Ocak 31, 2007

I'v Found The Neverland

Perşembenin gelişi, çarşambadan belli olurmuş. bu sabah biraz buruk ama mutsuz diildim. mesela OPTIO nun, çok güzel, duygusal bi yazısını okudum ama aklıma komik bi parça geldi ki onu da alta koydum.Kahvaltıda annemle, babam henüz bizim olmayan bir yerin üzerine kurmayı planladıkları binanın planları üzerinde ciddi ciddi tartışıyolardı:=) hatta arada benim muhendislik bilgimden de yararlanıyolardı onlara katıldım biraz bende. "İşte baba oranın atalet momentini hesaplamak lazım öle bişi için" veya "drenaj şart" gibi şeylerle:=) Bi ara uyandılar " daha dur ne yapıyoruz " felan dedi babam, annem de "amaaan iki oglumuz war biri gitse dierinden soy yürrür onlar yapar" dedi. (öle bişim war benim onları alıştırdığım işte ben giderim belki die hatta tüm sevdiklerimi alıştırdığım bi durum bu ama böyle konuştular mı sinirlenirim genelde.) Bu sabah, "ii ama, ii bi kız bulsada evlendirsek şu çoçuğu" dedim "sıra mıra dinlemeden" otomatik bi şekilde:=)
İş te, kafamda bindir keçiyi, zapt etmeye çalışıyorum. Hata bir iki gündür. yegenim bişiler zırvalıyo ama hiiç bişi anlamıyorum. Bi ara kulak verdim. " senin canın sıkkın ama merak etme ben işi bitiririm" diomuş.. Canım sıkıldı. İşte O an. Bi farkındalıkta uyandım. "Wer len o roloyu kondarı çekil şöyle de, ustanı izle" diemedim benden büyük olduğu için 5 yaş:=) ama ona benzer bişi ile aldım dizginleri elime.
O an ki farkındalık: Ben hep kendimi adamaya inanmıştım yıllarca. Yıllarca hep birileri için war olduğuma inanmıştım ve alışmıştım bu onursal başkanlığa. Kendi ideallerimin bir bir yıkıldığını izlemiştim içime atıp isyanımı. Aşklarım da hep aldanmıştım, Sevilmek yerine hep ısrarla daha fazla sevmeye inanmıştım. Okulda her notumu ailem için almıştım. Hayatta hep ailemin tercihlerini önüme katmışım. Ve ailem yalan olunca da herşey yalan olmuş benim için tıpkı aşklarımın yalan olduğu gibi.
Karar verdim artık kendim için bişiler yapıcam ama öle laf olsun die diil gerçekten bişiler denicem. Hatta 2 acı çekmeden de yılmıcam mesela.
Mesela: Ben seni bu kadar sevdim, sen beni ne kadar sevebilirsin ilişkilerine girmicem artık.
Aman ehliyetim yok ya arabayı cizersem çarparsam kaygıları ile arabaya binmicem.
Adam askerdir telefon edip hasret türküleri söyletmim demicem.
Şunun saçı güzel ama boyu kısa, bu ise biraz havalı galiba die insan ayırmıcam.
Herhangi bi işte aklıma bişi takmıcam mesela.
Ya şimdi oraya gidersek gençler war buraya gidersek kızlar var diip evde oturmıcam mesela.
Sevindiğim de elaleme haykırıp ta. Kızdığım da içime atmıcam mesela.
Aman efebndim o okur bu duyar diip küfür etmemezlik etmicem mesela.
Sevicem inadına onla olmaz sa diğeri ile denicem, oturup Tanrının o özel kulunun yolunu gözlemicem mesela.
İnadına çalışıcam iş te ve inadına tamamlıcam her işimi de.
Seni seviyorum demekten korkmadığım kadar. Sana çok kızdım diyebilicem mesela.
Benim yüzümden başkalarının hesabını yaparken tüm küçük ayrıntıların hesabını tutmıcam mesela.
İnadına dinlicem insanları wallahi inadına..
İnadına yaşıcam bu sefer, inadına bir kez ayagım takılsa yine kalkıcam 2. sine kadar yine aynı heyecanla yürücem. Ha 2. den sonra beklemeyin benden:=) Bakalım bu sefer de mi gol olmıcak ey Tanrım:=)
Wallahi çok yoruldum zihnimin karanlık koridorlarından.
Farkına varıpta bazı ideallerimin imkansızlığından yine de onlarıda yok saymamaktan çok yoruldum.
Hayır bu tam tersim olucak diil
kesinle diil.
Acılarımla yaşamayı bilicem artık tüm o söylediklerimle yaşamayı bilicem.
Korkularımdan zaten korkmaz iken onlarla mızmızlanmıcam artık.
Ewt bu Dünya da benim gibilere yer yok ama son bir savaş için meydan çok.
Son bir savaş istiyorum Tanrım, 2 yaralık canımla son bir savaşta Destan yazmak istiyorum.
Görmek istiyorum. Tanrım ben kimim bilmek istiyorum.
Onu yaptım bunu yapamadımlarla diil. Neleri yapabilirim görmek istiyorum...

Yıldızlar da Kayar

Ben bu şarkı da neden hep gülüyordum onu anlamak için koyuyorum da buraya.

Ben galiba ya Ferdi Tayfur'un aslında mutlu gözüken mizacı ile böyle acıklı bi şarkı söylemesine gülüyorum, ya da şarkının sityemine, belki. Belki başka bişi... Ama güzel şarkıymış kendimden utanıcam güldüğüm için:=)

Ocak 30, 2007

BinBir Gece

"Seni seviyorum çünkü sen benliğime sızdın."

Tanrım ben Bu dizinin müziğini seviyorum.
Yoo ben bu dizinin jeneriğini seviyorum..
yok yokk ben İstanbul'u çooook seviyorum.
Aslında Tanrım ben Aşk a, aşığım....:=)

Ocak 29, 2007

Güven.

İnsanlara, kendim ile ilgili, pek güvenmek istemiyorum ben. "Çoook acı çektim" gibi arabesk bir parça diil bu güvensizlik. O yada bu şekilde acıya, karmaşa, isyanıma sebep olduğu için güvenmek istemiyorum. İnsanlar pek şaşırtmıyorlar beni, fikren tamamen marjinal bir insanım ve hep aynı yaklaşımları sergiledikleri için güvenmek istemiyorum.
Misal, Bilginin paylaşımının gerekliliğine inanırım ben, ama beni dinlemek istemezler, zorla dinlettiklerim de beni anlamak istemez:=) ama ben hala buna inandığım için hep konuşurum.
Özüm de bir anlatamama sorunu war, beynim de binbir tilki biri önde gider diğeri onun da önüne geçer, anlaşılamam ama hala anlatırım.
Misal, Ben birine değer veririm, beni saplantılı bi sapık sanıcağını bilirim, ancak gider ne kadar çoook değer verdiimi anlatmak isterim, "e sen sapıkmışsın" olunca da "waaay sen bana nasıl sapık dersin" olurum:=) Garip bi insanım işte ne biliim. Dengem yok belki, belki bi mesnet noktası gerek bana, belki bi agırlık havalarda olan aklıma bilmiyorum...

Ancak şuan da şaşkınım biraz, bu nedenlede karışığım, Karışık olduğum içinde kızgınım, üzgünüm, mutluyum vs.
Geçen "bak ben seninle ne sapıkça ilgilendim" dediim biri bana sadece Mona Lisa gülücüğü attı.
"Hahhaha" mıydı? "Canın saolsun" mu? "Ben hesabını sorarım sonra" mı? onun şaşkınlığı işte..
İşte ben buna alışık diilim...
Ha ben buna da takılmış diilim.
Başka bişiin farkındalığı ağırlık sadece aklıma.
Herşeyi oluruna braktım... ne yapacağımı bilemediğimden.
öle işte..
Saçmalık. Neyse yatıyorum ben artık ilk save the silly olmıcak bu zaten...

Should i....



Bugün aklımda olan tek şarkı bu..
Kendine saygısı olan hiç bir kimse bu soruyu sormaz!!
Ancak, Kendinden çok daha büyük bir şeye saygısı olan bi apdal bunu sorar.
Benim gibi:=))

Kendimden nefret edicek hadde gelmeden bu geceyi noktalıyorum.

Ocak 28, 2007

Boş Balonus

Aşk, sevgi, hayal artık adı her neyse öle bir balonla sırtımdan asılı binlerce feet yukarılardan Dünya yı izlediğimi fark ettim bugün. Burada yüzünüze çarpan hafif, serin bir esinti ile bazen size selam veren göçmen kuşlardan başka, yeryüzünün mükemmel bir görünümü war. Yaşil, mavi, kahve rengi, siyah ve beyaz tonlarında alaca bir manzara resmi sanki. insan izlemeye doyamıyor . Dertlerden, kederlerden hiçbir iz yok bu resim de. Bugün tam aklım havalarda dolanır iken farkındalığın yıldırımı ile çarpıldım. Meğer benim bu balonla aramda ki en güçlü bağ olan, inanç halatım kopmuş. Nezaman, neden, nasıl.. 5n1k lık sorularla herhangi bir cevap bulamadım. Hala asılıyım, beni bu balona baglayan, ince, dayanıksız, bir düzine, umut iplikçikleri kalmış sadece.
Hayret bu ipler kendilerini taşımaktan aciz görünür iken, beni acaba ne kadar süre taşıyabilmiş? Kesin kopucaklar hatta ansızın, bir garip uykuda, kopmasından çok korktum. Aşağılara inmek imkansız en azından bu balonla bu kadar yüksekten yere inebilmek imkansız. Düşücem mutlaka. ama korkmuyorum düşmekten onunda farkına wardım bugün, ben bu balondan ayrı kalmaktan çok korkuyorum. Alışmışım anlaşılan.
Birden bir başka yıldırım çarptı beni: balon benden ayrılmaktan korkmuyor hatta beni umursamıyor bile, Hiç bişi hissetmiyor aslında, hissedemiyor. O benim seyahatlerimi hissetiklerimi umursayamıyor. çünkü o canlı diil. içi boş aptal bi balon sadece ve ben üzerine isimler yazıp siliyorum sadece. Ben hangi ismi yazssam balon sanki o oluyordu ama olmuyor işte olamıyor. Çünkü canlı diil. Ne kadar büyükte olsa içi sadece hava ile dolu. İşte bu nedenden sinirliim bugün. Boşuna dolaşmışım bu balonla kendimi bildim bileli boşu boşuna.. Kesesim geldi bi hışımla kalan tüm iplikçikleri. ama kesmedim. çünkü o bunu da umursayamayacaktı. ben de karar verdim bu basit iplikçiklerin beni götürdüğü yere kadar gidicem ancak artık o balonun üzerine herhangi bir isim yazmıcam. O balona hayat vermicem bir daha. Sadece düşmeyi beklicem zamanla. belki bu arada zamanla yakınlaşabilirim yeryüzüne hehe az önce bi iplik daha koptu kaldı 11.:=)

:=))



Bugün beni güldürebilen 2. şey bu, saçma, basit ancak hoş. Cem Yılmaz'ı özlemişiz..
Şimdi Holywood filmlerinin trailerını daha bi eğlenip izlicem heralde:=)

Mantığım Gerçekten Aşılmaz :=)

Ne yazık :=(

Işıklar Sönünce

Genellikle bir balo gibidir hayat.
Işıl ışıl takılarla, rengarenk elbiselerle tüm insanlar.
Bir insandan, sırf kulağında ki küpeden veya siyah smokinin üzerine oturmuş olmasından hoşlanabilirsiniz orada. Aydınlık o kadar yogundur ki ayrıntıları kaçırmanız imkansızdır.
Sıcacık salon da istediğiniz kadar ince veya dekolte giyinebilirsiniz üşüme kaygısı duymadan.
Hoş bir müzik yardım eder uğultudan az da olsa kurtulmanıza.
Bi an ışıklar, beklenmeden, sebebi bilinmeden sönse. Artık sadece daha fazla rahatsız eden bir uğultu kalır ortada. Ve oda sıcaklığı aynı da olsa, ürperirsiniz o anda. Tüm o asalet ve ihtişam yok olmuştur. Endişe, ilgisi ile sizi rahatsız etmeye başlamıştır çoktan. Küçücük alevler belirmeye başlar çakmaklardan, şanlıysanız mum bulunur bir yerlerden, her bir masa için ve siz bir masaya sığındığınızda, İnsanların belli belirsiz yüzleri kalmiş olur sadece, o balonun ışıltısından.

İşte orada ya sözlerine inandıklarınıza, güvenirsiniz yada gözlerine güvendiklerinize, inanırsınız...


Ocak 27, 2007

:=)

Tanrım; sen, bana, bir çift göz gösterdin.
Ben, o gözlerde, binlerce yıldız gördüm...

Burhan Remix :=)

Burhan Altıntop adına bi sürü remix parça yapılmış. Bu gece , Beyaz show da dinledim bi tane ki çok hoşuma gitti. O parça yı bulamadım ama başka bi tane buldum, buraya da koyuyorum ilgilenenler için. Burhan Remix

Ocak 25, 2007

Kahramanlık

Bugün, bi kadın arabası ile bi yerde sıkışmıştı. Caresiz etrafa bakınıyordu bana ne yapıcam ben felan dedi. bende çıkarsın dedim. "Çizmeden nasıl çıkarım??" diince, Görev bilinci ile "ben yardım ederim" dedim. Yapamam felan dedi, yüreklendirdim. Benim talimatlarımla, oradan (arabayı çizmeden) çıkabildi. Teşekkür etti, bende "önemli diil" dedim. Tam bi an göz göze geldik, "Gerçekten çok teşekkür ederim, beni kurtardın" dedi.
Gözlerinin içi parlarken. Ben kala kaldım. Yine, önemli diil, dicektim. Diemedim. Böylesine gerçek bir teşekküre hiç bi şey denemezdi çünkü. Sanki onun hayatını kurtarmışım gibi teşşekkür etti. Sanki tüm Dünya yı kurtarmışım gibi. Birden tüm arabaları, kurtarasım geldi, Mutlaka birilerine yardım edesim geldi. Dünya yı kurtarasım geldi.

Oysa daha 3 gün önce bi araba bizim onu bulmamızdan 5 dakkika önce trene çarpmış hurdaya dönen araba tren raylarının üzerinde kalmış. Sürücü yara almadan kurtulmuş ancak şokta olmasına rağmen. Hiç yardım edesim gelmemişti o çocuğa. Babam arabadan atıldı tüm trafik altüst olmuş herkez yardıma koşarken ben babama neden durduk ki sitemi attım. 20 kişi arabanın etrafında arabayı rayların üzerinden uzaklaştırmaya çalışırken bi ara utandım onlara doğru yürüdüm sonra vazgeçtim nedensiz. geri dönüp bi sigara yaktım. Arabayı iterek yanımda ki boş alana kadar getirdiler ben hiç tepki göstermedim. Bi ara ehliyeti olmayan, sarhoş, asker izinli, çocuğun yanına gidip. "Arabada önemli evrak ve ne warsa al polis gelmeden" dedim. Herkez beni tastikledi. Tek yardımım bu... Babam arabaya dönüpte evin yolunu tuttuğumuzda "Yazık, arabada abisininmiş, ne sorumsuz gençler war" die homurdandı bi süre. O gece konuşulmadı bile bu konu. Oysa buğün yanıma gelip "waay!! seni kahraman ilan etti " dedi ben hala ardıdan bakar iken.

Gerçek bir teşekkür. Küçük bir mucize dir...
Bu gece, bu nedenle mutluyum. Teşekkürler....

Chat with Bro.

25.01.2007 16:10:02 MSN Chat, Notepad edit.
OKANA_HASq : ooooooooooooooo
OKANA_HASq : aderfe tatil mi yapıyon
Ñé×ëÑ®§ : hehheu
Ñé×ëÑ®§ : yarım tatil
OKANA_HASq : yarım gün mü çalıştın
Ñé×ëÑ®§ : ewt
Ñé×ëÑ®§ : sen napion?
OKANA_HASq : iyim ne yapayım evde oturuyom
OKANA_HASq : Buhran AltınGunO
Ñé×ëÑ®§ : :=)
OKANA_HASq : yeni isim takmışsın kendine
OKANA_HASq : ne yalan söyliyim bende kendimi öyle hissediyom
Ñé×ëÑ®§ :hehheu benzetme sadece be:=)
OKANA_HASq : bu toplum arasında
Ñé×ëÑ®§ : herkez çok bilmiş be aderfe
Ñé×ëÑ®§ : bende hayır ben sizden de çok biliyorum die
Ñé×ëÑ®§ : kimse dinlemek istemio beni:=)
Ñé×ëÑ®§ : belki seni de öyle
Ñé×ëÑ®§ : o zaman da dışlıyorlar o bir garip delidir die
Ñé×ëÑ®§ : neyse:=)
OKANA_HASq : benim de aynı vallah
OKANA_HASq : takma boşver
OKANA_HASq : türk milleti
Ñé×ëÑ®§ : takmıyom zaten
OKANA_HASq : avrupada yaşıyolar
OKANA_HASq : sanıyolar
OKANA_HASq : avrupalı sanıyolar kendilerini
OKANA_HASq : bi halt değiller
Ñé×ëÑ®§ : oysa biz avrupa vatandaşıyız
OKANA_HASq : bende sinir oluyom
Ñé×ëÑ®§ : ve onlar yine o beğenmedikleri ülkeye dönerken
Ñé×ëÑ®§ : biz hala onların gıpta ettiği yerde yaşıyo olucaz
Ñé×ëÑ®§ : ama biz onların evinin derdine düşüyoruz
Ñé×ëÑ®§ : onlar tüü kaka derken
Ñé×ëÑ®§ : biz şurası çok güzel ama dioruz
Ñé×ëÑ®§ :onlar da hayır diolar biz seni de senin sevdiklerini de sevmiyoruz
Ñé×ëÑ®§ : :=)
Ñé×ëÑ®§ : neyse bi post yazayım bari hazır evdeyim duygusalım da yeterince:=)
OKANA_HASq : hehehee
OKANA_HASq : bende biliyom be aderfe
OKANA_HASq : azınlıktan olan kişiler daha cok sahip cıkarlar ırklarına vatanına milletine
OKANA_HASq : bunlar tiksinmişler türklükten
OKANA_HASq : biz gene türküm diye dolaşıyoz avrupa sokaklarında
OKANA_HASq : kabullendiriyoz kendimizi
Ñé×ëÑ®§ : :=)
Ñé×ëÑ®§ : bak bunu koyuiim ben en iisi post olarak
OKANA_HASq : bunlara dense gelin avrupada yaşayın vatanınızı değiştirin kaçıp gidecekler şerefzizler
Ñé×ëÑ®§ : belki anlayan olur:=)
Ñé×ëÑ®§ : olmaz ama dimi neyse koiim ben yine de:=)

İki kardeş arası sıradan bir sohbet ancak haykırmak istediğim bazı şeyleri ii ifade ettiğini düşündüğüm için buraya koyuyorum. Bu sohbette atıfta bulunanlar benim Beyaz Türkler ile ilgili postumda sitem ettiğim insanlar ancak şöyle belirtiim. Türkiye de yaşayıp, -batı- kültürünü çok ii tanımış ve bu nedenle de ülkesini veya milletini aşağılamaktan zevk alan ve hatta kendi milletinden ve Türkiyeden nefret eden. Türk olduğu için kendinden utanan kişilerin eleştrisidir bu yazı. Beyaz Türkler kavramı güncel Bu linkten ARZU KAYA URANLI'nın yazısı ile daha geniş bilgi edinebilirsiniz.
Benim, Beyaz Türk tanımım: Yeni Nesil Jön Türk'ler. Jön Türkler 1.Dünya savaşı öncesi (çogunlukla Fransa'da) yurt dışında öğrenim gören ve kendilerini Osmanlı İmparatorluğu'nun gelişimine adamış gençlerdir. Jön=genç demektir. Çanakkale savunmasında gögüslerini düşmana siper etmekten çekinmeyen çok değerli insanlardır. Ancak İttihat ve Terakki Cemiyeti ile ülke yönetimini 5 yıl ele geçiren bu gençler, muazzam bir başarısızlık örneği sergilemişler ve galip Osmanlı'nın işgaline zemin hazırlamışlardır. Daha fazla bilgi için Link.

Ocak 24, 2007

Ve İsmail Cem i de bugün yitirdik.


Bugün, Türkiye-Yunanistan-Bulgaristan, Komşu ve dost ise eğer, bunun en büyük mimarlarından biridir. Papandreos'la birlikte sayısız mücadeleden sonra. Önce halkların kalbini kazandılar sonra da 2 devletin birbirine duyduğu güvensizliği yendiler.
Teşekkürler İsmail Cem.
Toprağın bol olsun..

Duygusal birgün, bugün.
Hüzünlü bir gün.
Yarına, umutlu bir gün...

14 yıl önce, bugün

12-13 yaşındayım o zamanlar, Büyükçekmece Lisesi Pansiyonun da. Bir pazar günüydü, miskinlik yasal. ancak dışarıda bir koşuşturma bir uğultu rahatsız etmese. Kalkıp koşturanların ardıdan iniyorum ürkek adımlarla yemekhaneye. Tv nin başında bir kalabalık sebebini anlamak mümkün değil ve Tv de bugünlerde görmeye alıştığımız heyecanlı bir sunum. Uğur Mumcu öldürülmüş. Hemde evinin önünde, sokağın köşesin de polis beklerken arabasına konan bomba ile öldürülmüş. Adını bile duymamışım o zamanlar ancak yüzlerde ki isyanlardan belli nasıl bir insanın yitirildiği. Sonra ki yıllarda kitapları ile büyüyeceğim bu insanla ilk tanışmam işte o gündür. Kitapları :
Sakıncalı Piyade, Suçlular ve Güçlüler, Mobilya Dosyası, Bir Pulsuz Dilekçe, Büyüklerimiz, Çıkmaz Sokak, Tüfek İcad Oldu, Silah Kaçakçılığı ve Terör, Liberal Çiftlik, 12 Eylül Adaleti, Terörsüz Özgürlük, Rabıta, Söz Meclisten İçeri, Papa-Mafya-Ağca, Devrimci ve Demokrat, Sosyalizm ve Bağımsızlık, İnkılap Mektupları, Kürt Dosyası.
Maviler okuyabildiklerim. özellikle sakıncalı piyade anlatımı ve anlatmak istediği ile kalbimi ilk fetheden. Hala kimi saçmalıklara tahammül edememin kaynağı belki de bu kitap. Kürt dosyası ise tamamlayamadığı son kitabıdır bu son kitabı okuyanın, "Uğur Mumucu neden öldürüldü"?? sorusuna kısmen bir cevabı olacaktır. Ugur Mumcu neden öldürüldü de bir kitap ancak yazarı aklıma gelmedi şimdi o kitapta zaten bu son kitabı üzerinde çok duruyor. Bu şarkı ile hep hatırladık onu. "Hepimiz" Uğuruz denebilecek kadar değerli bir insan... Gerçek bir aydın ve aydınlatan..
Uğurlar Olsun Uğur...

Early at Home:=)

İşten eve erken geldiğimiz de ben babama para ödüyorum, işten eve geç geldiğimiz de o bana fazladan para ödemiyo. Bu hesapta bi yanlışlık war ama hayırdır bakalım:=)
Beyaz Türkleri seviyorum, onları kendime yakın görüyorum, anlıyorum çoğu zaman mesela. Ne zaman yanlarına yaklaşsam bi nevi aşağılama sezinliyorum. Köylü olduğum için mi? yoksa onlardan olmadığım için mi bunu anlayamadım ama war bişi orası kesin. Gürse Birsel'i cok seviyorum o da beyaz Türkler'den ancak "Avrupa Yakası" ile birazda kendi cemiyetini eleştiriyor. Bu dizide bi karakter war Burhanettin Altıntop :=) Bu karakter fazlası ile kompleksli ve geçimsiz. Dizi de hep cemiyete girmek isteyen ancak farklılıkları nedeni ile asla müsammaha gösterilmicek olan bir adam bu Burhan.
Bu bağlamda biraz kendime benzetiyorum bu karakteri. "Nie beni sevmiyonuz ki" diesim gelio bazen.
Aman sevmeyin canım işin esprisi bu. Biz Beyaz Türkler den fazlasıyla umutluyuz umarım asla - yumurta kabuğunu beğenmemezlik- edilmez ileride. Hepimiz * Nişantaşı çocuğu* da olamayız ki olmamalıyız da. Ancak war bizim aile de bi Nişantaşından sorumlu genç ki bugün kendini, bilim adına kobay ilan eden:=) Neyse Benden Burhan Altıntop olmaz ancak Buhran AltınGunO versiyonu olur:=) Burhan abinin fanatikleri war yanlız ve çok hoş bi forum ve site de açmışlar üstelik.
İşte Burhan Abi sitesi.
Ha bide msj kaygısı ile çok sevdiğim bi şarkıyı upload etmiş iken buraya da koyiim dinlersiniz.
Glykeria-Diaspora
Bu gece Avrupa Yakası da war Tv de. Annem biraz tüyo da verdi traillerından. Bakıcaz artık Burhan abiye:=)

Ocak 23, 2007

:=)

Bugün aklıma bişi geldi, birine bi öneri.
Tam girip söyliim dedim, Bi başkasının aklına 3 gün önce gelmiş:=) Hatta benim hiç düşünemediğim derinlikte bu fikiri ilerletmiş, uygulamış, sonra da öneri haline getirmiş:=)
Wallahi yaşlandık biz diyorum dinliien yok, Boynuz kulağı geçti.
Maşallah. Gençleri destekliyorum ve bugün bu ufacık gelişme bile desteklenmelerinin haklılığını kanıtlar nitelikte.
Ha tüm gençler mi. Kesinlikle diil. Bizim aymazlığımız ırsii olabilir ve oldukça yaygın.
Ha bu arada orucumu da bozdum daha sabahtan o post u silmek için. Ancak internal bi hata oluştu silemedim. Belki ilahi bi güç Pc me girdi die düşünüp braktım o post u. Bu gece az önce bi commet te aynı olay oldu yazmadım bende tekrar:=) Garip.
Bide bugün kendimi bi garip ii hissediyorum o da ilginç.
Bide başka bi gencin bi deney i olucakmış o da komik:=)
Bide Şehrazat ta evlenio galiba brakıcam bu diziyi:=)

Günün ilginçliklerini dinlediniz, yarın görüşmek dilei ile:=)

Özür-Düzeltme

Alt ta ki post çok agır geldi bana da. Bazen öyle zeybek gibi kalkıp, muz kabuna basmış gibi kayıyorum ne yapiim yaradılış meselesi.
Ben milliyetçiim, insan azınlık olunca milliyetçilik ii bi defans oluyo. ama ben yaradılışımda Bayaaa bi alperenlik buluyorum açıkçası...
Bu fikir kötüdür, bu fikir iyidir demek ne yazzık ki zor. Kötü olan fikirler değil, sonuçlarıdır aslında. Bu blogun adı da yunanca; fikirler, demek.
Ben sosyalizm e karşı değilim ve çok faydalı uygulanan fikirlerini de yaşıyorum buralar da ara da sırada.
Bence Barış zamanı için en mükemmel yönetim modeli sosyal-demokratlık. Ancak sosyalizmin büyük agbeyi ile aram kötü biraz Kominizm le . O Fikir yapısı da çok değerli öğelerle dolu zaten, ancak yandaşları çok saldırgan, baskıcı felan gelior bana. Hepsi böyle değildir belki bu fikrin yandaşlarının. neyse Ben Koministlerin ,özellikle bazı, eylemlerini eleştiriyorum aşağıda ki yazıda.
Sosyalistlerin de bazı yaklaşımlarını beğenmiyorum. Ancak bu kazı ne kadar da çevirsek yine de yanıcak. Hala bazı konulara çok karşıyım, ancak bu kadar sert olmamalı insan. saygıyı ve haddini bilmeli insan.


