Temmuz 14, 2006

Aşk, meşk huraaaa...

Hey aşk nelere kadirsin de sen nerelisin, kimlerdensin, gel desek gelirmisin?

Aşk insanlığın en asil duygusudur. Gel gör ki aşk a bintürlü anlam katarak aşkın gerçek anlamı yozlaştırıldı. Kimisi aşk bir tutkudur dedi aşk ı yatağa düşürdü, kimisi aşk delilerin eglencesidir dedi aşk ı tmarhanelik etti.

Aşk bir şeyin tüm kötü potansiyelerini görmezden gelip tamamen iyi potansiyellerine odaklanıp, kendine bu potansiyellerden yarı gerçek bir hayal dünyası yaratma tribidir.

Bu yazıyı yazarken Dumandan Herşeyi yak dinlemek çok hoş..

Aşk ı bende yozlaştırmak istemiyorum ancak aşkın tanımı bu kadar basittir. Kendimden örnekle, Aşk bir pazar balık ekmek yedikten sonra Galata köprüsünün altında denizin senfonisini dinlerken nargile ve kuşburnu içip Topkapı sarayını izlemektir. Bu huzurmuydu yoksa:=) işte aşk tam da bu esnada İstanbul da olduğun için sükretmektir. Oysa tam o esnada denizin kiri gözlerini havanın ve denizin kokusu burnunu kaosun gürültüsü kulaklarını tırmalamaktadır oysa sen bambaşka bir boyuttasındır.

Aşkın bilinçlisi makbuldür. Aşk pahalı bir duygudur ve her anı dikkatle harcanmalıdır. Çünkü aşk ilk olarak zamanınızdan daha sonra sosyal çevrenizden(gerçek dünyadan) tüketen bir duygudur ve dolayısı ile aşk ın fazlası hayatınız da geri dönüşü mümkün olmayan kayıplar vermenize neden olabilir.

Aşkın yan etkileri erkek ve kadın ayrımı yapmaz. Kötü biten aşkların etkileri genellikle hayal kırıklığı, yanlızlığa yöneliş, gelecek kaygısı olarak karşımıza çıkar. Ancak aşk duygusallar da daha ağır etkilere neden olur çünkü duygusal insanlar aşk dünyalarını daha komplike ve geniş tutarlar. Kötü biten aşklardan sonra çivi çiviyi söker mantığı oldukça yaygın olsada aslın da yapılması gereken durup durum değerlendirmesi yapmak ve ileri ki günlerde daha bilinçli aşklara yönelmektir. Yeni bir aşkla eski aşk acısını telafi etmek isteyen bilincsiz aşıklar sa hayati bir hata yapmaktadır hele duygusallar sa ne yazık ki ileriki yıllarda yaşama sevinçlerini kaybetme riski oldukça yüksektir.

Erkeklere tavsiyem ilk aşk deneyimlerini sexy değil de güzel ve zeki kızlarla yaşamalarıdır ki dinleyen yıldızlı pekii vericem bi de kız tarafın dan bir yatak odası:=)

Kızlarımıza tavsiyem yok ta uyarım war. Kızlar ilk aşk acılarını 2 tip erkekten çeker
1-) Yüzüne dahi bakmayan erkek; bu erkekler de 2 ye ayrılır
1a- Saygısız snop. Bunlara snoopy dielim. bu snoopiler için bkz; Melisa P nin kitabında ki ilk erkeği kısmında ki kerata. (ama sonun da ağlıyo o demeyin bana o kitap zaten komple yalan)
1b- Yüzünden başka heryerine odaklanan erkek ki bunlar daha tehlikelidir. Bunlarda T.Coşkun dielim. Bkz; Türk filimlerinde ki gazozun içine ilaç atıp kızı yatağa atan adam.

2-) Saplantılı erkekler. Bunlar da 2 ye ayrılır ama bizi bi gurubu ilgilendiriyor.
2a-Kılıbıklar. Kim olduklarını bilioruz zaten ama sizi de öle seviyoruz bunlar uslu çocuklar.
2b-"Ya Benimsin, Ya Toprağın" cılar ki bunlarda da ii korunun kızlar. Baştan maço tavırları hoş gelir de sonu pek ii bitmez.

İlk aşk acısı gelir geçer inanın. Ben adını bilem hatırlamıyorum ancak daha sonra ki aşklar da da hezimet olursa bu kırılması imkansız gibi görünen bir dğngüye dönüşür o yüzden aşık olmadan önce karşı tarafı tanımak mecburidir. Tabi tama anlamıyla tanımaktan söz etmiorum. Duygusallar mutlaka duygusal ve merhametli kişilere aşık olmalı, çoook duygusal olmayanlarda merhametli insanlara yönelmelidir bu sayede aşk bitsede acısını hissetirmez.

Benim gibi aşk için ölmeli aşk o zaman aşk diecekseniz bu Dünya ile aranızda fazla bağlar kurmamaya özen gösterin derim. Çünkü bu aşıklar mutlaka Tanrının gazabı ile yüzleşeceklerdir(waay ne yazdım:=) ).

Hiç yorum yok: