12, 2007

Aşk

Ahhhh ah çok aşık olasım geldi yine bu akşam....
Ancak öle laf olsun die diil..
Gerçekten, doya doya, başını hatırlamadan, sonunu hiç düşünmeden ve her anı dolu dolu yaşayabileceğim bir aşk..
Birtek anın bile değerini hissederek yaşamak istiyorum bu akşam...
Aşık olmak istiyorum.. İlk ve son aşkım olsun istiyorum...
Merak ediyorum..
Acaba bu Dünya'da.
Hiç korkmadan seveceğim.
Şımartılası sevilebileceğim.
Her kelimemde, dinleneceğim.
Her kelimesinde, aydınlanacağım..
Sadece mutlu olabileceğim
Her anını, her hareketini mıh gibi zihnime kazıyabileceğim.
Ve asla, hiçbirşeyden,
Hiçbirşekilde,
Pişmanlık duymayacağım.
'Aşka değecek' bir kadın war mı???

Haziran 10, 2007

Mutlu

Mutluyum...
Biraz sosyalim bu aralar biraz da Travian a sardım:=)
İş güç her zaman ki gibi...
Bloğu ve severek okuduğum dostlarımı ihmal ediyorum. En kısa zamnda tek tek hal hatır sorucam. Yorgunum biraz...

Travian... Ah kuzen ne işler açtın başıma yaw:=) Akşam eve gelince dışarı çıkmıcaksam eğer oturup 3 4 saat travian oynuyorum.. Tamam stareteji seviyoruz da biraz abarttım galiba:=) Lejyonerlerim sürekli savaşta:=) ekmek parası peşinde.. Sürekli yağma. Şimdi bi iki vaha alıp şirketleşme planları yapıyorum:=) Bi yandan da her saat en az bir Emperyan üretebilicek hammade gelirine ulaşmaya çabalıyorum:=)

"Emperyanlar roma ordusunun asıl saldırı gücüdür. Saldırıda çok hızlı ve çok güçlüdürler, düşman savunma güçlerinin korkulu rüyasıdırlar ve düşman kuvvetlerine kısa süre içerisinde çok ağır darbe vururlar."

Biraz daha gelişirsem; yeni başlayanlar için 'hayatta kalma ve gelişme klavuzu' hazırlıcam:=)

Bide kardeşimin nüfusunu geçme çabalarım war... Mubarek kızan: boynuz kulağı geçti:=)
Altınlarımızda war bol bol harcıyoruz çok müsrifiz sormayın:=)

Burayı kızlar okumasın lütfen:=)

Aderfe hani myClub ta dasçılar vardı show wardı felan o kadar video izlettirdin.. Hiç bişi yoktu... Kızlara hissetirmeden baya bi aradım revüüüleri... Yok:=) Bide kimse işkillenmesin die; dev ekranı, izliomuş gibi yapıyorum... Bu arada etek boyları daha da kısalmış bu sene.. Ne bu çekio mu etekler acaba:=P Bide kiraz fest bu gece sondu bi gidemedim offff off

Bitti herkez okuyabilir:=P

Çooook yorgunum Atam... Şu saldırıda bitsin, yatiim ben:=)

Haziran 06, 2007

Haziran 05, 2007

Δεν υπάρχει αγάπη

İçimden yazmak gelmiyor nicedir.. Ancak yeni post zamanım gelmiş:=)

Hoş bu aralar yoğunum aslında .. Bi yandan Travian, Aderfozla.. Bi yandan hoş sohbet, arkadaşlarla....

Pazar bi abimizin cadır sefasına konuk olmuştum...
4 elementle kucaklaşıp Amstel'e doymuştum...
Ateş, Su, Toprak, Tahta
Gerçi tahtalar yanıyodu ama neyse...



Amstel

'Absolute Bear' :=) =>

Balıkta tuttular da.. benim şansım yok diilde.. hayvan severim o yüzden tutmadım:=)




<İşte o tahtalar:=)



Birazda müzik olsun..
Çoktan seçmeli olsun
A-şık kı Bağlamadaki... En sevdiklerimden...
Özellikle tavernada 3, 25lik ouzo dan sonra dinlemeyi çok sevdiğim bi parça...



B-şıkkı Çok çoook sevdiğim bir sanatçıdan... Dimitris Mitropanos ... Çok büyük müzisyendir benim için.. Zeybetiko denince aklıma ilk gelen isimdir..
Zeybetiko = Yunan Zeybek.. Hangi parçasını paylaşsam die seçemedim ancak
S'anazitw sti Saloniki , Roza , Alimono , Ego eimai paliopaido ... dinlenmeliiii..



C-şıkkı Biraz Laika tarzında olsun:=) yunan ulusal müzik tarzıdır laika. ve daha çok eglence amaçlı dinlenir.. Glykeria yı çok severim.. Sizi sanatçının Güzel Selanik adlı parçası ile başbaşa brakıyorum:=)



D- Şıkkı.. Biraz House olsun nitekim yaza da girdik tüm Cafeler ve Clublar full bu aralar... Yalnız şunu şöyliim, geçen bi Cafede, gece çok sevdiğim çok eski parçalar çaldılar.. İlk defa rast geliyorum ve çok hoşuma gitti. Jefferson Airplane, Janis Joplin felan çok hoştu.. Neyse biz yunanca dinlioruz şimdilik dimi konuya dönelim.. Yaza doğru çok hoş House parçalar piyasa olur Yunanistan'da seçmek çok zor.. Benim en sevdiğim uzun süredir Helena Paparizou nun şarkıları nitekim kendisi Eurovisyon birincisi Ancak ondan bi parça olmasın ne olsaa ne olsaa aderfozum burada olsa yardım ederdi mutlaka nitekimiz Okan bizim müzik temsilcimiz olur:=) Gia olsun mu?
Hadi olsun bakem.. Çok eski bi parçadır ancak severim...

Haziran 01, 2007

%100 Şampiyon :=)

Fenerbahçe Ülker
BEKO Basketbol Ligi şampiyonu!!!


12 bin taraftarımız Abdi İpekçi Spor Salonunu tamamen doldurdu..
Bayan Basket takımızın şampiyonluğunun ardından Erkek Takımımızda Playofflarda 4-0 lık bir galibiyetle Efes e karşı şampiyon oldu... Bu gece, 16 yıldan sonra 2. şampiyonluğumuzu 98-76 lık bir skorla, bileğimizin hakkıyla aldık...

Fenerbahçeli olmak; çok büyük bir gurur....



Ankebut

Sana 'akrep güzeli' derdim ya... Oysa sen, ağını kurup, tam ortada sinsice bekleyen bir örümcekmişsin... Sessizce ve sabırla beklediğini görebiliyorum... Çevreden bir kelebek veya yepyeni bir sinek için yorgun, yaralı ve zararsız görünüyorsun... Oysa kubanının, ruhunu emmeyi beklerken; ne kadar dinçsin, tahmin edebiliyorum...

Hani sana "neden?" die sorardımya.. "Neden bana katlanıyorsun?", "Neden gitmeme izin vermiyorsun??" artık anlıyorum... Yemediğini paket yapıp, saklıyorsun.. Tıpkı bir örümcek gibi.

"...
Ben yayinladigimda onu sadece 1 kisi okumaya yetisebildi ve ben kimse okumadan sildim cunku yaptigim seviyesizce gelmisti.
Ben ne kadar saf ve salakmisim oysa... Iyi niyetli birisi olabilegini dusunmustum. Normal konusmustum, agzma geldigi gibi...sen bunlarin hepsini biriktiriyormussun megerse.
Kus zehirini akit icindeki irini de ve git.
Hayatimda hic bu kadar yanlis anlasilmamistim. iftiraya da ugramamistim, Bu yuzden sabahin safaginda okuyup sinirimden agladim.
..."(26 Mayıs)
Bu mailini okuduğumda, tüm o yazıları kaldırdım.. Nasılda biliyorsun sana olan zaafımı. Bir tek göz yaşına dahi dayanamadığımı... Oysa sen o gün çok mutluydun.. O resimlerde ki en mutlu insan sendin.

o 3 5 resim uğruna nasıl böylesine adi bir oyun kurdun hala inanamıyorum... Ancak sana demiştim...

" senin gerçek yüzünü, çok yakında gördüklerinde... ",
"sakın!!!
gerçekten ağlayarak gelme karşıma.. "

Şimdi, sana inandığımı sanma... Hala adi bir oyunun içinde biraz fayda peşindesin eminim...

Seni izliyorum.. Gerçekten yalnız ve çaresiz olduğunu görene kadar, zehrini içimde tutuyorum... Sana sadece acıyorum şuan. Sana olan tüm sevgime rağmen, seni kendi karmaşama sokmamak için gayret etmişken... Sana gerçekten dost gibi yaklaşmışken.. Sen beni kullandın.
3 5 mutlu resim uğruna kahpece bir oyun kurdun.. Bide üstüne sahte gözyaşları dökerek birşeyleri toparlamaya çalışman ne kadar da ucuz-basit bir kadının davranışı..

Gerçekten üzüldüğünü bilsem bir sözümle, sana; o kanatları geri verirdim..
Oysa bu sahtekarlığını gördükçe; daha da acıtıcak kelimeler geliyor dilime..

Yutuyorum, bekliyorum...

Mayıs 30, 2007

530+


<=Bu nedir ?? Allah aşkına biri bana anlatsın:=)
Bugün, 'Dünya İnsanı GunO'yu Kutlama Günü' felanmıydıda ben bilmiyordum:=)
Bloğuma 536 kez tıklanmış:=) Moralimin bozuk olduğunu duyan gelmiş sanki:=) sadece Türkiye'den 426 kişi..

Beni yazmaya şevk mi edionuz bakiim siz:=)

Canım çok sıkkın arkadaşlar.. batsın bu Dünya modundayım.. Öle aşk acısı felan sanmayın..
Makûs talihime küstüm...Ancak yakında toparlanırım merak etmeyin...
Tüm gelenlerden ve gelemeyenlerden Allah razı olsun..
Yakında bir bir; iadeyiziyaretlerinize gelicem, söz...


P s: Şaşkın Geovisite.. ben zaten bu kadar insan bana nie gelsin die pimpiriklenmiştim:=) anlaşılan bi hata olmuş şimdi düzeldi 530 küsürden günlük 50 ye düştü.. Az olsun bizim olsun zaten dimi:=) neyse


Mayıs 29, 2007

GunOsys

Google'da GunOsys die aratınca, sadece benim bloğumun çıkması ne hoş bi şii:=)
isim hakkını hemen almak lazım
:=P


Bide bloğuma Google yardımı ile gelenlerin aradıkları kelimelerden eski postlarımı tekrar hatırlayıp bi nevi review yapmak çok hoş:=) Bu aralar, özellikle bi şarkıyı arayanlar çoğunlukta..

BenDeniz - Biri Var :=) Havalardan mı bilinmez, yeni bir 'romantizm patlaması' seziyorum...

Bide bu şarkıyı bende Google dan aynı şekilde bulmuştum aklımda kalan sözleri aratmıştım.. Bloguma bu şarkı için gelenlerin arayışlarıda çok hoş " cevabın yok bitti demek" , "kelimeler tükendi", "zorundayım, zorundasın" ... Herkez bi ucundan tutup bu şarkıyı arıyo sanki:=)

Neyse çok aranılan bu şarkı postuma bi link veriim bari bu posttan Biri Var


Darkpirates

Mayıs 27, 2007

Oh be..

Böylee. Nasıl derler? Kasvetli, karanlık, yapayalnız bir ormanda, gölgelerle savaşıp; aydınlık ve ferah bir ovaya çıkmış gibiyim.. Mutluyum yane. Dün son yağmur damlaları da düştü bu topraklara... Küresel ısınmayı bu sene de dert etmicez çok şükür:=) Bir hafta yağmur yağdı inanılmaz mayıs sonunda bunca yağmur... Balkanlardan kaçan bu kasvetli ve nemli, alcak basınç. Karayelinde etkisi ile; nerenin insanlarını depresyona sokar bilemiorum artık:=) Ancak buralar cıvıl cıvıl ve sıcacık..

Neyse...

Depresyon dediğin nedir ki zaten? Evde 2 paket sigara , 2 kupa esspreso yanında..:=)
Dün son depresyonumu verdim bende, pekii ile... Sonra da Fenerbahçemizin şampiyonluk kutlamalarında mest oldum.. Ümit Özat gidiyor:=( die; biraz hüzün yaptım ancak Hooijdonk gibi arada gelir mutlaka, O da bu tribünlere..

Bu akşam da, bi yemek sözüm war. Son kalan yüksek basıncı da atiim üzerimden.. İnadına diil gerçekten mutluyum dün geceden beri ve gerçekten garip ve yersiz geliyor bu
mutluluk
:=)
Hoşşs

Mayıs 26, 2007

Buraya kadar..


Kimseden özür beklemiyorum.
Kimseyi suçlamıyorum artık..

Mayıs 25, 2007

DT

İlk kez 17 Ocak 2007 de , blogger da karşılaştığım...
Daha ilk görüşte, yazılarını ilk okuyuşumda hoşlandığım.
İlk konuşmamızdan (26 Ocak) bu yana, Onun hakkında ki tüm düşüncelerimi ve duygularımı bilen.
2 ay boyunca: hergün, günde ortalama 2 buçuk- 3 saat konuştuğum.. Çoğu geceler konuşurken, uyumadan sabahladığım.
17 Ocaktan bu yana yazdığım postlarımın yarısında fazlası onunla ilgili olan...
Bir blogger eski arkadaşım..

Daha 2. sohbetimizde aramızda bir ilişkinin mantıksız olacağını öngörüp, muhabbetimizi arkadaşlık boyutunda sürdürdüğümüz. Birbirimizin birçok özelini bilen ve benim, onunla evlenmeyi isteyecek kadar, çok sevdiğim, çok eşsiz bir insan...

Onunla aramızda ki sohbeti ve benim ona olan duygularımı benim tüm aile fertlerim, en yakın 2 dostum, Bloggerdan da Optio ve Elif bilir sadece.. Hatta Optio daha ilk başlardan beri bilir.... Optio ya 'Günışığım' sıfatını yakıştırmam da bu nedenledir.. Hala bu olayı kapatmaya uğraşıyo. En çok onun arada kalmasına üzülüyorum zaten..
DT ile birçok kez münakaşalarımız olmuştur... Büyük çoğunluğu belki de hepsi benim Kıskançlığımdan veya paronoyamdan kısacası geçimsizliğimden olmuştur... Bir keresinde bi hafta konuşmadık o da ben kapris yapmıştım.. Bu 2. sinde ise bidaha asla konuşmama kararına vardık... Onun dışında her münakaşamız muhabbetimizle tatlıya bağlanmıştır, bi gün dahi küs kalmamışızdır... Optio da destek olmuştur bazen, saolsun..DT ile aramızda ki tüm konuşmaları kitap haline getirip; ona, hediye edicektim .. Neyse...

Elini tutmak bi yana ancak 30 km yaklaşabilmişizdir birbirimize.... Bi kahve içme sözümüz wardı sadece o da İstanbul'da, bazı şartlar sağlanırsa. Bunun nedenide özel..

Bundan yaklaşık bir ay önce, Benim çok kötü bi anımda, DT ye bi mail atmıştım... Uzun süre cevap gelmeyince meraklandım... Hatta mail i gece 10-11 gibi atmama rağmen sabaha kadar ondan haber bekledim.. Sonunda sabah... ki onun saatiyle sabaha karşı 1-2am gibi bi zamanda, ona telefon ettim.. Cevap vermeyince meraktan iice çılgına döndüm.. Programında o gece için bi aktivite olmadığını bildiğimden. Onun saati ile 3:30-4 am e kadar mail telefon bombardımanına tuttum onu. Sadece iyi olduğunu bilmek için... Bu arada ilk ve son kez arıyorum onu, Telefonundan... Sözüm wardı çok önemli bişi olmadan aramayacağıma dair..1-1buçuk ay da hiç aramadım. Daha ben ağzımı açmaya fırsat bulamadan "Beni rahatsız etme" dedi. Kapadı... Ben şoktayım ii olduğuna sevindimde, rahatsız etme ne demek? Türk-İslam sentezinde maço erkek serzenişleri saçmaladım. mesajlarda. maillerde. O sabah uyandığında, "Rahatsız etme dedim çünkü çok geç saatte aradın arkadaşlarım bile rahatsız oldu o yüzden bende kızmıştım" açıklaması getirdi... Geçimsiz GunO dururmu ben saçmaladıkça saçmaladım.. Ona ettiğim en ağır cümle " Allah'ın şımarık tikky si" idi... Yok efendim engelledim onu.. Hatta kendimi sildirtim onun msn inden. Sonra tabi aklım başıma geldi 3 gün sonra.. Sinirle kalkan nasıl otururmuş dank etti kafama... İşte bunca zaman o sinirimin ve o ettiğim ağır cümlenin; cezasını cekmiştim ben.

Defalarca özür diledim. Aslında kendimi haklı görüyorum kızmakta ancak tavır yapmak bana zarar verdi.. O gün bugündür DT benle konuşmuyo. Bende hatamı telafi ettirmek için elimden geleni yaptım. Ancak artık yoruldum.. Bide DT bu kaprisi ile beni küçük düşürücek davranışlarda ve söylemlerde bulundu.
DT ye olan tüm inancımı-güvenimi kaybettim....

DT ile artık konuşmak istemiyorum...
DT hakkında konuşmakta istemiorum..

------------------------------------------------------------
Şimdi ben bunu, bizim hakkımızda saçmalayan bazı densizleri bilgilendirmek.. Bundan sonra en azından kendi kendilerine birazcık bilgi ile densizlik etmelerini ummak adına yazıyorum.. Gerçi cahilin ilmi: 'vara , yoka gülmekmiş'.. Bu densizlerinde derdi sadece eğlenmek bunu biliyorum.. Kendilerine daha onurlu meşgaleler bulmalarını diliyorum.. Kendi yorumlarında, kendi kendilerini göremeyen bu insanlar; bunu anlayabilirse tabi...

Bu postun yorumlarını kapıyorum.. Bana hala densizlik etmek isteyen warsa altta ki post a buyursun..
Sizi cahil, haddini bilmezler.
Hakkında hiç birşey bilmediğiniz bir konuya balıklama dalıpta, üzerime oyunlar oynadınız. Hala aklınız başınıza gelmedi...Gelmicekte..
Ar damarınız olsa, utanırdınız...

Bu post u silicem ancak bu gece kalsın ve bana saldıran o insanlar okusun istiyorum...
Özür felan beklemiyorum..
Kin de tutmuyorum..
Bi daha onlarla konuşmakta istemiyorum....

Ps. Bu kendimi engelletirdim kısmı başka bi gün le karışmış.. Hani şu bi hafta kapris yaptığım dediğim zaman olan bi olaymış ... Neyse Özür dilerim ilgililerden... 08/04 te ki msn konuşmasında olmuş bu olay.. o kaprisim de pek uzun sürmemiş 12 nisan gtalk ta konuşmaya başlamışız 18 nisanda da msn den. 23 nisan da şu malum "Türkiyeyi sevmiyorsun" olayı olmuş...

Bu kadına, 08 nisan dan beri saygı duymuyorum ben, bunuda hatırladım...

Seni çok ii tanıdığımıda biliosun... Senin alışık olduğun tepkiler bunlar...
Biz artık konuşmayalım Tugce... Bi hatam warsa yaz düzeltiim..

Mayıs 24, 2007

Mayıs 23, 2007

Erasion

Bugünlerde, sebebini bilmediğim halde, onlarında tutarlı sebepleri olmadı halde, bana tavır yapan okuduklarımı hayatımdan ve listemden siliyorum.. Neden tavır yaptıklarını sormak dahi istemiyorum. Onları artık okumuyorum.. Beni okumak isteyen herkeze kapım açık... Okunma kaygım da yok.

Aslında tüm bunların bir çıkış noktası war, temelinde bir insan war... Onun başlattığı ve şuan geri alamadığı veya kontrol edemediği bir linç organizasyonu.... Yalnız insanların gerçek yüzlerini görmüş oluyorum sayesinde; bu nedenlede kendisine minnettarım.

Diğerlerine gelince;

Sadece; Allah'a havale ediyorum..

Bebeğim

Bu şarkıyı çok severim.. Ancak ilk defa ben söylüyormuşum gibi hissediyorum...

VideoLink
Gitmek çok kolay değilmi? Herzaman derim giden değil, kalan kazanır die ancak her genç önce kendi gitsin ister... Kaçmak. Kaçmak herşeyi çözücek sanır... Ben ilk aşık olduğumdan bu yana hiç kaçmamıştım, aşktan... İnadına kalmıştım gidenlerin ardından. Çünkü savaşmak gerektiğine inanmıştım...
Şimdi gitmek istiyorum. Sadece aşktan diil ama. Herşeyden gitmek istiyorum. Herkezden uzağa gitmek istiyorum.. Aşk acısından felan diil, hayat yorgunluğundan gitmek istiyorum. En çok aşktan gitmek zor gelior bana bu aralar..
Gidemiyorum
Kaçamıyorum
Kahretsin

Mayıs 20, 2007

(=:GS:1-2:FB :=)

Galatasaray'ı, Ali Sami Yen'de;
'Alkışladık'
...
2-1

Mayıs 18, 2007

Travian



Çok hoş bi oyuna davet edildim bugün:=) Browser oyunu. Ogame benzeri bir oyun... Travian

www.travian.com.tr

Bir zamanlar Burcu adında kız arkadaşımla Ogame oynardık.. Tanrım ne lanet bir oyundu... Bir çeşit browser oyunu. Uzay strateji ve simülasyonu. Oyuna göre koooskoca bir evrende, herhangi bir güneş sisteminde size bir gezegen veriliyor. Bu gezegende madenleri geliştirip, bu madenlerden gelen hammaddelerle üstler ve gemiler yapıyorduk. Filo kurup ticaret ve savaş yapıyorduk. Biz, Burcu ile bir ittifak kurduk ve yakın arkadaş çevremizden oyuncuları ve kendi hesaplarımızı bu ittifaka aldık. 4 ortak hesabımız wardı. Oyuna bir girdimmi 4 hesabı da kontrol etmek zorunda kalıyordum... Mesela bir bina yapıcaksınız veya herhangi bir gemi. belirli bir zaman geçmesi gerekiyor mesela 1 Komuta gemisi; 15 dakkida oluyor... Bir metal madeni seviyesine göre 2 dakki ile 10 saat arasında yapılabiliyor.

Hammadeler çok değerli çünkü her ne yapıcaksanız bu hammadelerle yapıyorsunuz bunun için savaşlar yapıp bir başkasının hammadelerini çalıyorsunuz.

24 saat oynadığımız bir oyundu. Burcu ile sürekli iletişim halindeydim aynı evde yaşayamıyor olsakta, birbirimizin boş zamanlarından haberdardık. Mesela ben gece 3 ten sonra hesapları devralıp sabah, O saat 8 de ofise gidene dek her 15 dakika da bir oyunu kontrol ediordum o ofise geldiğinde ben okula gidiyor aynı rutini ona devrediyordum. Bunu yapmazsanız biri gelip size saldırır ve çok değerli hammadeler gidebilir...

Gemiler yapıp kendimizi savunuyorduk ancak bizden güclü biri bize saldırırsa tüm gemilerimizide yok edebiliyordu. Bu nedenle gemilerimizi hep hava da tutuyorduk hammadeleride bu gemilerde sürekli taşıyorduk..

Tanrım kaçkez bu oyundan nefret edip brakmak istedim acaba ancak Burcu bu oyuna aşık olmuştu. Hayatımız oyundan uzak kaldığımız o 15 dakikalardan ibaretti:=) Bana geldiğinde önce küçük bir selam ardından pc de oyunu kontrol ediyordu. Telefon görüşmelerimizde dahi oyun baş köşeye oturuyordu. Mesela
"Aşkım ben 20 dak sonra geliorum hesabıma bakarmısın. Kitiara'da ki gemiler 10 dak 22 sn sonra NexeN'e inicek, oradan hammadeleri alıp, Nex'e yollarmısın, maden seviyesini 22 ye çıkarıcam.. Gelirken bişiler alıyım mı? Ne yeriz bu akşam?" :=)
veya
-Günaydın hayatım, yeni uyandım hayırdır??
-Aşkım senin Guno ya saldırı war!!!
-Nasıl? Kim saldırıyo? Ne zaman saldırıyo?
-... die bi adam. 10 dak kalmış gemilerin gelmesine. Napiim?
- Benim orada kaç gemi war?
- 20 Komuta gemisi, 10 da Nakliye gemisi.. Ancak tüm hammadeyi kaldıramıyorum. Napiim?
- Sen gemileri kaldır geri kalan hammadeyide gemi bas. Bende yüzümü yıkayıp bilgisayara geçicem. Msn den konuşuruz.
-Tamam bi tanem. Kusura bakma...
- Yok be canım saol. birazdan nete geliorum görüşürüz hayatım...
-oki Bye.

Oyunda biraz hile de yapıyorduk bu yüzden 4 hesabımız wardı:=) ancak kontrol etmesi çok güçtü. Ne siyasetler ne stratejiler kuruyordum aklınız almaz:=) yaklaşık 7-8 ay oynadık çokta güçlendik ancak bi ara ben oyundan uzak kalınca bi hesabımı da durdurunca,1 ay kadar İstanbuldan da uzak kalınca, saldırılardançok hasarlar aldık . Burcu Frp manyağıydı yüzlerce Frp tarzı kitap okuyordu ancak oyun oynamayı hiç sevmiyordu. Bu oyuna nasıl bu kadar çok ilgi gösterdi hiç anlayamadım:=)
Frp : Fantasy Role Playing... Kitiara en çok hayran olduğu kahramandı. Ancak asla Frp oynamazdı..oyun oynamazdı ancak bu Ogame ile kendinden geçiyordu.. Tanrım bu ogame mutlaka ömrümden ömür çaldı. gerçi sevgilinle oynamak çok hoştu ama yinede lanet bişidi:=) Sırf Burcu'nun hatrına sabrediyordum. Ayrıldık ve ikimizde o oyunu braktık...:=) Çünkü sadece birlikte oynamak güzeldi, oyun diil.

Şimdi bu Travian oyunu ogame benzeri başlamadan önce bu tecrübelerimi bi düşünün istedim:=) Bu arada ben 8. serverda GunO köyündeyim:=)

Ogame için link vermiorum o lanet oyuna bulaşmayın bu Travian da Ogameye benzer baştan uyariim:=)

Mayıs 17, 2007

Bitti

Son bir savaş verdim.
Aşk uğruna, dostluk uğruna son bir savaş hemde gururumu hiçe sayarak..
Ben gururlu-mağrur galip bir gazi olarak geri dönüyorum.
Bu savaşta özgürlüğümü kazanmış olmanın mutluluğunu yaşıyorum
..
Karşı taraftan habersizim. Heralde o da birşeylerin galibidir.
Karşı tarafta, 'şahsi zaferler'inin tadını çıkarıyor olmalı.


Dostluk ve aşk, büsbütün; mağlup....





Mayıs 16, 2007

Red Botton


Hayatımda ki ve Dünya da ki tüm saçmalıklardan o kadar yoruldum ki.
Tüm Dünya'yı yok edicek bir düğme olsa hiç tereddüt etmeden basardım....





VideoLink

Mayıs 14, 2007

Bye Bye Happiness

Gidiyorum İstanbul
Kal sağlıcakla. Kısmet; belki yakında,
belki bir daha asla...
ii bak kendine ve tüm sevdiklerime

Bye


09 :34

Geldim

Kuşadası maceramız, bu sabah Kadıköy Evlendirme dairesinin önünde son bulmuş bulunuyor:=) Kesinlikle çok ihtiyacım warmış bu tatile.. Heey düzelmedi. Zaten birşeyler düzelicek umuduylada gitmedim.. Ancak çok güzel mutlu fotoğraflarım oldu... İşte benim, o Fotoğraflara(anılara) ihtiyacım warmış... Siz de tatile çıkarken, bu amacı edinin derim:=)

Tatilimin summary sini çıkarıyıım size belki bi nevi reklam olur, bi nevi nispet Affınıza sığınıyorum:=)

Effendiim, 07 mayısta, gönülsüzce İstanbula gelmiştim... Ben başka şart ve durumlarda bambaşka bir Ege tatili planlamıştım kendimce ve en az bir ay sürmesini arzuluyordum. Bu tatileyse biraz tereddütle bakıyordum. Kısmet.

09 Mayısta gece yarısı, Bakırköy/Regata önünden, 2 otobüs, düştük yollara. Ben; bi kardeşimi tanıyorum yanımda. Yaş ortalaması 22-23 arası.. Herhangi birine, 10 sn bakmamaya çalışıyorum 'ayıp etmemek' düsturu ile. Küçük küçük guruplar war, dostluktan, beğeniden kaynaklı.. Bense bi başımayım, bi de saolsun kardeşim..

Bi hıza, sabah vakti, Kuşadası/ Özdere mevkiinde ki, Grand Efe adlı otelimize ulaştık.

Genellikle tüm tatil ; ye iç, muhabbet et, eğlen, yüz, güneşlen, uyu olarak geçti..
Bi ara pinpon öğrenmeye başladım.. Hatta bi Masa tenisi turnuvasına bile katıldım.. Ancak daha ilk rakibim geçen ki Pinpon turnuvasını şampiyonu olunca Masa Tenisine karşı ilgimi yitirdim. Çıplak ayakla bahsket oynadım.. Hem takımıma katkım olmadı, hemde ayaçıklarım acıdı:=( Tavlada tam kesin kazanıcam bir oyunu '4 açık verip nasıl oyun kaybedilir' kitabım uğruna koltuk altıma verdiler :=) Bilardo yu kesin unutmuşum ancak Langırtta ii oynadım yenilmiş olsamda:=) Spor la pek aram yok ben ağır adamım zaten. Diskoda da bu yüzden hiç oynamadım ya:=)

Görmemişler gibi, abarttım tüm tatili:=) Heraldendüz her yarım saatte bir birşeyler atıştırdım..:=) Pek yüzme bilmesemde havuz da müthiştim. Deniz soğuktu ancak girmemezlik edemezdim:=) Yalnız ayağıma daha ilk günden deniz kestanesinin dikenleri battı.. 10-15 tane diken hala ayağımda doktor çıkmazlarsa iltihap kapabilir dedi ancak imkanları olmadığı için çıkartamadı:=) Abartılı bişi yok ama bende mızmızlanmak istiyorum:=)

İstanbul uni den, Marmara uni den, İtü den ve Galatasaray uni den hoş sohbet çok güzel insanlarla tanıştım:=)

12 Mayıs cumartesi akşamı Kuşadası/Merkez'e gittik... En son 13-14 yıl önce gitmiştim.. Kuşadasına ve hatırladığım kadarı ile küçücük bi kasabydı oysa şimdi kocaman bir şehir olmuş.. Abdullah adında bi arkadaşla biraz dolaşma fırsatı bulduk...

Güvercin Adası'na gittik.. Çok severim bu adayı bi nevi Egenin Kız Kulesi gibidir ve hiç değişmemiş diyebilirim sadece içeride bi balina iskeleti veya bi dinazor fosili wardı. Yanımızda ki küçük bi kız annesine " içerde dinazor war!!!" dedi.. Anneside " Canlımı??" diince ben koptum:=)

Sağlık caddesinin altını üstüne getirdik.. Keşke daha fazla zamanımız olsaydı.. Barlar sokağında bi Türkü barda guruba katıldık.. İçtik eğlendik oynadık ve gece yarısı bardan ayrıldığımızda biraz içkinin etkisi ile birazda Fenerbahçe-Trabzon maçını izlemeye gelen Fenerli taraftarların gazı ile Sağlık caddesinde tezahuratlar atmaya başladık. 3 cimbomlu, 5 bjk li, 10 dan fazla fenerli ile nasıl bir ortam wardı siz tezahur ediin:=)

13 Mayıs pazar sabah uyanır uyanmaz ilk annemi aradım henüz " selam annelerin en güzeli" demiştim ki annem ağlamaya başladı... Kıyamam:=) Duygusal akrep kadını işte:=)

Kahvaltıdan sonra, Tekne turuna çıktık. Kuşadasının koylarında kendimizi Ege nin buz gibi sularına braktik.. Hele bi Doğanbey veya Doğanay Koyu wardı ki inanılmazdı. Deniz suyu sıcaklığı en fazla 5 derece iken, Kayalıkların yanında küçük bi setle denizden ayrılan küçük bir gölette su sıcaklı en az 25 derece... Volkanik termal bir kaynak. O buz gibi sudan çıkıp göletin ılık duşunda dinlenince tekneye kayıkla dönmeyi tercih ettik:=)

Koylar genellikle kayalık ve çok deniz kestanesi war... Bi ara kendimi yüzenleri uyarmaya adadım ancak biri benim kötü kaderime ortak oldu:=)

Otelde son bi duş alıp Şirince ye doğru yola çıktık... Ben Şirince yi pek sevmem aslında ancak bu sefer gözüme çok hoş göründü.. Benim rehberliğimde küçük bir gurupla birlikte çok az zamana rağmen dolaştık... Keşke daha fazla zamanımız olsaydı da şaraba ve gezmeye doysaydık.. Yine de kiliseye kadar çıkıp, 2-3 şarap alabildik Bi de anne ye hediye:=)
Fenerbahçe-Trabzon maçının ilk yarısını izledim kısmen:=) Biz Şirince den ayrılıp ta Selçuk Kalesine tam warmıştık ki :
Fenerbahçe'm Şampiyon oldu
:=)
14 mayıs pztsi sabah 6 da Kadıköy evlendirme dairesi önünde gezi sona erdi... İstanbul'da herşey bi başka güzel di sanki. Haydarpaşa Magrur, Topkapı Sarayı ve Ayasofya Camii uzaktan net ve ihtişamlıydı.. Kız Kulesi tüm o inşaat çalışmalarına rağmen o magnaya rağmen ışıl ışıl dı. Hele Birinci Köprü, el sallayan bir dost gibiydi.. Bir kez daha anladım ki İstanbul eşsiz... Ancak Ege mükemmel..

Sabah sabah 'Bal tadında' bir kızla tanıştım.. Biraz buruktu bakışları. 'gıdıklasam, kimbilir ne kadar, arsız kahkahalarla, güler' die düşündüm... Hele o güneşten yanmış burnunu, al yanaklarını, çenesini davetsizce 'aniden öpsem; kimbilir nasıl şaşırır ve çığlığı basardı' die düşündüm:=)

Herkeze çok güzel bir tatil diliyorum. Gidin gelin beni nispetinizle çatlatın:=)