Herneyse beni, sadece beni bilenlerin okuması güzel ancak ilerde buraları okuyupta vayy N .sosyalist demesin kimse haddini bilmeden die düzeltme ve özür bu text sadece.. Tekrar özür diliyorum bu yazı ile bana karşı gerilenlerden. O yazıyı adadığım insanların 90% nı aymazdır ve bu yazıyı da hiç umursamayacaklardır. Yani siz olmayabilirsiniz bu yazının muhatabı..

3 Gün Oruç

Back to the reality nin mide kanamalarını yaşıyorum bugün. Hani şu Matrix te Neo nun kusma nedeni gibi bi nedenden. Bugün isyanım üstümde, "Umut fakirin ekmeği" ama bu ekmek herseferin de bogazıma takılıyor. Bu Dünya ya hoşgörünün, dürüstlüğün, fedakarlığın, aşkın, dostluğun, anlayışın ve aydınlığın hakim olacağına dair inancım, umudum herseferin de yara alıyor. Yok, Makkevelli'nin küçük prensleri sarmış dört bir yanı. Onlar da haklı tabi kendi algısallıklarında. Bende hak veriyorum bazen " insanlar kötüdür ve bu nedenle her kötülüğü hak ederler" felsefesine. İşte bu nedenle de acımıyorum maskeleri yüzlerine yapışanlara, yapmacık göz yaşları ile duyarlı olanlara. Mehmet A. Birand bu gece " Bir insan sadece ermeni olduğu için öldürüldü" dedi yorumun da. Zavallısınız, zavallı o kadar zavallısınız aklınızı dahi işletmekten açizsiniz ve göz bağlarınızı sımsıkı kendiniz sarmışssınız. Yok ama anlatmıcam size insanlıktan yoksunluğunuzu.
Bir insan öldü: vasiyetin de cenazesinde slogan atılmamasını, pankart açılmamasını düşünecek kadar duyarlı bir insan. Ancak siz, benim idrak edemediğim çıkarlarınız yüzünden hala çamurda oynuyorsunuz. ve ben bu gece sırf o karanlık yüzünüze daha yakından bakabilmek için girdim çamurunuza.
Bugün, sizin yılan diliniz karşınsın da, insanlığın çaresizliğini düşünüp, gözyaşlarımı kaç kez yuttum bilemezsiniz, işte o yüzden bulandı belkide midem ve işte şimdide kusuyorum üzerinize.
Bu adamı yaşarken dinleme lütfun da bulunmayıpta bugün sadece fikirlerini pazarlama aracı olarak kullananlara kızıyorum ben en çok, bu post un da çoğu onlara. Akıl yoksunu, köylü kurnazları, parazitler gibi çöreklendiniz yine hiçbir saygı göstermeden. Ateizm den dem vurup sonra baş örtüsü savunucusu kesildiğiniz gibi. Sırf Amerikan vatandaşı die suratına tükürüp, sonrada insanların kardeşliği sloganları attığınız gibi. Kendi yandaşlarınızı hapishane de yaktığınız gibi.
Yeter bu Rant arayışınız artık. Yeter.
Sizi düşündükçe midem bulanıyor zaten, bide herhangi bir gazete köşesinde, tv de, blog da görmek istemiyorum sizleri.

En az 3 gün uzak olucam netten. Belki o arada bunların rantları biter de, Gerçekten bu olaydan dersler çıkarabiliriz.

Great Desing a yürekten inanıyorum zeynep çünkü bu dalkavukları besleyen de o Great Desing.

Ocak 22, 2007

Evlilik

Burada Aşağılık erkek tanımı : sadece Kariyer amaçlı evlilik yapan erkeklere atfedilmiştir.
Burada Abdal kadın tanımı : Sadece huzurlu ve mutlu bir yuva arzulayan aşık kadınlara atfedilmiştir. Abdal, Aşık demektir.
Bide Evrensel Evlilik Diyagramı war ama onla bu saate ugraşamıcam belki başka zaman..
Tamamıyla eleştri ve önerilere açık bir çalışmadır...
Click For Full Size

Ocak 21, 2007

Yanlış anlaşılma mı?? Yanlış anlatma mı??

Edirnedeyken daha okulun ilk aylarıydı yanlış hatırlamıyosam. Ben çogunlukla ders aralarında sigara içtiğimiz kişilerle tanışıım bide bir kaç kişi ders not felan sorduğum zaten sınıf 23-24 kişiydi. Hatta tenefüs zili çalıyodu ki o çok komikti:=) Bi ara tanıdıklarımdan Egemen adında 2 arkadaş geldi( ki bunların biri kız dieri erkek) yanıma. "Ogün biz tanışma toplantısı düzenlioruz gelirmisin??" die sordu neden olmasın dedim. Bunun adıda "kısır" günüymüş o da bi ilk benim için tabi:=)
Neyse okul sonrası toplandık gittik. 10 kişi ya warız ya yok. Bilenler kısırı yaptı oturduk hem yiyip hem tanışıyoruz. Biri benim Yunanistandan olduğumu duyunca "ii de senin adın Türkçe ama" dedi ben "İşte ben Türk üm zaten ondandır belki" dedim, Tabi espri yapamadıımı bilmiorum ozamanlar ki arkadaş tekrar sordu " ii ama sen Türkçe yi nerden ögrendin ki??" Bende " Bilmiorum ya annemden, ya babamdan veya daha bilmediğim yakın çevreden olabilir." dedim. Eleman hala gülmeyince Batı Trakya Türkleri Sempoziumu verdim. Hala anlamadılar En sonun da " Biz sana Teo dielim sizin orada Theodorakis die bi sanatçı warmış sende bizim Theo muz olursun" Dediler:=) Bide üstüne üstük biri bana " Türk, Yunan ne önemi war hepimiz insanız." dedi. Gelde sen Katula Katula gülme şimdi:=)
Şimdi ben mi anlatamadım acaba bu olay da, yoksa beni mi anlamak istemediler sizce?? veya neydi bu, Biri bana bunu anlatabilirse çok sevinicem.
Ben biliorum kendimce (algısal gerçekliim de )bunun ne olduğunu en azından. Anlayışsızlık Bu, hemde düpedüz anlayışsızlık.
Bu Dünya görüşü meselesine ölesine çakılmış insanlar ordusu var ki aydın aydın dolanıp bizlere ışık saçan. İşte en çok onların arasında görüyorum bu anlayışsızlığı.. Dinlemeyi bilmezlik bu anlayışsızlığın belki de temeli. Şu soruma da bi cevap verirseniz zahmet olmazsa; Dinlemeyi bilmeyen bir insan kimden ne ögrenmiş ki gelip beni de aydınlatsın.
Hrant Dink öldü. Fikirlerine büyük çogunlukla karşıyım, ancak inancını ve karakterini herzaman takdir ettim. Şimdi daha bu adamın soyunu seceresini, adını bu vesile ile öğrenen Bazı insanların Kalkıpta "Hrant Dink benim, Hayır benim" demesine gülüyorum. Ancak benim gibi onun cizgisine karşı olanları Suikasttin failleri ilan edenlere Katula Katula gülüyorum...
Bunu adınıda size ben söyliim bari ; Rant..
Yüce Yaratıcıdan Rahmet diliyorum Hrant Dink'e, Adam gibi bir adamı kaybettik milletçe Başımız saolsun.

