Mayıs 30, 2007

530+


<=Bu nedir ?? Allah aşkına biri bana anlatsın:=)
Bugün, 'Dünya İnsanı GunO'yu Kutlama Günü' felanmıydıda ben bilmiyordum:=)
Bloğuma 536 kez tıklanmış:=) Moralimin bozuk olduğunu duyan gelmiş sanki:=) sadece Türkiye'den 426 kişi..

Beni yazmaya şevk mi edionuz bakiim siz:=)

Canım çok sıkkın arkadaşlar.. batsın bu Dünya modundayım.. Öle aşk acısı felan sanmayın..
Makûs talihime küstüm...Ancak yakında toparlanırım merak etmeyin...
Tüm gelenlerden ve gelemeyenlerden Allah razı olsun..
Yakında bir bir; iadeyiziyaretlerinize gelicem, söz...


P s: Şaşkın Geovisite.. ben zaten bu kadar insan bana nie gelsin die pimpiriklenmiştim:=) anlaşılan bi hata olmuş şimdi düzeldi 530 küsürden günlük 50 ye düştü.. Az olsun bizim olsun zaten dimi:=) neyse


Mayıs 29, 2007

GunOsys

Google'da GunOsys die aratınca, sadece benim bloğumun çıkması ne hoş bi şii:=)
isim hakkını hemen almak lazım
:=P


Bide bloğuma Google yardımı ile gelenlerin aradıkları kelimelerden eski postlarımı tekrar hatırlayıp bi nevi review yapmak çok hoş:=) Bu aralar, özellikle bi şarkıyı arayanlar çoğunlukta..

BenDeniz - Biri Var :=) Havalardan mı bilinmez, yeni bir 'romantizm patlaması' seziyorum...

Bide bu şarkıyı bende Google dan aynı şekilde bulmuştum aklımda kalan sözleri aratmıştım.. Bloguma bu şarkı için gelenlerin arayışlarıda çok hoş " cevabın yok bitti demek" , "kelimeler tükendi", "zorundayım, zorundasın" ... Herkez bi ucundan tutup bu şarkıyı arıyo sanki:=)

Neyse çok aranılan bu şarkı postuma bi link veriim bari bu posttan Biri Var


Darkpirates

Mayıs 27, 2007

Oh be..

Böylee. Nasıl derler? Kasvetli, karanlık, yapayalnız bir ormanda, gölgelerle savaşıp; aydınlık ve ferah bir ovaya çıkmış gibiyim.. Mutluyum yane. Dün son yağmur damlaları da düştü bu topraklara... Küresel ısınmayı bu sene de dert etmicez çok şükür:=) Bir hafta yağmur yağdı inanılmaz mayıs sonunda bunca yağmur... Balkanlardan kaçan bu kasvetli ve nemli, alcak basınç. Karayelinde etkisi ile; nerenin insanlarını depresyona sokar bilemiorum artık:=) Ancak buralar cıvıl cıvıl ve sıcacık..

Neyse...

Depresyon dediğin nedir ki zaten? Evde 2 paket sigara , 2 kupa esspreso yanında..:=)
Dün son depresyonumu verdim bende, pekii ile... Sonra da Fenerbahçemizin şampiyonluk kutlamalarında mest oldum.. Ümit Özat gidiyor:=( die; biraz hüzün yaptım ancak Hooijdonk gibi arada gelir mutlaka, O da bu tribünlere..

Bu akşam da, bi yemek sözüm war. Son kalan yüksek basıncı da atiim üzerimden.. İnadına diil gerçekten mutluyum dün geceden beri ve gerçekten garip ve yersiz geliyor bu
mutluluk
:=)
Hoşşs

Mayıs 26, 2007

Buraya kadar..


Kimseden özür beklemiyorum.
Kimseyi suçlamıyorum artık..

Mayıs 25, 2007

DT

İlk kez 17 Ocak 2007 de , blogger da karşılaştığım...
Daha ilk görüşte, yazılarını ilk okuyuşumda hoşlandığım.
İlk konuşmamızdan (26 Ocak) bu yana, Onun hakkında ki tüm düşüncelerimi ve duygularımı bilen.
2 ay boyunca: hergün, günde ortalama 2 buçuk- 3 saat konuştuğum.. Çoğu geceler konuşurken, uyumadan sabahladığım.
17 Ocaktan bu yana yazdığım postlarımın yarısında fazlası onunla ilgili olan...
Bir blogger eski arkadaşım..

Daha 2. sohbetimizde aramızda bir ilişkinin mantıksız olacağını öngörüp, muhabbetimizi arkadaşlık boyutunda sürdürdüğümüz. Birbirimizin birçok özelini bilen ve benim, onunla evlenmeyi isteyecek kadar, çok sevdiğim, çok eşsiz bir insan...

Onunla aramızda ki sohbeti ve benim ona olan duygularımı benim tüm aile fertlerim, en yakın 2 dostum, Bloggerdan da Optio ve Elif bilir sadece.. Hatta Optio daha ilk başlardan beri bilir.... Optio ya 'Günışığım' sıfatını yakıştırmam da bu nedenledir.. Hala bu olayı kapatmaya uğraşıyo. En çok onun arada kalmasına üzülüyorum zaten..
DT ile birçok kez münakaşalarımız olmuştur... Büyük çoğunluğu belki de hepsi benim Kıskançlığımdan veya paronoyamdan kısacası geçimsizliğimden olmuştur... Bir keresinde bi hafta konuşmadık o da ben kapris yapmıştım.. Bu 2. sinde ise bidaha asla konuşmama kararına vardık... Onun dışında her münakaşamız muhabbetimizle tatlıya bağlanmıştır, bi gün dahi küs kalmamışızdır... Optio da destek olmuştur bazen, saolsun..DT ile aramızda ki tüm konuşmaları kitap haline getirip; ona, hediye edicektim .. Neyse...

Elini tutmak bi yana ancak 30 km yaklaşabilmişizdir birbirimize.... Bi kahve içme sözümüz wardı sadece o da İstanbul'da, bazı şartlar sağlanırsa. Bunun nedenide özel..

Bundan yaklaşık bir ay önce, Benim çok kötü bi anımda, DT ye bi mail atmıştım... Uzun süre cevap gelmeyince meraklandım... Hatta mail i gece 10-11 gibi atmama rağmen sabaha kadar ondan haber bekledim.. Sonunda sabah... ki onun saatiyle sabaha karşı 1-2am gibi bi zamanda, ona telefon ettim.. Cevap vermeyince meraktan iice çılgına döndüm.. Programında o gece için bi aktivite olmadığını bildiğimden. Onun saati ile 3:30-4 am e kadar mail telefon bombardımanına tuttum onu. Sadece iyi olduğunu bilmek için... Bu arada ilk ve son kez arıyorum onu, Telefonundan... Sözüm wardı çok önemli bişi olmadan aramayacağıma dair..1-1buçuk ay da hiç aramadım. Daha ben ağzımı açmaya fırsat bulamadan "Beni rahatsız etme" dedi. Kapadı... Ben şoktayım ii olduğuna sevindimde, rahatsız etme ne demek? Türk-İslam sentezinde maço erkek serzenişleri saçmaladım. mesajlarda. maillerde. O sabah uyandığında, "Rahatsız etme dedim çünkü çok geç saatte aradın arkadaşlarım bile rahatsız oldu o yüzden bende kızmıştım" açıklaması getirdi... Geçimsiz GunO dururmu ben saçmaladıkça saçmaladım.. Ona ettiğim en ağır cümle " Allah'ın şımarık tikky si" idi... Yok efendim engelledim onu.. Hatta kendimi sildirtim onun msn inden. Sonra tabi aklım başıma geldi 3 gün sonra.. Sinirle kalkan nasıl otururmuş dank etti kafama... İşte bunca zaman o sinirimin ve o ettiğim ağır cümlenin; cezasını cekmiştim ben.

Defalarca özür diledim. Aslında kendimi haklı görüyorum kızmakta ancak tavır yapmak bana zarar verdi.. O gün bugündür DT benle konuşmuyo. Bende hatamı telafi ettirmek için elimden geleni yaptım. Ancak artık yoruldum.. Bide DT bu kaprisi ile beni küçük düşürücek davranışlarda ve söylemlerde bulundu.
DT ye olan tüm inancımı-güvenimi kaybettim....

DT ile artık konuşmak istemiyorum...
DT hakkında konuşmakta istemiorum..

------------------------------------------------------------
Şimdi ben bunu, bizim hakkımızda saçmalayan bazı densizleri bilgilendirmek.. Bundan sonra en azından kendi kendilerine birazcık bilgi ile densizlik etmelerini ummak adına yazıyorum.. Gerçi cahilin ilmi: 'vara , yoka gülmekmiş'.. Bu densizlerinde derdi sadece eğlenmek bunu biliyorum.. Kendilerine daha onurlu meşgaleler bulmalarını diliyorum.. Kendi yorumlarında, kendi kendilerini göremeyen bu insanlar; bunu anlayabilirse tabi...

Bu postun yorumlarını kapıyorum.. Bana hala densizlik etmek isteyen warsa altta ki post a buyursun..
Sizi cahil, haddini bilmezler.
Hakkında hiç birşey bilmediğiniz bir konuya balıklama dalıpta, üzerime oyunlar oynadınız. Hala aklınız başınıza gelmedi...Gelmicekte..
Ar damarınız olsa, utanırdınız...

Bu post u silicem ancak bu gece kalsın ve bana saldıran o insanlar okusun istiyorum...
Özür felan beklemiyorum..
Kin de tutmuyorum..
Bi daha onlarla konuşmakta istemiyorum....

Ps. Bu kendimi engelletirdim kısmı başka bi gün le karışmış.. Hani şu bi hafta kapris yaptığım dediğim zaman olan bi olaymış ... Neyse Özür dilerim ilgililerden... 08/04 te ki msn konuşmasında olmuş bu olay.. o kaprisim de pek uzun sürmemiş 12 nisan gtalk ta konuşmaya başlamışız 18 nisanda da msn den. 23 nisan da şu malum "Türkiyeyi sevmiyorsun" olayı olmuş...

Bu kadına, 08 nisan dan beri saygı duymuyorum ben, bunuda hatırladım...

Seni çok ii tanıdığımıda biliosun... Senin alışık olduğun tepkiler bunlar...
Biz artık konuşmayalım Tugce... Bi hatam warsa yaz düzeltiim..

Mayıs 24, 2007

Mayıs 23, 2007

Erasion

Bugünlerde, sebebini bilmediğim halde, onlarında tutarlı sebepleri olmadı halde, bana tavır yapan okuduklarımı hayatımdan ve listemden siliyorum.. Neden tavır yaptıklarını sormak dahi istemiyorum. Onları artık okumuyorum.. Beni okumak isteyen herkeze kapım açık... Okunma kaygım da yok.

Aslında tüm bunların bir çıkış noktası war, temelinde bir insan war... Onun başlattığı ve şuan geri alamadığı veya kontrol edemediği bir linç organizasyonu.... Yalnız insanların gerçek yüzlerini görmüş oluyorum sayesinde; bu nedenlede kendisine minnettarım.

Diğerlerine gelince;

Sadece; Allah'a havale ediyorum..

Bebeğim

Bu şarkıyı çok severim.. Ancak ilk defa ben söylüyormuşum gibi hissediyorum...

VideoLink
Gitmek çok kolay değilmi? Herzaman derim giden değil, kalan kazanır die ancak her genç önce kendi gitsin ister... Kaçmak. Kaçmak herşeyi çözücek sanır... Ben ilk aşık olduğumdan bu yana hiç kaçmamıştım, aşktan... İnadına kalmıştım gidenlerin ardından. Çünkü savaşmak gerektiğine inanmıştım...
Şimdi gitmek istiyorum. Sadece aşktan diil ama. Herşeyden gitmek istiyorum. Herkezden uzağa gitmek istiyorum.. Aşk acısından felan diil, hayat yorgunluğundan gitmek istiyorum. En çok aşktan gitmek zor gelior bana bu aralar..
Gidemiyorum
Kaçamıyorum
Kahretsin

Mayıs 20, 2007

(=:GS:1-2:FB :=)

Galatasaray'ı, Ali Sami Yen'de;
'Alkışladık'
...
2-1

Mayıs 18, 2007

Travian



Çok hoş bi oyuna davet edildim bugün:=) Browser oyunu. Ogame benzeri bir oyun... Travian

www.travian.com.tr

Bir zamanlar Burcu adında kız arkadaşımla Ogame oynardık.. Tanrım ne lanet bir oyundu... Bir çeşit browser oyunu. Uzay strateji ve simülasyonu. Oyuna göre koooskoca bir evrende, herhangi bir güneş sisteminde size bir gezegen veriliyor. Bu gezegende madenleri geliştirip, bu madenlerden gelen hammaddelerle üstler ve gemiler yapıyorduk. Filo kurup ticaret ve savaş yapıyorduk. Biz, Burcu ile bir ittifak kurduk ve yakın arkadaş çevremizden oyuncuları ve kendi hesaplarımızı bu ittifaka aldık. 4 ortak hesabımız wardı. Oyuna bir girdimmi 4 hesabı da kontrol etmek zorunda kalıyordum... Mesela bir bina yapıcaksınız veya herhangi bir gemi. belirli bir zaman geçmesi gerekiyor mesela 1 Komuta gemisi; 15 dakkida oluyor... Bir metal madeni seviyesine göre 2 dakki ile 10 saat arasında yapılabiliyor.

Hammadeler çok değerli çünkü her ne yapıcaksanız bu hammadelerle yapıyorsunuz bunun için savaşlar yapıp bir başkasının hammadelerini çalıyorsunuz.

24 saat oynadığımız bir oyundu. Burcu ile sürekli iletişim halindeydim aynı evde yaşayamıyor olsakta, birbirimizin boş zamanlarından haberdardık. Mesela ben gece 3 ten sonra hesapları devralıp sabah, O saat 8 de ofise gidene dek her 15 dakika da bir oyunu kontrol ediordum o ofise geldiğinde ben okula gidiyor aynı rutini ona devrediyordum. Bunu yapmazsanız biri gelip size saldırır ve çok değerli hammadeler gidebilir...

Gemiler yapıp kendimizi savunuyorduk ancak bizden güclü biri bize saldırırsa tüm gemilerimizide yok edebiliyordu. Bu nedenle gemilerimizi hep hava da tutuyorduk hammadeleride bu gemilerde sürekli taşıyorduk..

Tanrım kaçkez bu oyundan nefret edip brakmak istedim acaba ancak Burcu bu oyuna aşık olmuştu. Hayatımız oyundan uzak kaldığımız o 15 dakikalardan ibaretti:=) Bana geldiğinde önce küçük bir selam ardından pc de oyunu kontrol ediyordu. Telefon görüşmelerimizde dahi oyun baş köşeye oturuyordu. Mesela
"Aşkım ben 20 dak sonra geliorum hesabıma bakarmısın. Kitiara'da ki gemiler 10 dak 22 sn sonra NexeN'e inicek, oradan hammadeleri alıp, Nex'e yollarmısın, maden seviyesini 22 ye çıkarıcam.. Gelirken bişiler alıyım mı? Ne yeriz bu akşam?" :=)
veya
-Günaydın hayatım, yeni uyandım hayırdır??
-Aşkım senin Guno ya saldırı war!!!
-Nasıl? Kim saldırıyo? Ne zaman saldırıyo?
-... die bi adam. 10 dak kalmış gemilerin gelmesine. Napiim?
- Benim orada kaç gemi war?
- 20 Komuta gemisi, 10 da Nakliye gemisi.. Ancak tüm hammadeyi kaldıramıyorum. Napiim?
- Sen gemileri kaldır geri kalan hammadeyide gemi bas. Bende yüzümü yıkayıp bilgisayara geçicem. Msn den konuşuruz.
-Tamam bi tanem. Kusura bakma...
- Yok be canım saol. birazdan nete geliorum görüşürüz hayatım...
-oki Bye.

Oyunda biraz hile de yapıyorduk bu yüzden 4 hesabımız wardı:=) ancak kontrol etmesi çok güçtü. Ne siyasetler ne stratejiler kuruyordum aklınız almaz:=) yaklaşık 7-8 ay oynadık çokta güçlendik ancak bi ara ben oyundan uzak kalınca bi hesabımı da durdurunca,1 ay kadar İstanbuldan da uzak kalınca, saldırılardançok hasarlar aldık . Burcu Frp manyağıydı yüzlerce Frp tarzı kitap okuyordu ancak oyun oynamayı hiç sevmiyordu. Bu oyuna nasıl bu kadar çok ilgi gösterdi hiç anlayamadım:=)
Frp : Fantasy Role Playing... Kitiara en çok hayran olduğu kahramandı. Ancak asla Frp oynamazdı..oyun oynamazdı ancak bu Ogame ile kendinden geçiyordu.. Tanrım bu ogame mutlaka ömrümden ömür çaldı. gerçi sevgilinle oynamak çok hoştu ama yinede lanet bişidi:=) Sırf Burcu'nun hatrına sabrediyordum. Ayrıldık ve ikimizde o oyunu braktık...:=) Çünkü sadece birlikte oynamak güzeldi, oyun diil.

Şimdi bu Travian oyunu ogame benzeri başlamadan önce bu tecrübelerimi bi düşünün istedim:=) Bu arada ben 8. serverda GunO köyündeyim:=)

Ogame için link vermiorum o lanet oyuna bulaşmayın bu Travian da Ogameye benzer baştan uyariim:=)

Mayıs 17, 2007

Bitti

Son bir savaş verdim.
Aşk uğruna, dostluk uğruna son bir savaş hemde gururumu hiçe sayarak..
Ben gururlu-mağrur galip bir gazi olarak geri dönüyorum.
Bu savaşta özgürlüğümü kazanmış olmanın mutluluğunu yaşıyorum
..
Karşı taraftan habersizim. Heralde o da birşeylerin galibidir.
Karşı tarafta, 'şahsi zaferler'inin tadını çıkarıyor olmalı.


Dostluk ve aşk, büsbütün; mağlup....





Mayıs 16, 2007

Red Botton


Hayatımda ki ve Dünya da ki tüm saçmalıklardan o kadar yoruldum ki.
Tüm Dünya'yı yok edicek bir düğme olsa hiç tereddüt etmeden basardım....





VideoLink

Mayıs 14, 2007

Bye Bye Happiness

Gidiyorum İstanbul
Kal sağlıcakla. Kısmet; belki yakında,
belki bir daha asla...
ii bak kendine ve tüm sevdiklerime

Bye


09 :34

Geldim

Kuşadası maceramız, bu sabah Kadıköy Evlendirme dairesinin önünde son bulmuş bulunuyor:=) Kesinlikle çok ihtiyacım warmış bu tatile.. Heey düzelmedi. Zaten birşeyler düzelicek umuduylada gitmedim.. Ancak çok güzel mutlu fotoğraflarım oldu... İşte benim, o Fotoğraflara(anılara) ihtiyacım warmış... Siz de tatile çıkarken, bu amacı edinin derim:=)

Tatilimin summary sini çıkarıyıım size belki bi nevi reklam olur, bi nevi nispet Affınıza sığınıyorum:=)

Effendiim, 07 mayısta, gönülsüzce İstanbula gelmiştim... Ben başka şart ve durumlarda bambaşka bir Ege tatili planlamıştım kendimce ve en az bir ay sürmesini arzuluyordum. Bu tatileyse biraz tereddütle bakıyordum. Kısmet.

09 Mayısta gece yarısı, Bakırköy/Regata önünden, 2 otobüs, düştük yollara. Ben; bi kardeşimi tanıyorum yanımda. Yaş ortalaması 22-23 arası.. Herhangi birine, 10 sn bakmamaya çalışıyorum 'ayıp etmemek' düsturu ile. Küçük küçük guruplar war, dostluktan, beğeniden kaynaklı.. Bense bi başımayım, bi de saolsun kardeşim..

Bi hıza, sabah vakti, Kuşadası/ Özdere mevkiinde ki, Grand Efe adlı otelimize ulaştık.

Genellikle tüm tatil ; ye iç, muhabbet et, eğlen, yüz, güneşlen, uyu olarak geçti..
Bi ara pinpon öğrenmeye başladım.. Hatta bi Masa tenisi turnuvasına bile katıldım.. Ancak daha ilk rakibim geçen ki Pinpon turnuvasını şampiyonu olunca Masa Tenisine karşı ilgimi yitirdim. Çıplak ayakla bahsket oynadım.. Hem takımıma katkım olmadı, hemde ayaçıklarım acıdı:=( Tavlada tam kesin kazanıcam bir oyunu '4 açık verip nasıl oyun kaybedilir' kitabım uğruna koltuk altıma verdiler :=) Bilardo yu kesin unutmuşum ancak Langırtta ii oynadım yenilmiş olsamda:=) Spor la pek aram yok ben ağır adamım zaten. Diskoda da bu yüzden hiç oynamadım ya:=)

Görmemişler gibi, abarttım tüm tatili:=) Heraldendüz her yarım saatte bir birşeyler atıştırdım..:=) Pek yüzme bilmesemde havuz da müthiştim. Deniz soğuktu ancak girmemezlik edemezdim:=) Yalnız ayağıma daha ilk günden deniz kestanesinin dikenleri battı.. 10-15 tane diken hala ayağımda doktor çıkmazlarsa iltihap kapabilir dedi ancak imkanları olmadığı için çıkartamadı:=) Abartılı bişi yok ama bende mızmızlanmak istiyorum:=)

İstanbul uni den, Marmara uni den, İtü den ve Galatasaray uni den hoş sohbet çok güzel insanlarla tanıştım:=)

12 Mayıs cumartesi akşamı Kuşadası/Merkez'e gittik... En son 13-14 yıl önce gitmiştim.. Kuşadasına ve hatırladığım kadarı ile küçücük bi kasabydı oysa şimdi kocaman bir şehir olmuş.. Abdullah adında bi arkadaşla biraz dolaşma fırsatı bulduk...

Güvercin Adası'na gittik.. Çok severim bu adayı bi nevi Egenin Kız Kulesi gibidir ve hiç değişmemiş diyebilirim sadece içeride bi balina iskeleti veya bi dinazor fosili wardı. Yanımızda ki küçük bi kız annesine " içerde dinazor war!!!" dedi.. Anneside " Canlımı??" diince ben koptum:=)

Sağlık caddesinin altını üstüne getirdik.. Keşke daha fazla zamanımız olsaydı.. Barlar sokağında bi Türkü barda guruba katıldık.. İçtik eğlendik oynadık ve gece yarısı bardan ayrıldığımızda biraz içkinin etkisi ile birazda Fenerbahçe-Trabzon maçını izlemeye gelen Fenerli taraftarların gazı ile Sağlık caddesinde tezahuratlar atmaya başladık. 3 cimbomlu, 5 bjk li, 10 dan fazla fenerli ile nasıl bir ortam wardı siz tezahur ediin:=)