Telefonu Degiştirdim:=)


Dün çok moralim bozuktu özellikle bu telefon hadisesine. Bugün işe gittim öğlene kadar çalıştım çalışmadım babam günü tatil etti saolsun:=) Eve geldim tel konusunu anlattım annem bi ara belki değiştirirler dedi. Aradım çat pat yunancamla getir bi görelim dediler 5 dakka da tükkana wardım annemle:=) Bazen bu kadar yunanca ile başardıım işlere bende şaşırıyorum. Neyse çook teşşekkürler yolumu aydınlatan anneme, tatil eden babama, tüketici haklarını sorunsuz uygulayan Germanos satıcılarına. walla dün o parayı verirken ellerim titremişti bugün üzerine 80 eu daha verdim satıcıyı tutup öpücektim:=) Teknoloji merakım war bide buna detaycı olmam eklenince böyle hadiseler oluyo işte ne diim.
<====Bunu verip(Nokia 6288) &


Bunu aldım(Sonyericsson w850i)====>

Ocak 20, 2007

:=) GunO sinir gecesi

Sevgili Blogger.com da internal bir hata oluşmuş Blogumu göremiorum:=) Allam yaw bi an önce yatiim ben en iisi..

Hıran Dink öldürüldü

Güzel başlayıp, sinirle biten bi gün oldu bu. Sabah ailecek nüfüs kagıdı(taftotita) yenilemeye gittik. Oradan ben gidip hiç işim olmamasına ragmen bi cep tel aldım. Nokia 6288 bide nette dün gece araştırıpta aldım da ii araştırmamışım anlaşılan. Ellerim titredi parasını verirken walla ya. Ben paraya pula değer vermez bi insan iken ne zaman waryemez olmuşum anlamadım. neyse alınca ii oldu yeni bi telim oldu felan die sanal bi sevinç yaşadım. Oradan işe gittim yeterince kurcalayamadan. İş te tüm gün aklım da nasıl bişi acaba die merakla eve geldim. Hırant Dink suikast e ugramış. Yaşarken hiç sevmediğim bir insan için gerçekten bu kadar üzüleceğim hiç aklıma gelmezdi. Bi de teli kurcaladım bi sürü eksik ayrıntı battı gözüme. Bide üstüne üstük bi arkadaş düşürdü teli daha ilk alomu yapamadan. Wallahi çok sinirlendim ya. Beni bu N95 yaktı ama, çıkamadı mubarek telefon bak bi gaza aldık bunu. Neyse
Bide aklıma getirmiim diorum garip komplolar kuruyorum Hrant Dink öldürüldü die, zaten herkez bunu konuşuyodu haber programların da Amerikada ermeni soykırımı tasarısı gündem de felan die. Kesin Diaspora öldürdü diorum kendime de, kabullenmekte istemiorum bunu bu kadar adi olamaz insan oglu die. Neyse işte Cehalet Erdemdir. Daha fazla yazmicam, zaten bir iki yorumda yeterince saçmaladım bu gece başka başka bloglarda. Bu teli götürsem almazlar da şimdi. Offff offff.

Ocak 19, 2007

Cigaramı Sardım

Bu gece sigaram bitti saolsun zor zamanlar için sakladıım OLD HOLBORN larım. Tam bi sigara sarıyorum, Okanın blogundan birkaç Lyric okuyo iken, Tv de Derya Baykal'ın programı başladı Bu şarkıyla garip bi tesadüf ki ben bunu bloguma bu lyric i yazmam için bir işaret olarak algılıyorum:=)
Kalbim Ege'de Kaldı (Deli Kızın Türküsü)
Cigaramı sardım karşı sahile
Yaktım ucunda acıları
Ağları attım anılar doldu
Ağlar hasretimin kıyıları

Yareme tuz diye
Yakamoz bastım
Tek şahidim aydı
Aman aman
Bir elimde defne
Bir elimde sevdan
Kalbim Ege'de kaldı

Kadehimi vurdum
Karşı yakaya
Efeler kalktı şerefe
Sevgimi attım dostlarım tuttu
Bir ağıt yaktım kadere

Aman efendim
Ayrılık ölümden beter
Canım efendim
Yeter bu hasretlik yeter
Aman efendim
Bana bir merhaba gönder
Canım efendim
Canım efendim.
Sezen Aksu, Şehrazat, Yelda
Asıl müziği çok hoşuma gider bu şarkının ama neyse ben sadece lyric işareti aldım:=) Neyse bi sigara daha sarıp yatmalı gari..

Ocak 18, 2007

Teşekkürler

Kuzen; ben şu okurlarımın her birine, bir özel post yazma kampanyasından vazgeçtim. Zaten ben ağzımla kuş tutsam da nafile olur. Bi siz warsınız beni takip eden bide okan buna kanaat getirdim *belki depresifim die buralar* Bi kız arkadaşla Yunanistandan bi arkadaş bulma sitesine üye olduk beraber, bana 15 günde 17 züyaretçi gelmiş kız a 2 günde 1000(bin) kişi :=) anla artık. Yok abi ben iim böyle şikayette etmiim boşuna ya hiç okuyucum olmasaydı:=) Şu koskoca Dünya da beni olduğum gibi kabul edip seven çooook nadir insanlardan olduğunuz için sana, Serap ablama, Okan a, Burki'ye böyle bir post arşivlemekten onur duyuyorum, Msn den görüşüyo olsak ta. Dilerim en yakın zaman da diş ve tatil amaçlı bi İzmir yapabilirm:=)




Sevgili Kardeşciimin resimlerini de koyiyim bari:=) Bak aderfe gözden ırak olan, Gönüldende ırak olmuyor:=)




Ha bide Profilime bi image imi koyiim diorum. Kim bu şahsiyet dienler wardır belkim:=)

Güzel İnsanlar

Bazen tam insanlara olan inancımı kaybediyorum, tam da o aralar karşıma çok hoş tesadüfler çıkıyo. Mesela tam tüm insanlar sahtekar diorum bi bakmışsın karşıma birkaç dürüst insan çıkıyor. Eksikliklerinden utanmayan, hatalarından dersler çıkaran, duygularını açıklamaktan korkmayan güzel insanlar. "İşte bizi tanıma fırsatınız" dien güzel insanlar.
Kalbin; "işte, al buna aşık ol" derken Zihnin;"Bence uygundur" dior. Hani bazı kendi çirkinliklerinden utanmasan "işte buldum seni" diebilecegin insanlar bunlar. "Tanrım neden şimdi" dediğin zamanlar olmasa.
Biraz inatçı, külhan beyi tarafım war: O yanım ne zaman bir zorluk görse, hemen üstüne gitmek istio. Herşeyi berbat edince de mantığım herşeyi toparlama çabasına girio.
Üzgünüm tanrım ve çok daha fazla üzülmeye mecalim yok. Neden bu tesadüfleri hep iş işten geçtikten sonra çıkarıyorsunda bir umutsuzlan-umutlan paradox u yaratıyorsun.
Yoksa senin sınaw die bahsettiğin bumu?? Ben kesin kalıcam bu sınaw dan girmesem olur mu?? Dewamsız felan olsam mesela??

Ocak 17, 2007

Saçma-Salak-Aptal Bir Durum!!!

Şuan da yataga uzanıp hoş bir müzik eşliğin de hayallere dalıp
i m in heaven olasım war....
Şuan da balkona çıkıp Kaderime, yaşadıklarıma, yaşayamadıklarıma, Potansiyellerime, özüme, yaradılışıma, gelmişime, geçmişime, Dünya ya, Yaratıcıma isyan edesim war...

Hayal mi???
Gerçek mi??

Ocak 14, 2007

Wah wah kardeşime:=)



Kahrolası İstanbul neler ettin kardeşime:=)

Ocak 13, 2007

The Great War in Spirit

Aydınlık vs Karanlık buna daha önce değindimmi acaba?? :=) tabi kine
Bugün bi kücük şey geldi aklıma onu yazıp GunO's left the building olucam nitekim kahveden bekleniyorum.
Aydınlık hani şu çocuksu iyimserligimiz, güclü inancımız, sabırlı umutlarımız gibi şeylerde gizlidir.. Mesela bi arkadaşımız bize bariz kazık atarda hehehu diip sırtını sıvazlarız. Hani Nuri adlı bi arkadaşımız dama çıkar "bakın süperman gibi ucucam" der de bizde ucucak galiba diip merakla bekleriz, hani babımız olum biraz daha büyü söz alıcam o bisikleti derde bizde büyümeye çalışırız. işte burada gizli aydınlık. İnanç, güven, umut, hayal gibi şeylerin içinde ki. Bizden çoook büyük bir yaratıcının gizli gölgesidir aydınlık. Karanlık sa İnançsızlık, güvensizlik, umudsuzluk gibi yoksunlukların temelidir aslen.
Peki biz çocuk iken çok aydınız da neden sonraları kararıyoruz sizce??
Bence çok ucuza yıpratıyoruz aydınlığımızı ve aşınan o cocuksu duygularımız birgün neredeyse yok oluyor veya örtüyoruz üzerlerini kimse onlara ulaşıp yıpratmasın die..
Yıpratmak çok basit böylesine güzel duyguları hatta tek bir yol bile kafi tamamen yok olmalarına. Tek bir cümle kendimize söyledigimiz, karanlığın ufak ve zararsız tek tohumu kurutabiliyor yemyeşil ormanlarımızı.
Bir kereden ne çıkar?? alın size o çümle.
Birkereden ne çıkar düşüncesi ile yapılan bir eylem, ruhunuza, artık kontrolünün sizde olmadığı, bir süresiz giriş vizesi almış demektir.
Bir kereden ne cıkar düşüncesi ile yapılan bir işin, tekrarı için Nasıl olsa birkez yaptın bi daha yapabilirsin serisi işlemeye başlar ve sonun da Yap!! emri başınıza tac olur. E şimdi denebilir ki " ne alakası war bunun karanlıkla??"
İnsan kötülüğünden emin olduğu, bir işi yapması için, vicdanını susturmak zorundadır... İşte bu bir kereden ne çıkar da vicdanı susturabilen en basit mantıktır. Oysa bu sözün tamamen mantıksızlığı da yukarıda açıklanmıştır. Tabi anlayana.. İşte bu söz, karanlğın zararsız gibi görünen kücük tohumudur.
Misal: aşksız bir sevişme için size ısrar edilio en sonun da kabul ediosunuz. Sizce o kişi ile son aşksız sevişmeniz mi veya o kişi ilk ve son aşksız sevişmeniz olucak mı??? Asla..
"E ne olucak karanlık olsa içimiz" Hapı yuttunuz, bir daha inanmayacaksınız umtlanmayacaksıznız, güvenmeyeceksiniz, Yanlız bedbaht bir ölüm beklentisine dönüşücek o değerli yaşamınız ve siz bu değersiz gördüğünüz yaşantınızı bir an önce bitirmek için elinizden geleni yapıcaksınız. Sigara, içki, hard porn bi hayatı sevmeye alışıcaksınız. Hiçbirşeyden zevk alamayacaksınız.
Korkutmak için diil bu yazı bariz bir tespit sadece. Bunu ilk söyleyen ben değilim son da olmayacağım ancak Birkez daha söylense ne çıkar:=)

Ocak 11, 2007

Köyüm, köyüm, güzel köyüm

İnternet sayfası yapıcaz sevgili köyüm için hatta tüm gençler destek verdi bunun için. Biliorum insanlık için kücük bir adım ama köyüm adına gurur duyucam yapabilirsek bu siteyi. 3-4 ay da garip bi teknoloşi cılgınlıı yaşanıyo zaten bu köyde. Ben bu kış burda kaldım die oldu dicem de alakası yok. 30-35 pc alındı köye 3-4 ay için de ki bu sayı şahsen tanıdığım tüm hemşerilerime eşit. De sorun pc den anlayan eleman eksikliimiz war. Ben basit coderlık öretirim dedim 2 ilgili olursa da tam işe giriştim Html ve php bilgimi yitirdiğim ayan beyan oldu yaşasın Cehalet Erdemdir anlayışım. Neyse pisiklete binmek gibi belki bu iş te. Ha şimdi asıl konu nie yazıyom ki ben bunları diesim geldi. Bugün bi garip mutlu haldeyim sebepsiz saçmalıyogum bol bol işte, neyse köyümün resimlerini koiim bari..


Walla azimli hemşerilerimi buradan alkışlıyorum bazı resimleri üşenmeyip minareye çıkıp çekmişler azmin zaferi olucak bu sayfa olursa. Bi de o resim de ki teenage tabi ki ben diilim çünkü o kadar cool diilim:=) Köyümüzün Webmaster adayı o, Bide 10-15 tane digi makina almışlar hemşerilerim 3-4 ay da Bende hala yok ev meclisine önemle duyurulur. Bide Balkanları seviyorum. Bide ben nie bu kadar sevindirikim bugün Doktor yoksa yakında ölücek miim??

Ne yazssam..

Gün için de inanılmaz postlar kurguluyorum aklım da pc başın da, ya unutuyorum yada yazmıyorum. Garip..
Ben aslen Sokratçıyım siz ister sokratisyen diin ister sokrativist felan ben sadece akılcı diorum kendime, ha bide idolüm Lao Tse, bu adam aydınlanıp "ne haliniz warsa görün" felsefesini en ii temsil eden kişidir. ama Sokrat başka, baba adamdır. insanlar genellikle ya hayatlarını-amaçları haline getirirler ya da amaçlarını-hayatları haline. 1incide boş yaşarlar ama yaşama istegi ile doludurlar. 2 incide çok dogru yaşadıkları kandırmacası ile bir gurur halinde hayatı bir mücadeleye dönüştürürler. Bi de olduğu gibi yaşayanlar wardır işte bunlar oldukları gibi olduklarından çok zevkli bir hayat yaşarlar, herkeze nasip olmaz bu çünkü hem yaradılış meselesi hemde insan önce kendini tanımalı sonrada yaşamını buna uydurmalı felan olabileceğinden zor iş yani. İşte Sokrat bu. Adam yaradılışının hakkını vermiş olduğu gibi yaşayıp hem hayattan zevk almış hemde yaradılışının amacını fazlası ile yerine getirmiş. Bayılıyorum Sokrata, çoook baba adam.

Sokrat eser brakamamış veya braktıysa da bize ulaşamamış. Ancak eminim çok değerli bilgileri wardı ve hocam olmasını çok isterdim. Ancak asla bir Sokrat olamazdım. yok ascok biliorum kendimi ben biraz amacı hayat etme eylimi olanlardanım. Kesin Dünya yı kurtarmaya felan kalkardım şap yemiş gibi otururdum. Yine kalkar yeni bişiler denerdim. olgunlaşırdım şaşırırdım felan felan... Ben olsam olsam en maximum halimle hemide bonuslu Platon olurdum.
Tam platon tipi war zaten omuzlar geniş olmasa da göbekten fazla fazla metre çıkar. Zaten Fikri de fikrime uyuyo. Amaçlarımızda benzer benimde politik bi yanım war felan. Ben tam NEO Platon olurdum.

Tam Platon olasım geldi geçen hatta Yasalar kitabını kırık sandalyeme destek olarak kullandığım için vicdan azabı ve utanç ta duymuştum. Elemanın bi sözü tamamen down etti beni. o söz şu:
"AKILLI KONUŞUR, ÇÜNKÜ SÖYLEMEK İSTEDİKLERİ VARDIR; APTAL KONUŞUR, ÇÜNKÜ KENDİSİNİN BİR ŞEYLER SÖYLEMEK ZORUNDA OLDUĞUNU SANIR." PLATON
Eh şimdi ben konuşuyorum konuşmam gerektiğine emin olduğum konularda. Ben aptalmıyım??

Hiç beklemezdim senden böyle bi söz Platoncuum.
Karanlıktan korkan çocuğu kolaylıkla affedebiliriz ancak bir yetişkinin aydınlıktan korkmasını asla!Çünkü o trajedidir. ( Platon )
En büyük zafer insanın kendine hakim olmasıdır.Platon
Gibi güzel sözler söyleyen bi insan ne die o lafı eder??

Karar verdim Bu aralar Lao Tse olucam ben. O kim? die beni yormayın alın Tao Te Ching okuyun veya ne haliniz warsa görün..

Ocak 08, 2007

İnsan Tacirleri

Şuan Kanal D de İnsan Tacirleri die bi film izliorum. Biz bu film in Nuri Alco lu Sandoz lu sodalı versiyonunu çok ii biliyoruz da; bu "Uygar Batı" yeni uyanmış anlaşılan bu olaya. Bu sıralar çok popüler olan msj kaygılı belgesel nitelikli filmlerden biri bu da, etkili de açıkçası, bu gece bircok baba kızının başını bi başka okşayıp, yatmadan önce bi başka masal anlatıcak eğer izlediyse.
"Tehlike mi? hani nerde:=)" dien zihniyete Dünya nın, yıllarla, insan, uyuşturucu, silah kaçakçılığı bilançolarını belirtmeyi kendime bir görev addetmiyorum. Böyle filmler war iken.

Tehlike hep var ve war olucak. Bir umut belki birgün ışık sahipleride organize olacak ve karanlık onların yüreklerine ulaşmadan önce birlikte büyük ve güzel işler yapacaklar.

Fantastik mi? Bir daha düşün...

hehehu

Zinep tekrar blog açmış:=) Hayır bu kişiyi tanımıyorum da şahsen, bazen olaylar öyle gelişio, bazı garip linkler istemeden de olsa kişilerin arasına giri giri verio. Bakkal, korsan cd'ci, garson, gazete baiisi, blogger bi bakmışın 40 yıllık ahbabın olmuş sen daha farkına varamadan.
Şimdi şeytan dio git 2-3 saçma comet yaz zıvanadan din den imandan çıkar bu zinebi bak bakalım kapatıcak mı blogunu:=)
neyse acırım kıyamam çekirgeme..:=)
Severek okudum bi insandır bu arkadaşta bazen mesaj verirken toparlanamıyo saşmalıyo felan mazur görün artık... Ha bi de küfretmenin dayanılmaz hafifliini yaşıyo, e ne de olsa daha genç bu insan..

Ocak 06, 2007

Yal Nız Lık

Yalnızlığı sevmiyorum. Ancak genellikle yanlızım ve buna hergün daha fazla alışıyorum çünkü kendimle sohbeti sevmeye başlıyorum, hatta ne gariptir ki kalabalık ortamlarda,kendimi dinleyemediğim zamanlarda kendimi daha da yanlız hissediyorum.
Yanlızlık anlaşılması zor bir durum değil aslında,
bazen bazı duygularımızı veya fikirlerimizi veya olaylarımızı anlatacak tek bir dost bulamadığımız için iç sesimizi canlandırıyoruz. Bazen de özden gelen bir durum yanlızlıkla vals.
Hayatım boyunca tekbir insanı aramışım gibi hissediyorum. Tüm duygularımı, düşüncelerimi ve olaylarımı gerçekten anlayabilecek bir kişi veya mümkünse bir eş.
Bir tane bile bulamadığım için hayatım boyunca aramışım gibi geliyor.
Bu kişiyi bulma ümidimi tamamen yitirdim, bu nedenle de artık aramıyorum veya aramak istemiyorum.
Şimdi, eğer böyle biri yoksa, insanlar sadece insandır, Benim dertlerimden belkide çok daha fazla dertleri olan, Benim mutluluğumla hüzünlenebilecek, Benim düşüncelerimden çok derin veya anlamlı düşünceleri olan birsürü insan.
Kendi olaylarının yorumu ile meşgul ve kendilerine benim aradığım gibi bir dost arayan insanlar. "Konuşmaya değer birçok konu olsada, konuşmaya değer tek bir insan bulmak imkansızdır." İşte yanlızlık tam da burada başlar...

Oysa karşılıklı teslimiyet herşeyin çözümü olabilir. "Ben seninim, ben de senin" dense Benliğin sesi rahatlıkla susabilir. Ancak kim bunu yapmaya cesaret edebilir. İşte burada güven sözü anlam kazanıyor o da başka bir post un konusu.

Cesaret Dostum Cesaret...

Bu gece bi düğüne gittim canım sıkıldı hatta 45 dak oturup kaçtım. Maksat görünmekti sadece. oradayken fark ettim, yalnızlığa o kadar alışmışım ki
kalabalığın gürültüsünden bayılacaktım ve anlaşılan artık kendi sesimi dinleyemediğim kalabalıklarda boğuluyorum.. Yoksa yanlızlığı kendime sevgilimi ediniyorum?

Bi bayyaaandan alıntı geldi aklım " Agapo na eimai moni, epidi pote den brika enan sindrofo na mou dosi sindrofikotita oso mou dini i monaksia"
Yunancam berbat biliorum. Anlamı "Yalnız olmayı seviyorum çünkü bana yanlızlık kadar yoldaşlık edebilecek tekbir yoldaş bulamadım" gibi bişi di. ozaman sevmemiştim de bu gece bu söz sempatik geldi aklıma:=)