13 Mayıs pazar sabah uyanır uyanmaz ilk annemi aradım henüz " selam annelerin en güzeli" demiştim ki annem ağlamaya başladı... Kıyamam:=) Duygusal akrep kadını işte:=)

Kahvaltıdan sonra, Tekne turuna çıktık. Kuşadasının koylarında kendimizi Ege nin buz gibi sularına braktik.. Hele bi Doğanbey veya Doğanay Koyu wardı ki inanılmazdı. Deniz suyu sıcaklığı en fazla 5 derece iken, Kayalıkların yanında küçük bi setle denizden ayrılan küçük bir gölette su sıcaklı en az 25 derece... Volkanik termal bir kaynak. O buz gibi sudan çıkıp göletin ılık duşunda dinlenince tekneye kayıkla dönmeyi tercih ettik:=)

Koylar genellikle kayalık ve çok deniz kestanesi war... Bi ara kendimi yüzenleri uyarmaya adadım ancak biri benim kötü kaderime ortak oldu:=)

Otelde son bi duş alıp Şirince ye doğru yola çıktık... Ben Şirince yi pek sevmem aslında ancak bu sefer gözüme çok hoş göründü.. Benim rehberliğimde küçük bir gurupla birlikte çok az zamana rağmen dolaştık... Keşke daha fazla zamanımız olsaydı da şaraba ve gezmeye doysaydık.. Yine de kiliseye kadar çıkıp, 2-3 şarap alabildik Bi de anne ye hediye:=)
Fenerbahçe-Trabzon maçının ilk yarısını izledim kısmen:=) Biz Şirince den ayrılıp ta Selçuk Kalesine tam warmıştık ki :
Fenerbahçe'm Şampiyon oldu
:=)
14 mayıs pztsi sabah 6 da Kadıköy evlendirme dairesi önünde gezi sona erdi... İstanbul'da herşey bi başka güzel di sanki. Haydarpaşa Magrur, Topkapı Sarayı ve Ayasofya Camii uzaktan net ve ihtişamlıydı.. Kız Kulesi tüm o inşaat çalışmalarına rağmen o magnaya rağmen ışıl ışıl dı. Hele Birinci Köprü, el sallayan bir dost gibiydi.. Bir kez daha anladım ki İstanbul eşsiz... Ancak Ege mükemmel..

Sabah sabah 'Bal tadında' bir kızla tanıştım.. Biraz buruktu bakışları. 'gıdıklasam, kimbilir ne kadar, arsız kahkahalarla, güler' die düşündüm... Hele o güneşten yanmış burnunu, al yanaklarını, çenesini davetsizce 'aniden öpsem; kimbilir nasıl şaşırır ve çığlığı basardı' die düşündüm:=)

Herkeze çok güzel bir tatil diliyorum. Gidin gelin beni nispetinizle çatlatın:=)

Mayıs 11, 2007

Neden??

Kitap okumayı sevmiyorum... Çünkü ben kitabı okumuyorum resmen onu özümsüyorum. Hatta çok dikkatle okuduğum bir kitabı tutuğum ellerimden, damarlarımdan yukarı, bedenime, zihnime sahip olmak isteyen kirli bir yabancının istilasını çok net görebiliyorum...

Çok önceden, basit bir 'neden?' den merak edip okumaya yemin ettiğim bir kitabı tatilde yanıma getirmiş olmamın huzursuzlu bu saat beni çok sevgili 'Ye, içi eğlen, dinlen ardından bol bol reklam yap, teşvik et' konsepti tatilimden alı koyup, alışık olunan 'kendini izah'a sevk eden....

'Bu kitabı neden bu kadar çok sevmiş?'

Bu neden den, yola çıkıp, birçok 'Neden' e, cevap bulmuş gibi olmak sıktı beni, henüz 27 sayfada...

Neyse kendime saklıyorum bunları...
*********************************
Başka bir neden aklımı allak bullak etti. Onu sorucam ilgilenenlerime...

Sahip olduğum müthiş şeylere rağmen. Umutsuz, çıkışsız , karamsar bir gelecek kurgusu yüzünden herşeyden wazgeçmek istiyorum...

Bunun tam tersi olmazmı genelde? İmkansızlıklarımızın karamsarlığını, bastıran umutlu bir hayalimiz olmaz mı?

Mesela aşk konusunda. Kapısını çalıp " Kim o?" sorusuna; "Asi-aymaz damat aday adayınız geldi Anne" diebilicek cesaretim war... Yumuşak saçlarını bir ömür okşatabilicek bir aşkım war...
Sırf bazı depresif gelecek kurgularımdan, saçının tek teline dokunabilicek gücüm yok... Cesaretim yok...

Bu ne saçmalıktır, Allah aşkına bi bileniniz warsa, bana da anlatsın...

Bu arada görmemişler gibi tatil yaparken çok bitkin düştük bide ayağıma denizkestanesinin dikenleri battı o da yetmezmiş gibi 12 yıl aradan sonra çıplak ayakla basket oynadım o haldeyim:=)

Yorumlarınıza cevap yazıcam da bu dial up a alışıyım önce..
Sizi özledim.

Mayıs 09, 2007

Ready

Hazırııııım



Beni ararsanız ya havuz başında, şezlogda oliciim
Yada Açık büfe de 100kg sınırını zorluyo oliiciim

Mayıs 08, 2007

Rüzgar

Geçen gün(Pazar günü) sabahtan bazı aile işleri ile uğraşmaktan öğlen saat 1 buçuktaki otobüsümü kaçırmıştım. Zaten öyle keyifsizdim ki hiç gelesimde yoktu. gece saat 12 otobüsünü beklerken bi başıma, kulağımda mp3 ler fısıldarken telefon. " nereye gidiyorum" die düşündüm bi an. Tüm İstanbul da ki Batı Trakya lı dostlarım, Yunanistan'a dönmüştü. Bir nesil bi nevi gönüllü sürgünde rehabilite olmaya çalışıyordu... Herkez bi ucundan tutup hayatı 'var olma'ya savaşıyordu.. Oysa ben hayata öyle küsmüştüm ki neresinden tutacağımı bilmemekle beraber hiç te azim yoktu içimde.

"Nereye gidiyorum?" dedim, kendi kendime.
Yaşanmış-tüketilmiş bir şehre, ne bulmaya gidiyorum ki?

Yaşam enerjimi nerede kaybettiğimi bulmaya mı gidiyorum acaba? Bakırköy'de hizbe bir dairede veya Beşiktaş'ta ki bir çay bahçesinde. Emirgan'da, kahvaltı sofrasında mı acaba? Yıldız Orta Bahçe deki bir ağaç gölgesinde belkide.
Belkide çok daha eski, Büyükçekmece menşeili...

İşte ben tam bunları düşünürken bi başıma, karanlık sokakta...
Bir şarkı vahy oldu kulağıma...



"Bana; bir Rüzgar gerek, ya Rab" dedim o anda...

Bir Rüzgar dileyin hafif ve ılık ancak sizi taşıyabilecek bir rüzgar dileyin.
Ve binip, usulca huzura gidin.
Hepinize, birer Rüzgar, diliyorum.
Size; esmeyi hatırlatıcak, bir rüzgar,
Esip geçmeyi öğreticek bir rüzgar...

İstanbul-İstanbul

İstanbul çok özlemiş beni :=)

Yeni Popularımla, Taksim meydandan, taaa Tunele kadar yürüyünce en az 8 kilo verdiğime inanıyorum:=)
**********************************

O BigKing ten sonra en az 9 kilo aldığıma eminim
ama özlemişim napiim:=)
**********************************

Gloria Jeans te bi kahve molası
2 buçuk saat kalkamadım yerimden:=)
Göbeeem war biliorum biliorum:=)
**********************************
Kaşık-kamışlı, dondurmalı
Moco Loco
bizzati tavsiyem:=)

:=)